Yurt dışında yaşayan Türkler boşanma sürecini bulundukları ülkede tamamlamaları halinde evlilikleri sırasında Türkiye’de edindikleri malların durumu ne olacağı merak konusudur. Yazımızda yurt dışında yaşayan ve yurt dışında boşanmış kişilerin Türkiye’deki mallarının durumunu, nasıl paylaşılacağını, mal paylaşımı davası açma süresi, malların kaçırma durumunun nasıl önlenebileceğini, malların kaçırılması durumunda nasıl bir yol izleneceğini ve hangi malların paylaşıma dahil edileceği hakkında ayrıntılı bilgi vermeyi hedefliyoruz. Ayrıca yurt dışında yapılan boşanmanın Türkiye’de tanınması konusunda da ayrıntılı bilgiler vererek süreç hakkında tam anlamıyla bilgi sahibi olmanızı amaçlıyoruz.
Yurt dışında boşanmış kişilerin Türkiye’deki mallarının paylaşımı
Yurt dışında yaşayan kişiler yaşadıkları ülkede boşanma işlemini gerçekleştirmekle birlikte Türkiye’de mal edinmeleri halinde bu malların durumu hakkında merak edilen pek çok konu bulunmaktadır. Yurt dışında özellikle Almanya, Hollanda, Fransa, Avusturya gibi ülkelerde yaşayan Türkler evlilik birliğinde yatırım veya Türkiye’ye geldiklerinde kullanmak amacıyla mal edinmektedirler. Boşanma işlemlerini yurt dışında yapmış olsalar da Türkiye’deki mallarının paylaşımının nasıl olacağı, hangi malların paylaşıma dahil edileceği ve malların eşler tarafından kötü niyetle satışına nasıl engel olunacağı merak edilen konuların başında gelmektedir.
Yurt dışında yaşayan kişiler evlilikleri sırasında aldıkları malları bir kişinin üzerine yapmış olabilirler. Bu durum evliyken problem teşkil etmese de boşanma söz konusu olduğunda taraflar arasında paylaşımı konusunda sorunlar ortaya çıkmaktadır. Özellikle yurt dışından boşanmış olunması durumunda taraflardan biri diğerinden habersiz Türkiye’ye gelerek diğer eşten mal kaçırma amacıyla malları satabilmektedir. Bu durumun önüne geçmek için öncelikle yurt dışında yapılan boşanma kararının türkiyede tanınması gerekmekte daha sonra ise mal paylaşımı ( mal rejiminin tasfiyesi) davası açılarak mahkemeden kaçırılabilecek malların üzerine tedbir konulması talep edilmelidir. Mahkeme tarafından tedbir kararı verildikten sonra bu mallar satılamayacaktır.
Sonuç olarak yurt dışında boşanmış kişilerin Türkiye’deki malların paylaşımında öncelikle yurt dışında verilen boşanma kararın Türkiye’de tanınma işleminin yapılması daha sonra mal rejiminin tasfiyesi davası açılarak evlilik sırasında alınan Türkiye’deki malların paylaşımının yapılması gerekmektedir.
İlgili Makale: Boşanmada Mal Kaçırma Nasıl Engellenir?
Yurt dışında boşanma Türkiye’deki malların durumu
Yurt dışında boşanma işlemi yapıldığında buradaki mallar hakkında bir paylaşım yapılsa da Türkiye’de bulunan malların durumunun ne olacağı merak edilen konuların başında gelmektedir. Öncelikle Türkiye’deki malların paylaşımı için dava açılabilmesi için mal rejiminin sona ermesi gerekmektedir. Bu da ancak yurt dışında verilen boşanma kararın Türkiyede tanıma işleminin yapılmasıyla olacaktır. Bundan sonra Türkiye’deki malların paylaşımı için dava açılabilecektir.
Eşler arasında boşanma davası gündeme geldiğinde sıklıkla mal paylaşımı sırasında eşine mal vermek istemeyen taraf, malları üçüncü kişilere devrederek, bağışlayarak veya satarak mal kaçırmaya çalışmaktadır. Diğer taraf bu durumdan çoğunlukla malları paylaşmak istediğinde haberi olmaktadır. Türk Medeni Kanununda boşanma davası açılmadan son 1 yıllık süre içinde yapılan eşin rızası alınmadan yapılan karşılıksız kazandırmalar boşanma davasının açıldığı tarihte kişinin mal varlığında bulunmasa bile sanki elinden çıkmamış gibi diğer eşin katılma payı alacağı hesaplamasına dahil edilir.
