
Boşanma sürecinde tarafların müşterek çocuklarının bulunması durumunda velayet konusu tarafların merak ettiği konuların başında gelmektedir. Özellikle, Boşanmada 2 Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusu, ebeveynler için en kritik konulardan biridir. Yazımızda çekişmeli boşanma durumlarında çocukların velayet haklarının nasıl belirlendiğini, yaşa bağlı olarak çocuklara velayet hakkında fikirlerinin ne zaman sorulabileceğine ve annenin geliri olmadan velayet hakkına sahip olup olamayacağını inceleyeceğiz. Ayrıca, kardeşlerin farklı taraflara verilmesi durumu ve hakimlerin karar verirken yaptığı araştırmalar hakkında da bilgi vereceğiz.
Boşanmada 2 Çocuğun Velayeti Kime Verilir?
Boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir sorusu, ebeveynler arasında sıklıkla tartışılan ve kafa karıştıran bir konudur. Velayet, çocuğun fiziksel bakımı, eğitim, sağlık, ve genel yaşam koşullarının belirlenmesi gibi önemli sorumlulukları içerir. Bu nedenle, mahkemeler bu kararı alırken birçok faktörü göz önünde bulundurur.
Mahkemeler çocukların yaşını, cinsiyetini ve ihtiyaçlarını dikkate alıp çocuğun üstün menfaatini gözeterek bir değerlendirme yapar. Çocukların yaşları, velayet kararında büyük rol oynar; küçük yaş grubundaki çocuklar annenin bakımına muhtaç durumda olduklarından genellikle annenin velayet talebi daha önceliklidir. Ancak, bu durum her zaman geçerli olmayıp, annenin çocuğun bakım ve güvenliğini sağlayamayacak durumda olması halinde velayet anneye verilmez.
Ayrıca, boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir sorusu, birden fazla çocuğun bulunması durumunda çocukların velayetlerinin farklı taraflara verilip verilmeyeceği merak edilmektedir. Mahkeme, çocukların yaşlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini göz önünde bulundurarak kardeşlerin aynı evde büyümesine olanak tanımaya çalışır. Ancak bazı durumlarda, çocukların yaşları, ihtiyaçları ve ebeveynlerle olan ilişkilerine göre çocukların velayetler farklı taraflara verilebilir.
Uygulamada boşanmada iki çocuğun velayetinin farklı ebeveynlere verilmesiyle ilgili en sık karşılaştığımız durum çocuklardan birinin yaşının küçük olması bu nedenle annenin bakımına muhtaç olması diğer çocuğun ise idrak yaşında olup velayetle ilgili düşüncesi sorulduğunda babasıyla kalmayı tercih etmesi durumunda çocukların velayetleri farklı ebeveynlere verilebilmektedir. Burada mahkeme tarafların veya çocukların istekleri göz önünde bulundursa da çocuğun üstün menfaatine en uygun kararı verir. Mahkemenin çocukların velayetleri farklı ebeveynlere vermesi durumunda kardeşlerin birbirleriyle ilişkisini sürdürmesi için gerekli önlemleri almak zorundadır. Çocukların farklı taraflara verilmesi çocukların kardeşlik ilişkisini zedeleyecek ise mahkeme çocukların birlikte tek bir ebeveyne verilmesine öncelik verir.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 06.11.2017 tarihli 2016/11334 esas 2017/12266 sayılı kararında
Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, 2000 doğumlu ortak çocuk …’in velayetinin babaya, … ve …’ın velayetlerinin ise anneye verilmesine karar verilmiş, velayeti kendisine verilmeyen ebeveynle çocuklar arasında karşılıklı kişisel ilişki tesis edilmiş ancak kurulan kişisel ilişki kardeşlerin birbirini göremeyecekleri şekilde düzenlenmiştir. Velayet kendisine bırakılmayan ortak çocukla diğeri arasında kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin birbirini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkisinin gelişmesi için önemlidir. Bu bakımdan kardeşlerin birbirlerini görecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç olarak, boşanma sürecinde çocukların velayetinin belirlenmesi, hem çocukların hem ebeveynlerin hem de durumun şartlarına göre çocuğun üstün menfaatine en uygun karar verilmesini gerektirir bir süreçtir. Boşanma aşamasında çocukların ve ebeveynlerin velayet konusundaki durumlarını ortaya koymak için mahkeme tarafında uzman kişi belirlenerek sosyal inceleme raporu ( SİR) hazırlanmaktadır. Genellikle hakim bu raporda yer alan uzman görüşüne göre karar vermektedir.Bu süreçte her adım dikkatlice değerlendirilmeli ve çocukların menfaati öncelikli olarak gözetilmelidir.
