Boşanma Sebepleri

Boşanma Sebepleri - samsun avukat cansu bayramoğlu

Boşanma sebepleri birden çok sınıflandırma incelenir. Mutlak boşanma nedenleri, nisbi boşanma sebepleri, özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebepleri olarak sınıflandırılması mümkündür. Yazımızda boşanma sebepleri ile ilgili ayrıntılı bilgiye yer vermeyi amaçlıyoruz.

Boşanma Sebepleri

Boşanma süreci her ilişkiye özel olduğu gibi öne sürülecek boşanma nedenleri de kendine özgüdür. Türk Medeni Kanunu bazı boşanma sebeplerini özel boşanma sebepleri olarak kanunda ayrı olarak düzenlemiştir. Özel Boşanma Sebepleri sınırlı sayıda düzenlenmiş olup bunlar:

  • Zina nedeniyle boşanma ( TMK 161)
  • Hayata kast nedeniyle boşanma ( TMK 162)
  • Pek kötü veya onur kırıcı davranış ( TMK 162)
  • Suç işleme nedeniyle boşanma ( TMK 162)
  • Haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma ( TMK 162)
  • Terk nedeniyle boşanma ( TMK 164)
  • Akıl hastalığı nedeniyle boşanma (TMK 165)

Genel boşanma sebepleri özel boşanma sebeplerinin dışında kalan boşanma nedenlerinin mevcut olduğu için düzenlenmiştir. Genel boşanma sebepleri :

  • Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma
  • Anlaşmalı boşanma 
  • Fiili ayrılık nedeniyle boşanma 

Boşanma sebepleri mutlak ve nisbi boşanma nedenleri olarak da ayrıma tabi tutulmuştur. Mutlak boşanma sebeplerinde boşanma sebebi olarak gösterilen durum varlığı ispatlandığında bu durumun evlilik üzerindeki etkisine bakılmaksızın boşanma kararı verilir. Nisbi boşanma sebeplerinde ise boşanma sebebi olarak öne sürülen durumun evlilik birliğine olan etkisine bakılır, hakim evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğine ve ortak yaşamın sürdürülemez hale geldiğine kanaat getirirse boşanma kararı verir. 

Mutlak Boşanma SebepleriNisbi Boşanma Sebepleri
Zina nedeniyle boşanma Hayata kast nedeniyle boşanmaPek kötü veya onur kırıcı davranış boşanma Terk nedeniyle Boşanma Fiili ayrılık nedeniyle boşanmaSuç işleme sebebiyle boşanma Haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma Akıl hastalığı nedeniyle boşanma Evlilik birliğinin temelinden sarsılması

Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası

Zina nedeniyle boşanma davası TMK 161.maddesinde düzenlenmiş mutlak boşanma sebeplerindendir, bu nedenle zina olgusunun kanıtlanması durumunda boşanma kararı verilir. Evlenmeyle eşler arasında çeşitli yükümlülükler doğar, cinsel sadakat de eşlerden her biri için evlilikle birlikte doğan yükümlülüklerden biridir. Zina nedeniyle boşanma davası cinsel sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan eşin aleyhine açılan davadır. Peki, zina nedeniyle boşanma davası nasıl açılır ve bu süreçte dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

Zina Olayının Tanımlanması

Öncelikle, zinanın tanımını yapmak önemlidir. Zina, evli kadının kocasından başka bir erkekle ya da evli erkeğin karısından başka bir kadınla cinsel ilişkisi olarak tanımlanabilir.. Cinsel ilişki koşulunun zina davasında mutlaka ispatlanması gerekir. Zinanın ispatlanması zordur, pek çok davranış güven sarsıcı hareket kapsamında değerlendirilmektedir. Cinsel ilişkinin net olarak ispatlanamadığı durumlarda olayın zina sayılan davranışlardan olup olmadığına bakılması önemlidir.

Zina Kanıtı ve Delil Toplama Süreci

Zina yapan eşin karşı cinsle olan yatakta çekilmiş çıplak fotoğrafları ya da birlikte yatakta çekilmiş çıplak fotoğrafları zinaya delil sayılır. Bilgisayar kayıtları, telefon kayıtları, tanık anlatımları, otel kayıtları, zina eyleminin tarafları geceyi aynı evde geçirmişlerse bu yere ait apartmanın güvenlik kameraları ya da çevredeki dükkanların güvenlik kamera kayıtları gibi pek çok delil zinanın ispatından kullanılabilmektedir

Zina Nedeniyle Boşanma Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Zina nedeniyle boşanma davası açmak isteyen bireylerin dikkat etmeleri gereken bazı unsurlar vardır. İlk olarak, zina eyleminin ne zaman gerçekleştiği ve bu durumun ne şekillerde ortaya çıktığı hakkında net bilgilere sahip olmaları gerekir. Ayrıca, zinanın ispatlanması mümkün olmadığı durumlarda, boşanma davası açısından başka sebepler de göz önünde bulundurulabilir. Bu nedenle, zina eyleminin açıkça ortaya konulması, davanın gidişatını doğrudan etkileyen bir durumdur.

Zina eylemini öğrendiğinizden tarihten başlayarak 6 ay içinde dava açmalısınız. Her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçtiğinde dava hakkınız düşer. Eğer zina eylemi devam ediyorsa hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Zina eylemi tek seferlik gerçekleştiğinde hak düşürücü süreler önemli olmakta ancak zina eylemi devamlılık arz ediyorsa örneğin zina eyleminin tarafları aynı evde yaşamaya devam ediyorlarsa hak düşürücü süreler dikkate alınmaz. Zina yapan eşinizi affetmeniz durumunda da dava hakkınız düşer.