Boşanma davası açılmadan bir yıldan daha uzun süre önce yapılan boşanmada mal kaçırma durumları diğer eşin katılma payı alacağını azaltmak kastıyla yapıldığı ispatlanırsa mal paylaşımına dahil edilmektedir. Ancak bu noktada bazı problemler bulunmaktadır. Bunlardan ilki eşin mal kaçırma amacıyla devir yaptığının ispatlanmasıdır. İkinci sorun ise kaçırılan mallar eşin lehine hesaplamaya dahil edilse bile eğer mal kaçıran eş üzerinde ekonomik değeri olan bir malvarlığı bırakmamışsa bunun tahsil edilmesi oldukça zordur.
Bu nedenle yurt dışında boşanmış kişiler Türkiye’de mal varlıklarının bulunması durumunda eşi mal kaçırmadan Türkiye’de alanında uzman bir avukattan hukuki yardım alarak boşanma kararının Türkiyede tanınması sağlamalı daha sonra ise Türkiyedeki malların paylaşımı için dava açılmasını sağlamalıdır.
Yurt dışında boşanmanın Türkiye’de tanınması
Yurt dışında verilen boşanma kararının Türkiyede yeniden boşanma davası açmaya gerek kalmadan hukuken geçerli olabilmesi için tanıma işlemi yapılması gerekmektedir. Ancak yurt dışında verilen boşanma kararında nafaka, velayet, tazminat içeren hükümlerin Türkiyede sonuç oluşturması isteniyorsa bu durumda tenfiz davası açılması gerekmektedir. Tanıma başvurusu nüfus müdürlüklerine ve Türk konsolosluklarına yapılabilir ancak tenfiz işlemi için mutlaka dava açmak gerekecektir.
25.03.2020 tarihinden önce nüfusta tanıma işlemi yapılabilmesi için eşlerin birlikte başvuru yapması aranmaktaydı. Ancak 25.03.2020 tarihinde yapılan değişiklikle tek tarafa başvuru yapma imkanı sağlanmıştır. Taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan taraf kendisi veya vekili tek başına başvuru yapabilecektir. Görüldüğü gibi tek başına başvuru durumu ancak diğer tarafın yabancı olması durumunda mümkündür. Sonuç olarak yurt dışında boşanma kararının Türkiyede geçerli olmasını isteyen taraf Türkiyeye gelerek bizzat başvuru yapabileceği gibi yurt dışından Türkiyeden bir avukata vekaletname vererek işlemi onun tarafından yapılmasını da sağlayabilir.
Nüfus müdürlüklerine yapılan başvuru kabul edildiğinde yurt dışında verilen boşanma kararı Türkiyede hukuken geçerli olur, taraflar Türkiyedede resmi olarak boşanır ve nüfus kayıtları güncellenir. Ancak bazı durumlarda nüfus müdürlüğü yapılan başvuruyu reddedebilir. Bu durumda tanıma davası açılması gerekmektedir. Türkiyede açılacak tanıma davasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise Türkiyede yerleşim yeri varsa o yer mahkemesi, yerleşim yeri yoksa en son sakin olduğu yer mahkemesi, bunlardan hiçbirinin bulunmaması halinde İstanbul, Ankara veya İzmir mahkemeleri yetkilidir.