Çekişmeli Boşanmada Çocuk Kimde Kalır?
Çekişmeli boşanma durumlarında, çocukların velayetinin kime verileceği sıklıkla merak edilen bir konudur. Boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir sorusu, birçok ebeveynin karşılaştığı tartışmalı bir meseledir. Bu tür durumlarda, mahkeme, çocukların üstün menfaatini gözeterek hareket eder.
İlk olarak, çocukların yaşları ve gelişim düzeyleri dikkate alınır. Genel olarak, küçük yaş gruplarındaki çocukların velayetinde, annelerin önceliği bulunurken, daha büyük yaşlardaki çocukların tercihi de önem arz etmektedir. Çocuk, özellikle 10 yaş ve üzerindeyse, kendi isteklerini ifade etme hakkına sahip olduğundan, mahkeme bu durumu dikkate alır.
Bunun yanı sıra, ebeveynlerin maddi durumu, çocukla olan ilişkileri ve psikolojik durumları gibi unsurlar da önemli bir rol oynamaktadır. Mahkeme, tarafların yaşam koşullarını değerlendirirken, çocuğun sosyal ve psikolojik gelişimini etkilememek adına uygun bir ortam sağlandığından emin olmaya çalışır. Ebeveynlerin çocuklarına karşı sergiledikleri tutumlar, onların sorumlulukları ve çocukla olan iletişimleri ise, mahkeme tarafından titizlikle incelenir.
Ayrıca, uzman görüşleri de bu süreçte oldukça değerlidir. Mahkeme, çocuğun geleceği için en uygun kararı verebilmek amacıyla pedagoglara veya sosyal hizmet uzmanlarına başvurarak, çocuk üzerindeki etkileri hakkında daha derinlemesine bilgi alabilir. Bunun yanı sıra, her iki ebeveynin de çocukla olan ilişkileri, özelikle geçmişteki tutumları, mahkeme kararının şekillenmesinde önemli bir faktördür.
Sonuç olarak, çekişmeli boşanmada mahkeme, her durumu kendine özgü olarak değerlendirir ve çocukların en iyi çıkarlarını ön planda tutarak, velayet konusunda sağduyulu bir karar almak için çeşitli kaynaklardan bilgi toplar. Bu sürecin karmaşıklığı, tüm ebeveynlerin iyi bir bilgiye sahip olmasını gerektirir; bu nedenle, profesyonel bir hukuki yardım almak her zaman akıllıca bir seçim olacaktır.
Velayet Davasında Kaç Yaşında Çocuğa Sorulur?
Boşanma sürecinde Boşanmada 2 Çocuğun Velayeti Kime Verilir sorusu sıkça gündeme gelen konuların başında yer almaktadır. Velayet dava süreçlerinde çocukların görüşleri, mahkeme tarafından dikkate alınan unsurlardan biridir. Ancak, çocukların ne şekilde ve hangi yaşta görüşlerinin alınacağı hususu bir o kadar önemlidir. Yargıtay idrak yaşına gelen çocuğun fikri alınmadan verilen velayet kararının eksik inceleme nedeniyle bozmayı gerektirir bulduğu pek çok kararı bulunmaktadır.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 07.11.2018 tarih 2017/1067 esas 2018/12728 sayılı kararında
‘’Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin 3. ve 6. maddeleri iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir.
