
Boşanmada Mal Kaçırma Nasıl Engellenir? Eşler arasında boşanma davası gündeme geldiğinde sıklıkla mal paylaşımı davasında eşine mal vermek istemeyen taraf malları üçüncü kişilere devrederek, bağışlayarak veya satarak mal kaçırmaya çalışmaktadır. Diğer taraf bu durumdan çoğunlukla boşanma davası ve mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığında bilgisi olmaktadır. Yazımızda boşanma davası öncesinde ve boşanma davası sürecinde mal kaçırmanın nasıl engelleneceğini, kaçırılan malların mal rejiminin tasfiyesinde durumunun nasıl olacağı, mal kaçırmaya hangi davranışların girdiği hakkında ayrıntılı bilgi vermeye çalışacağız.
Boşanmada mal kaçırma nasıl yapılır?
Taraflar arasında boşanma davası sürecinde eşlerin birbirlerinden mal kaçırarak mal rejiminin tasfiyesinde diğer eşin alacağını azaltmak için uğraşması uygulamada sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur. Ancak Türk Medeni Kanununun 229.maddesinde ”Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
- Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
- Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler.
Bu tür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir.” şeklinde yapılan düzenlemeyle kaçırılan malların mal rejiminin tasfiyesinde ne şekilde değerlendirileceği düzenlenmiştir. Yani eşlerden biri mal rejiminin devamı süresince eşinden boşanmada mal kaçırma amacıyla devir, satış veya bağış yaptığı durumlarda bu mallar da mal rejiminin tasfiyesinde edinilmiş mallara eklenir. Kaçırılan mallar mal rejimine dahil olarak hesaplamaya eklenir. Buradaki önemli nokta çoğu kişi mal rejiminin sona ermesinden 1 yıl önceki olağan dışı karşılıksız kazandırmaların mal kaçırmaya girdiğini düşünmektedir, ancak evlilik birliğinin devamı süresince eşinin mal rejimindeki alacağı azaltmak amacıyla yaptığı devirler de ispatlanması durumunda hesaplamaya eklenir.
İlgili Makale: Evlilikte Krediyle Alınan Mallar Boşanırken Nasıl Paylaşılır?
Boşanmada Mal Kaçırma Nasıl Engellenir?
Boşanma davasında mal kaçırmanın nasıl engellenir sorusu boşanmayı düşünen eşlerin en çok merak ettiği konuların başında gelmektedir. Evlilik birliğinde eşinin mal kaçıracağını düşünen taraf belirli önlemleri alması boşanma davası sırasında sürprizle karşılaşmaması için önemlidir.
Öncelikle eşlerin birlikte ikamet ederek aile birliğini devam ettirdikleri taşınmaz aile konutu niteliğindedir. Aile konutu eşlerin rızası olmadan satılamaz, rehnedilemez, başkasına konut üzerinde herhangi bir hak tesis edilemez. Eşinin birlikte yaşadıkları evi satacağını düşünen eş mutlaka aile konutu şerhi konulması için taşınmazın bulunduğu tapu müdürlüğüne başvuru yapmalıdır.
Tapuya aile konutu şerhi konulması için evlilik cüzdanı, mahalle muhtarından alınacak aile konutu belgesi, başvuru yapan eşin vukuatlı nüfus kayıt örneği,TC kimlik kartı, ikametgah belgesi ile başvuru yapılarak aile konutu şerhi konulması talep edilir. Tapuda aile konutu şerhi konulması için diğer eşin rızası aranmaz. Tapuda taşınmaza aile konutu şerhi konulduğunda diğer taraf bu konutu satamaz, devredemez ve rehnedemez.
Aile konutu şerhi konulduğunda diğer eşin imzası olmadan aile konutunun satılması mümkün değildir. Bu sayede aile konutu boşanmada mal kaçırma durumunda güvenceye altına alınmış olur. Ancak aile konutu şerhi konulmamışsa bile aile konutu niteliğindeki taşınmazın satılması durumunda satışın iptali için ”tapu iptal ve tescil davası” açılabilir.
Eşlerden birinin evlilik birliği süresince aile konutu olmayan başka taşınmazları devretmesi, aracı devretmesi veya bankada bulunan paraları transfer etmesi durumları önlenemez durumlar olsa da yapılan işlemlerin karşılıksız olması ve diğer eşin katılma payı alacağını azaltma kastıyla yapıldığının ispatlanması durumunda yapılan işlemler hiç yapılmamış gibi mal rejiminin tasfiyesinde hesaplamaya eklenir.
Boşanma davası açmayacağı düşünen eş boşanmada mal kaçırma durumuyla karşılaşmamak için mutlaka alanında uzman boşanma avukatı ile çalışılmalıdır. Boşanma davasının mal rejimi davasıyla birlikte açılması mal kaçırma durumlarının önüne geçmek için büyük öneme sahiptir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma gerçekleşmekten yapılamaz.