Boşanma kararının tanınması başvurusu için gerekli belgeler 2025
Yabancı ülkeden verilen boşanma kararın Türkiyede geçerli hale gelmesi için nüfus müdürlüklerine başvuru yapılması için bazı belgelerin eksiksiz olarak sunulması gerekmektedir. Bu işlem için nüfus müdürlüğünden öncelikle randevu alınması gerekmektedir. Randevu işlemleri için bu linki tıklayabilirsiniz. Belgelerin eksik olması durumunda başvuru reddedilecektir. Boşanma kararının tanınması başvuru için nüfusta gerekli belgeler:
- Başvuru formu
- Yurt dışında verilen boşanma kararının aslı ve apostil şerhli Türkçe tercümesi
- Kesinleşme şerhi, kesinleşme şerhi yoksa boşanma kararının verildiği ülkenin kanunlarına göre kesinleştiğine dair belge ile apostil şerhli onaylanmış Türkçe tercümeleri,
- Kimlik ve pasaport fotokopileri, taraflardan biri yabancı ise bu kişinin kimlik ve pasaportunun noter tasdikli Türkçe tercümeleri
- Avukat aracılığıyla yapılacak başvurularda fotoğraflı vekaletname,
- Yabancı ülke adli veya idari makamlarca verilen kararla ilgili daha önce Türk mahkemelerinde açılmış veya hala görülen bir dava dosyasının bulunması durumunda buna ilişkin belgeler
Nüfus Müdürlüğü Tanıma İşlemi için Başvuru formu örneği
Yurt dışında boşanan kişilerin Türkiyedeki malları nasıl paylaşılır?
Yurt dışında boşanan kişilerin Türkiyedeki malların paylaşımı sırasında ayrı bir mal rejiminin tercih edilmemesi durumunda edinilmiş mallara katılma rejimine göre paylaşım yapılacaktır. Buna göre evlilik birliğinde alınan mallar kişisel mal ve edinilmiş mal olarak ayrıma tabi tutulacak kişisel mallar paylaşıma dahil edilmeyecektir. Peki edinilmiş mallar ve kişisel mallar nedir?
Edinilmiş mallar Türk Medeni Kanununun 219.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemede ‘’Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
- Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
- Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
- Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
- Kişisel mallarının gelirleri,
- Edinilmiş malların yerine geçen değerler
Kişisel mallar Türk Medeni Kanununun 220.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre ‘’Aşağıda sayılanlar, kanun gereğince kişisel maldır:
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
- Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
- Manevî tazminat alacakları,
- Kişisel mallar yerine geçen değerler.
Evlilik birliğinde alınan mallar aksi ispat edilene kadar edinilmiş mal sayılır. Yani evlilik birliğinde alınan bir malın kişisel malı olduğunu iddia eden taraf bu iddiasını delillerle ispatlamalıdır. Bu süreçten sonra paylaşıma dahil malların bilirkişi tarafından değeri belirlenir, bu değer üzerinden mal paylaşımı yapılır. Burada bilinmesi gereken en önemli nokta mahkeme tarafından malların devri şeklinde değil parasal bakımdan ödenmesi şeklinde karar kurulacaktır.
Yurt dışında boşanan eşlerin mal paylaşımı davası açma süresi
Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşler arasındaki dayanışmanın gereği olarak evlilik birliğinde edinilmiş mallar üzerinde diğer eşe bir alacak hakkı tanınmıştır. Türk Medeni Kanunu’nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Ancak Türk Borçlar Kanunu 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun’un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle TBK’nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Yargıtay uygulamalarında da mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas 2013/520 Karar sayılı kararı) kabulü de bu yöndedir.
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 19.04.2016 tarih 2016/2953 esas 2016/7216 sayılı kararında
‘’Eşler 03.02.1983 tarihinde evlenmişler, 27.07.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.05.2006 tarihinde kesinleşmesi ile boşanmışlardır. Mal rejimi TMK’nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Temyize konu dava 26.05.2014 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK’nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanun’un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir.
TBK’nun 146.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Dairemiz uygulamalarında da, mal rejiminin tasfiyesi davalarında on yıllık genel zamanaşımı süresi kabul edilmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas 2013/520 Karar sayılı kararı) kabulü de bu yöndedir. Her ne kadar, Dairemiz önceki uygulamalarında edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanmayla sona ermesi durumunda, TMK’nun 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresini kabul etmişse de, Yargıtay HGK’nun yukarıda açıklanan içtihadı doğrultusunda görüş değişikliğine gidilmiştir.
TBK’nun 149/1.maddesine göre, zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Aynı Kanun’un 153/3.maddesine göre de, evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa da durur. Açıklanan yasal düzenlemeler karşısında; boşanma kararının kesinleştiği tarihte başlayan on yıllık zamanaşımı süresi, temyize konu davanın açıldığı tarih itibarıyla henüz dolmadığından, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak taraf delillerine göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.’’ şeklinde karar verilmiştir.