Bu sebeple, çocukların idrak çağına ulaştığı dikkate alınarak, ortak çocukların, eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihinin kendisinden sorulması ve gerektiğinde psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 sayılı Kanun m. 5) ortak çocukların anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağı tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, velayet düzenlemesi yönünden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.’’
Çocuğun Yaşına Göre Değerlendirme
Velayet davalarında, çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine göre görüş alma süreci değişiklik göstermektedir. genel olarak, 0-8 yaş arasındaki çocukların görüşlerinin mahkemeye iletilmesi sıkça önerilmez. Bu yaş grubundaki çocukların karmaşık duygusal yapıları ve psikolojik durumu, genellikle yeterli bir değerlendirme yapılmasını zorlaştırır. Dolayısıyla, mahkemeler bu çocukların bakım ve koruma ihtiyacını öncelikli olarak dikkate alır.
8 Yaş ve Üstü Çocuklar
8 yaşından itibaren, çocuklar daha etkin bir biçimde kendi duygularını ifade etme yeteneğine sahip olmaktadırlar. Bu yüzden, 8 yaş ve üzerindeki çocukların görüşleri, velayet davalarında daha fazla önem kazanmaktadır. Mahkemeler, bu yaş grubu için çocukların yaşam standartları, psikolojik ve sosyal gelişimleri ile ilgili olarak farklı uzmanların görüşlerini değerlendirebilir. Ayrıca, bu yaştaki çocukların kendi ebeveynleriyle olan ilişkileri ve hissettikleri duygusal bağlılık, hakim için önemli etkenlerdendir.
Uzman Görüşlerinin Rolü
Çocuklarla yapılan görüşmeler, çok sayıda profesyonel ve uzman tarafından gerçekleştirilir. Çocuk psikologları, sosyal hizmet uzmanları gibi birçok uzman, çocuğun duygusal durumu hakkında önemli bilgiler sunabilir. Bu şekilde, hakim çocuğun yaşını ve gelişim sürecini göz önünde bulundurarak karar verme aşamasına geçebilir. Çocuğun uzmanlarla gerçekleştireceği görüşmeler ebeveynlerin baskısına maruz kalmadan kendi düşüncelerini dile getirebilmesine yardımcı olur. Uzman tarafından tutulan raporda çocuğun idrak durumunun mevcut olup olmadığıyla ilgili de bilgi verilir.
Sonuç itibarıyla, mahkemeler velayet davalarında çocukların bakımı, güvenliği, ihtiyaçları, idrak yaşına göre isteklerini göz önünde bulundurur. Uzman raporları çocukların velayet konusundaki isteklerinin kendi düşüncelerinden mi yoksa ebeveynlerin baskısı neticesinde şekillendiğini anlamaya yardımcı olur. Bu nedenle mahkemeler her durum kendine özel olsa da genellikle uzman kişinin raporu doğrultusunda karar vermektedir.
Boşandıktan Sonra Çocuk Kime Verilir?
Boşanma süreci, sadece eşler arasındaki hukuki meselelerle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda çocukların geleceğini de derinden etkileyen bir durumdur. Boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir sorusu, bu süreçte en çok üzerinde durulan konulardan biridir. Velayet durumu, yalnızca ebeveynlerin istekleriyle değil, aynı zamanda çocuğun üstün menfaati ve istekleri doğrultusunda şekillenir.
Öncelikle, boşandıktan sonra çocukların velayetinin kime verileceği, birçok faktöre bağlıdır. Bu faktörler arasında ebeveynlerin ekonomik durumu, çocukların bakım ve ihtiyaçları, yaşam standartları, ebeveynlerin çocuklarla olan fiziksel ve duygusal bağları yer alır. Mahkeme, tüm bu unsurları değerlendirerek karar verir. Çocukların hangi ortamda gelişimini daha iyi sağlayacağı hangi ebeveynin bu süreçte daha iyi bir destek sağlayacağından yola çıkarak belirlemek önceliklidir.