Ancak bu durum boşanma ve mal rejiminin tasfiyesi davalarının aynı anda açılmasını engellemez. Mal rejiminin tasfiyesi davasında boşanma davası bekletici mesele yapılır. Mal rejiminin tasfiyesi davasında ihtiyati tedbir talep edilerek eşin malları üzerine tedbir konularak boşanma davası sürecinde de mal kaçırması engellenmiş olur. Mal kaçırma ihtimali olan eşin üzerine kayıtlı taşınmaz, araç ve banka hesaplarına tedbir konularak işlem yapması engellenmiş olur.
Boşanma Davasında Mal Kaçırma Suçu ve Cezası
Eşlerden birinin evlilik birliğinde mal kaçırma durumu Türk Ceza Kanunununda düzenlenmiş bir suç değildir. Bu nedenle ceza kanunu bakımından herhangi bir yaptırımı yoktur. Ancak evlilik birliğinde mal kaçıran taraf bu eylemleri Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş suç olarak düzenlenmiş eylemler kullanarak gerçekleştirmesi bunlar için öngörülen yaptırımlara maruz kalabilir. Örneğin resmi bir belgede sahtecilik yapması, boşanmada mal kaçırma sırasında eşini tehdit etmesi ya da dolandırıcılık faaliyetiyle boşanmada mal kaçırma eyleminde bulunması durumunda bu eylemlerine uyan Türk Ceza Kanununda düzenlenmiş yaptırımlarla karşılaşır.
Boşanma Davası Açılmadan önce kaçırılan Mallar Paylaşıma Dahil Midir?
Kural mal rejiminin sona erdiği zaman yani boşanma davasının açıldığı zaman eşlerin üzerine kayıtlı mal varlıkları paylaşıma dahil edilir. Ancak mal rejiminin sona ermesinden önce genelde boşanma davası gündeme geldiğinde boşaltılan banka hesapları ve devir edilen mallar sıkça karşılaştığımız bir durumdur.
Türk Medeni Kanununda boşanma davası açılmadan son 1 yıllık süre içinde yapılan eşin rızası alınmadan yapılan karşılıksız kazandırmalar boşanma davasının açıldığı tarihte kişinin mal varlığında bulunmasa bile sanki elinden çıkmamış gibi diğer eşin katılma payı alacağı hesaplamasına dahil edilir. Boşanma davası açılmadan bir yıldan daha uzun süre önce yapılan boşanmada mal kaçırma durumları diğer eşin katılma payı alacağını azaltmak kastıyla yapıldığı ispatlanırsa mal paylaşımına dahil edilmektedir
Boşanmada mal kaçırma nasıl ispatlanır?
Boşanmada mal kaçırma durumunun ispatlanması genellikle mal rejiminin tasfiyesi davasında davalının geriye yönelik olarak bazı mal varlığı araştırmalarının yapılmasını mahkemeden talep edildiğinde ortaya çıkmaktadır. Evlilik birliğinde eşlerden birinin banka hesabından yüklü miktarda para çekilmesi veya başka birine gönderilmesi durumunda eşinin katılma payını azaltma kastıyla yaptığı düşünülebilir.
Eşlerden birinin bu hareketleri boşanma davası açılmasında bir yıl öncesi yapması durumunda karşılıksız olarak para transferi yapmadığını ispatlaması gerekmektedir. Bu nedenle mal rejimi tasfiyesi delilerinde karşı tarafın evlilik birliğinin başından itibaren bankalardaki hesap hareketlerinin incelenmesinin talep edilmesi olası boşanmada mal kaçırma durumunun fark edilebilmesi için büyük öneme sahiptir.
Mal paylaşımı davasında eşin tapu ve taşınmaz kayıtlarının araştırılmasının talep edilmesi büyük öneme sahiptir. Ancak dava dilekçesinde bu araştırmanın mahkemeden talep edileceği durumda mutlaka evlilik birliğinin başından itibaren aktif ve pasif mal taşınır ve taşınmaz kayıtlarının sorgulanması istenmelidir. Mahkeme dava tarihinde davalının üzerine mevcut olan taşınır ve taşınmazların araştırmasını yapar ve davacı tarafından talep edilmesi halinde ihtiyadi tedbir talebini değerlendirerek, taşınır ve taşınmazların devrini engellemek için tedbir kararı verir.
Ancak dava tarihinde üzerinde kayıtlı olmayan evlilik birliği sırasında boşanmada mal kaçırma amacıyla devredilme ihtimali bulunan mallar ancak kişinin aktif ve pasif taşınır ve taşınmazların kaydının araştırılmasıyla ortaya çıkabilir. Devredilen malların hangi tarihlerde ve kimlere devir yapıldığının da mahkemeden talep edilerek araştırılması gerekmektedir.