Bir diğer önemli nokta ise, çocukların yaşıdır. Küçük yaş grubu özellikle 0-5 yaş grubu için anne ve babanın bakım kapasiteleri dikkate alınmakta; genellikle beş yaşından küçük çocuklar annenin bakımına muhtaç durumda olduğu için velayetin anneye verilme ihtimali daha yüksektir. Ancak çocuğun annenin bakımına muhtaç durumda olması yeterli olmayıp annenin çocuğun bakım, ihtiyaç, güvenliği ve gelişimi için uygun ortamı sağlaması da önemlidir. Çocukların yaşının daha büyük olması durumunda özellikle 8 yaş üstündeki çocukların idrak yaşında olduğu kabul edildiğinden velayet konusunda çocuğunun düşüncesine başvurulması büyük öneme sahiptir. Ancak hakim çocuğun isteğiyle bağlı olmayıp diğer ebeveyne verilmesi çocuğun üstün menfaatine olacağı düşüncesinde ise buna göre karar verir.
Sonuç olarak, boşandıktan sonra çocukların kime verileceği, sadece bireysel taleplerle değil; aynı zamanda çocukların üstün menfaatlerinin göz önünde bulundurulmasıyla belirlenmektedir. Bu süreçte hem duygusal hem de hukuki açıdan dikkatli olmak, önemli bir rol oynamaktadır.
Geliri Olmayan Bir Anneye Velayet Verilir Mi?
Geliri olmayan bir annenin velayet hakkı, çoğu zaman hukuki ve sosyal faktörlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir.Boşanma davalarında çocuğun velayeti hususunda hakim karar verirken çocuğun bakım ve gözetimi, üstün yararını ve güvenliğini göz önünde bulundurarak karar verir. Annenin gelirinin bulunmaması durumu velayet konusunda yapılacak değerlendirmeleri değiştirmez. Geliri olmayan ve çalışmayan anneyi velayet verilir. Annenin gelirinin bulunmaması veya çalışmaması mahkemece nafaka hususu değerlendirilirken göz önünde tutulur.
Hakim geliri olmasa da diğer şartların mevcut olması halinde çocuğun velayetini anneye verir, diğer tarafın da çocuğun bakım ve ihtiyaçlarının karşılanması için iştirak nafakası ödemesine karar verir. Örneğin çocuğun yaşının çok küçük olması ve annenin bakımına muhtaç durumda olması durumunda anne, çocuğu bakıcı veya aile üyelerinden birine bırakıp çalışamaması durumunda velayet yine de anneye verilir. Annenin gelirinin bulunup bulunmamasına göre değil çocuğun bakımı, güvenliği, ihtiyaçları, anneye olan bağlılığı ve taraflarla olan ilişkisi daha önemli unsurlardır.
Ayrıca, velayet davasında sadece annenin maddi durumu değil, aynı zamanda babanın durumunun da dikkate alındığını unutmamalıyız. Eğer baba, çocukların bakımını sağlamadığı veya annenin çocuklarla daha iyi bir ilişkiye sahip olduğunu gösteriyorsa, mahkeme annenin lehine karar verebilir. Bu yüzden, geliri olmayan bir annenin velayeti alıp almayacağı, mutlak bir kural olmayıp, duruma göre değişkenlik göstermektedir.