Eşlerden biri ticaret yapıyorsa ya da şirketlerde hisse ortaklığı bulunmaktaysa bu hisselerin değeri de mal paylaşımında değerlendirileceği için kişinin ticari kayıtlarının incelenmesi de önemlidir. Hissenin başkasına karşılıksız şekilde veya eşinden mal kaçırma amacıyla yapıldığının tespit edilmesi durumunda hissenin gerçek değeri de elden çıkartılmamış gibi paylaşıma dahil edilir.
Boşanmada mal kaçırma yargıtay kararları
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 12.04.2021 tarihli 2020/3418 esas, 2021/3357 sayılı kararı
” İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalının taşınmazı 2014 yılındaki 3.kişiye devrinin katılma alacağını azaltma kastıyla yapılmadığı kabul edilerek, davacı tarafın katılma alacağı talebi reddedilmiş ise de, boşanma dava dosyasında dinlenen tanık beyanlarına göre, tarafların Ekim 2014 yılında meydana gelen tartışma sonrası ayrıldıkları, bu tartışmadan sonra yeniden bir araya geldikleri, 2015 yılının sonuna doğru yeniden anlaşmazlığa düştükleri ve ayrıldıkları, bu anlaşmazlık sonrası açılan boşanma davası sonrasında boşandıkları, davalının davacıyla Ekim ayındaki tartışmaları sonrasında, 11.11.2014 tarihinde taşınmazı 3.kişiye devrettiği, daha sonra boşanma davasından sonra 2018 yılında yeniden taşınmazı devraldığı dikkate alındığında, davalının davaya konu taşınmazı davacının katılma alacağını azaltma kastıyla devrettiğinin kabulü gerekir.”
Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 20.03.2019 tarih 2018/13949 esas 2019/2926 sayılı kararı
”Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkemece, tasfiyeye konu devremülkün evlilik birliği içinde satın alınması yeterli kabul edilip devredildiği gözardı edilerek katılma alacağına hükmedildiği, davalı adına satın alınan devremülkün boşanma dava tarihinden yaklaşık iki yıl önce devredildildiği anlaşılmıştır. Mal rejimin sona erdiği tarihte tasfiyeye konu mal mevcut olmadığına göre, TMK’nin 229 maddesine göre eklenecek değerlerin varlığını yani mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devir olduğunu davacının ispatlaması gerekir (TMK mad. 6, HMK mad. 190).
Taraf ve tanık beyanları ile toplanan tüm delillere göre, davacı tarafından taşınmazın devir parasının mevcut olduğunun veya davalının diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla devir yaptığının iddia ve ispat edilmediğinin, ayrıca devremülkün değeri dikkate alındığında devir bedelinin evlilik birliği içinde harcanmış olacağının kabulü gerekir. O halde, Mahkemece, davanın devremülk yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, konuya ilişkin temyiz itirazı reddedildiğinden karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 10.11.2021 tarih 2021/5410 esas 2021/8376 sayılı kararı
” Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 Sayılı TMK mad.235/1). Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken “eklenecek değerler” de göz önünde bulundurulur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 229. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir.
Somut olayda, mahkemece Eminönü’ndeki dükkandan kira gelirinin mevcut olduğu ispatlanamadığının kabulü yerinde ise de, dükkanın devir parasına yönelik ret kararı dosyadaki mevcut delil durumuna göre hatalı olmuştur. Şöyle ki, davalı erkeğin dükkanın işletmesini evlilik birliği içinde 08.05.2009 devraldığı, taraflar arasındaki darp olayınından sonra, boşanma dava tarihinden (27.12.2010) önce 29.06.2010 tarihinde davalı erkeğin kız kardeşine dükkanın işletmesini devrettiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece dükkanın işletmesinin devir tarihi ile taraflar arasındaki darp olayının tarihi ve önceki boşanma dava tarihi göz önünde bulundurulduğunda TMK 229. maddesi gereğince dükkanın devir parasının eklenecek değer kabul edilerek tasfiyede dikkate alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.”
Hukuk Genel Kurulu 26.09.2012 tarihli 2012/192 esas 2012/629 sayılı kararı
”TMK’nın 229/2.maddesine bakıldığında ise, bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerin edinilmiş mallara ekleneceği düzenlenmiştir. Burada üzerinde durulması gereken kavram “Katılma alacağını azaltmak kastı” dır. Yoksa var olan bir iradenin gizlenip görünüşte başka bir işlem yapılması hususu değildir.Taraflar arasında yapılan bir sözleşme muvazaalı olmasa bile alacağı azaltma kastı ile yapılmış olabilir. Yani geçerli sözleşmelerde de maddede değinildiği anlamda alacağı azaltma kastı bulunabilecektir. Muvazaaya dayalı dava sonucunda verilecek karar, TMK’nın 229/2.maddesi anlamında alacağı azaltma kastının eldeki davada değerlendirilmesi yönünden, olumlu ya da olumsuz bir sonuç doğurmayacaktır.Temlik muvazaalı olmasa bile, koşulları varsa alacağı azaltma kastı ile yapılmış olabilir.”