Sonuç itibarıyla, boşanma durumunda geliri olmayan bir annenin velayet durumu, yalnızca mali unsurlara dayanmaz. Her çocuğun ve ailenin durumu ayrı ayrı değerlendirilmeli, çocuğun üstün menfaati göz önüne alınmalıdır. Bu nedenle, velayet davasında profesyonel bir destek almak, sürecin daha sağlıklı geçmesini sağlayabilir. Bu kapsamda, hukuk alanında uzman bir velayet avukatı ile çalışmak, haklarımızı daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
Kardeşlerin Velayetinin Farklı Taraflara Verilmesi
Boşanma süreci, yalnızca eşlerin ilişkisini sona erdirmekle kalmaz, aynı zamanda çocukların geleceği açısından da karmaşık durumlar yaratabilir. Boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir sorusunun yanıtı, birçok etkenle şekillenir. Yargıtayın bu konudaki görüş birliği ‘’ kardeşlerin birbirlerinden ayrılmama ilkesi’’ esastır şeklindedir. Bu nedenle kardeşlerin velayetinin farklı taraflara verilmesi durumu ancak haklı nedenlerin bulunması durumunda mümkündür.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 27.03.2018 tarihli 2016/14868 esas 2018/3999 sayılı kararında
‘’Mahkemece yapılan yargılama neticesinde tarafların müşterek çocuklarından 1998 doğumlu …, 2000 doğumlu …, 2005 doğumlu …’ nın velayeti davalı babaya, 29.07.2011 doğumlu …’ ın velayeti ise davacı anneye verilmiştir. 04.11.2014 havale tarihli sosyal inceleme raporuna göre velayeti davacı anneye verilen …’ın diğer kardeşleri ile birlikte babasının yanında kaldığı ve olumsuz bir durumun olmadığı anlaşılmaktadır.
Velayetin düzenlemesinde, çocukların kardeşlik ve paylaşım duygusunun gelişimi için çocuğun üstün yararı gerektirmediği taktirde “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi” esastır. Kardeşlerin birbirinden ayrılmasının onların bedeni ve ruhi gelişimlerine olumsuz etki yapacağı kuşkusuzdur. Müşterek çocuk … her ne kadar yaşı itibariyle anne bakım şefkatine muhtaç ise de dava sırasında davacı anne tarafından babanın bakım ve gözetimine bırakıldığı halen baba yanında kaldığı hususları gözetildiğinde … velayetinin davalı baba yerine davacı anneye verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.’’
Velayetin Farklı Taraflara Verilmesi Neden Olur?
Aile mahkemeleri, çocukların üstün menfaatini gözetmekle yükümlüdür. Hakim öncelikle kardeşlerin birbirlerinden ayrılmasının onların bedeni ve ruhsal gelişimlerini olumsuz etkileyeceğinden kardeşlerin birbirlerinden ayrılmasını ilke edinir. Ancak haklı nedenlerin bulunması durumunda kardeşlerin velayetleri farklı taraflara verilebilir. Uygulamada bu durumla en sık karşılaştığımız örnek, kardeşlerden birinin küçük yaşta olup idrak yaşında olmaması ve annenin bakımına muhtaç olması, diğer kardeşin idrak yaşında olup babasında kalma isteğini bildirmesidir. Bu durumda velayetin farklı taraflara verilmesi sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur.
Duygusal Etkilerin Göz Önünde Bulundurulması
Kardeşlerin ayrı ayrı ebeveynlere verilmesi, çocukların duygusal durumunu olumsuz etkileyebilir. Kardeşler arasındaki sıkı bağlar, onların güçlenmesi ve destek alması için önemlidir. Mahkemede kardeşlerin ilişkisini devam ettirmek için gerekli önlemleri almak durumundadır.
Uzman Görüşleri ve Raporları
Mahkemeler, gerekirse çocukların en iyi çıkarlarını gözetmek amacıyla uzman görüşlerine başvurabilirler. Psikologlar veya pedagojik uzmanlar, çocukların duygusal durumlarını ve ihtiyaçlarını değerlendirecek raporlar hazırlayabilirler. Bu raporlar, mahkemenin karar alma sürecinde belirleyici bir rol oynar.
Hakim Velayet Hakkında Karar Verebilmek İçin Hangi Araştırmaları Yapar?
Boşanma süreçlerinde çocukların velayeti, çoğu zaman en kritik konuların başında gelmektedir. Bu süreçte, hakim aldığı karara geçerli bir sebep oluşturması için gerekli araştırmaları yapması büyük önem taşır. Hakim boşanma davası sürecinde hem ebeveynler hem de çocuklarla ilgili pek çok faktörü göz önünde bulundurup araştırma yapar.
Öncelikli olarak, hakim çocuğun yaşını, ruhsal durumunu ve genel gelişimini göz önünde bulundurur. Çocukların bireysel ihtiyaçlarını anlamak adına, çeşitli psikolojik testler ve değerlendirmeler yapılmasını isteyebilir. Ayrıca, çocuk ile her iki ebeveyn arasındaki ilişkiyi ve iletişimi de analiz etmek amacıyla, sosyal hizmet uzmanlarının veya pedagojik danışmanların raporlarını dikkate alır. Bu tür uzman değerlendirmeleri, çocuğun ihtiyaçlarına en uygun velayet düzenlemesinin belirlenmesine yardımcı olur.
Bunun yanı sıra, her iki ebeveynin maddi durumları ve yaşam koşulları da hakim tarafından incelenmektedir. Çocuğun yaşayacağı ortamın güvenli ve sağlıklı olması önemlidir. Hakim, ebeveynlerin iş durumu, yaşayış tarzları ve sosyal destek sistemleri gibi unsurları değerlendirmek için çeşitli kaynaklardan bilgi toplayabilir. Bu bağlamda, tarafların sunduğu belgeler, görgü tanıkları ve uzman görüşleri gibi faktörler dikkate alınacaktır.
Çocuğun kendi istemleri de, velayet kararının şekillendirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle idrak yaşındaki çocukların görüşüne başvurulması büyük öneme sahiptir. Çocukların idrak yaşında olmasına rağmen kendi menfaatine uygun karar verip veremeyeceği, çocuğun ebeveynleriyle ilişkisinin objektif olarak ortaya koyulabilmesi için çcouklar genellikle mahkemenin görevlendirdiği uzman tarafından dinlenir. Uzman kişi tarafından tutulan rapor velayet kararın verilmesinde belirleyici rol oynar.
Sonuç olarak, hakimlerin velayet konusunda karar verebilmesi için yaptıkları araştırmalar, velayet hususunda vereceği kararın gerekçesini oluşturur. Eksik incelemeyle verilecek kararlar çocuğun üstün menfaatinin zarar görmesine neden olacaktır.
Boşanmada Çocuğun Velayetinin Anneye Verilmesi
Boşanma sürecinde, çocuğun velayetinin kimde kalacağı konusu, oldukça hassas bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Boşanmada 2 çocuğun velayeti kime verilir sorusu, bununla birlikte birçok aile için büyük bir endişe kaynağıdır. Bu noktada, mahkeme tarafından çocuğun en iyi çıkarları gözetilerek karar verilmesi esastır.
Anne, çocuk bakımında nasıl bir rol üstleniyor? Mahkemeler, boşanma sırasında anne ve babanın çocuklarıyla olan ilişkilerini detaylı bir şekilde inceler. Eğer anne, çocukların bakımı, eğitimi ve psikolojik gelişimi için sorumluluk alıp iyi bir rol model olabilirse, velayetin ona verilme olasılığı artmaktadır. Bu durumda, annenin çocuklarla olan geçmiş dönemdeki etkileşimi ve onların hayatındaki rolü oldukça kritik bir öneme sahiptir.
Çocukların piskolojik durumu da göz önünde bulundurulması gereken önemli bir diğer husustur. Çocuk, boşanma sürecinde yaşadığı stres ve kaygıyı en aza indirmek adına, kendisini en güvende hissettiği ortamda kalmayı arzulayabilir. Çoğu zaman, anne ile olan duygusal bağları, çocukların velayetlerinin anneye verilmesinde etkili bir faktördür. Dolayısıyla, çocukların psikolojik sağlığını desteklemek amacıyla, velayetin anneye verilmesi, mahkemece uygun görülebilir.
Ancak boşanma sırasında annenin eğitim durumu, yaşam şartları, çocukla olan ilişkisi ve çocuğa sağladığı gelişim ortamı da dikkate alınmaktadır. Eğer anne, finansal olarak bağımsız değilse veya çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumdaysa, bu, velayet kararını etkileyebilir. Mahkemeler, her iki ebeveynin de çocukların yaşam kalitesini nasıl etkileyebileceğini göz önünde bulundurur ve bu doğrultuda denge sağlamaya çalışır.
Sonuç olarak, boşanmada çocuğun velayetinin anneye verilmesi, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle karar verilen bir süreçtir. Duygusal bağlar, çocukların ihtiyaçları, bakımı ve ebeveynlerin durumları boşanma sürecindeki velayet kararını şekillendiren temel etkenlerdir.
Sıkça Sorulan Sorular
Boşanma durumunda çocukların velayeti nasıl belirlenir?
Boşanma durumunda çocukların velayeti, mahkeme tarafından belirlenir. Mahkeme, her iki ebeveynin de çocuklarla olan ilişkisini, çocukların yaşını, ihtiyaçlarını ve her ebeveynin çocukların bakımına olan katkısını göz önünde bulundurarak en uygun kararı almaya çalışır. Çocukların üstün menfaati öncelikli gözetilen husustur.
Ebeveynlerin çocuklara olan yaklaşımı velayet kararını etkiler mi?
Evet, ebeveynlerin çocuklara olan yaklaşımı velayet kararını önemli ölçüde etkileyebilir. Mahkeme, ebeveynlerin çocuklarıyla olan ilişkilerini, onlara sağladıkları duygusal ve maddi destekleri dikkate alırken, çocukların ihtiyaçlarına duyulan hassasiyeti de değerlendirir. Ebeveynlerden birinin çocuklarının bakımına, eğitim ve gelişimlerine olan katkısı, diğerine göre üstünse, bu durum velayet kararına etki edebilir.
Velayet kararı çıkmadan önce çocuklar nerede kalır?
Boşanma sürecinde çocukların velayeti tedbiren ebeveynlerden birine verilir. Geçici velayet kararı uzman kişinin ebeveyn ve çocuklarla yaptığı görüşme sonucunda tutacağı rapor sonrasında belirlenir. Bu karar verilinceye kadar genellikle çocukla kimin kalacağı tarafların anlaşması durumunda buna göre gerçekleşir. Ancak uygulamada genellikle boşanma davasında diğer eş aleyhine uzaklaştırma kararı aldıran taraf çocuklarla bir arada olması durumunda geçici velayet kararı çıkana kadar çocuklar bu kişinin yanında kalır. Bu süreçte önemli olan çocukların psikolojik ve duygusal durumları da göz önünde bulundurularak en az etkilenecekleri bir çözüm aramaktadır.
Çocukların velayetinin değiştirilmesi mümkün müdür?
Evet, çocukların velayetinin değiştirilmesi mümkündür. Ancak bu süreç,haklı nedenlerin varlığında ve bunların ispatlanması durumunda velayetin değiştirilmesi davası açılabilir. Hakim çocukların mevcut düzenlerini değiştirmek için haklı bir nedenin varlığını aramaktadır. Örneğin, velayetini sürdüren ebeveynin çocuğa yeterli bakım sağlayamadığı veya çocukların güvenliği açısından bir tehlike oluşturduğu gibi durumlarda, velayet değişikliği talep edilebilir. Bu gibi durumlar, her iki tarafın da durumu net bir şekilde ortaya koyması ve mahkemenin bu hususları değerlendirmesiyle sonuçlanır.