Sonuç olarak, zina nedeniyle boşanma davaları, duygusal açıdan zorlu olduğu kadar hukuksal açıdan da karmaşıktır. Bu durumda olan bireylerin, profesyonel bir hukuki destek almaları önerilmektedir.

Terk Nedeniyle Sebebiyle Boşanma

Terk nedeniyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 164.maddesine göre eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek için diğerini terk ettiği ve haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az 6 ay sürmüş ve bu durum devam ediyorsa istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş kabul edilir.

Hakim veya noter tarafından ihtar gönderilerek terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunulur. Ancak, boşanma davası açmak için terk eyleminin üzerinden dört ay geçmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.

Terk kavramının gerçekleşebilmesi için mutlaka konut ayrılığı bulunmalıdır. Terk sebebiyle boşanma davası terk eden eş tarafından açılamaz. Ancak buradaki önemli husus diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş kabul edilir, yani bu şekilde konuttan uzaklaşan eş de dava açma hakkına sahiptir. Örneğin; eşini konuttan kovan , eşine fiziksel şiddet uygulayarak konutu terk etmeye zorlayan , ortak konuta dönmeye çalışan eşini kabul etmeyen,ev almayan eşin açtığı terk nedeniyle boşanma davası reddedilir. Ortak konutu terk edilmeye zorlandığını veya ortak konuta dönmek istediğinde kabul edilmediğini ispatlayabilen eş terk nedeniyle boşanma davası açabilir.

Sonuç itibarıyla, terk nedeniyle oluşan boşanma, her iki taraf için de zorlu bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu süreçte, hukuki yardım almak ve duygusal destek sağlamak, tarafların yaşadığı bu olayı daha kolay ve sağlıklı bir biçimde atlatmalarını sağlayacaktır.

Hayata Kast, Pek Kötü Davranış Nedeniyle Boşanma

Hayata kast, pek kötü davranış nedenleriyle boşanma davası, boşanma sürecinin en trajik ve ciddi sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış Türk Medeni Kanununun 162.maddesinde ‘’Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’ şeklinde düzenlenmiştir.

Hayata kast diğer eşi öldürmek için yaptığı eylemlerdir. Bu eylemin önceden planlanmış olmasına gerek bulunmamaktadır. Hayata kast kavramına giren davranışlar intihara teşvik etmesi, istenildiği halde sonuç alınamaması ya da ölüm tehlikesini seyirci kalınması gibi durumlar da hayata kast kapsamında değerlendirilir. Eşin vücut bütünlüğüne ve sağlığına yapılan saldırılar, manevi yönden onurunu zedeleyen sözler söylemek pek kötü veya onur kırıcı davranışlar kapsamında değerlendirilir.

Bu tür davalarda mahkemeye başvurulurken, gerekli delillerin toplanması hayati önem taşır. Cana kast ve pek kötü muamele vakalarında, suçun işlendiğine dair kanıtlar sunmak, boşanma davasının başarıya ulaşması açısından kritik bir rol oynamaktadır. Görsel ve yazılı belgeler, tanık ifadeleri gibi unsurlar, bu tür delil toplama aşamalarında önem arzetmektedir.

Kısacası, kanunlar bireyleri korumak amacıyla düzenlenmiş olup, bu tür agresif davranışlar karşısında cesur adımlar atmak, sağlıklı bir yaşam sürdürme konusunda atılacak önemli bir adımdır. Kendi haklarımızı savunmak ve huzurlu bir yaşam için evlilik birliğinden feragat etmek, özgürlüğün ve sağlıklı birey olmanın bir parçasıdır.

Suç İşleme Nedeniyle Boşanma

TMK 163.maddeye göre eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Suç işleme nedeniyle boşanma nisbi boşanma nedenlerindendir. Bu nedenle eşlerden birinin sadece yüz kızartıcı suç işlemesi yeterli olmayıp aynı zamanda bu nedenle evlilik birliği çekilmez hale gelmeli ve eşlerin ortak hayatı tekrar kurması mümkün olmamalıdır.

Suç İşlemenin Boşanmadaki Rolü

Suç işleme nedeniyle boşanma davasında öncelikle suçun küçük düşürücü nitelikte olması gerekmektedir. Suçun evlendikten sonra işlenmiş olması gerekmektedir. Hakim işlenen suçun ağırlığını ceza mahkemesinden ayrı olarak boşanma davasına etkisini ayrıntılı olarak inceler. Suç işleme nedeniyle boşanma davasında işlenen suç nedeniyle ortak yaşamın çekilmez hale gelmesi aranır. 

Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma

Türk Medeni Kanunu’nun 165.maddesinde akıl hastalığı nedeniyle boşanma ” Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Akıl hastalığı nedeniyle boşanma nisbi boşanma sebepleri arasındadır, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi aranmaktadır.

Kişide ortaya çıkan her akıl hastalığı boşanma sebebi olarak nitelendirilemez.Kanunda sadece iyileşmesi olanaksız akıl hastalıkları boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir. Akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gerekmektedir. Sağlık kurulu tarafından hazırlanacak rapor konu ile ilgili uzmanlar tarafından düzenlenmelidir.

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasında tazminat sorumluluğu için kusurlu olmak gerekir. Davalı eş akıl hastası nedeniyle ayırt etme gücüne sahip olmadığından yaptığı davranışlardan hukuken sorumlu tutulması mümkün olmadığından maddi ve manevi tazminatla sorumlu tutulması mümkün değildir. Ancak akıl hastası olan kişinin ödeme gücü bulunuyorsa dava açan eş nafaka talep edebilir.

Fiili Ayrılık Sebebiyle Boşanma

Fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası TMK 166/4.maddesinde ” Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir’’ şeklinde düzenlenmiştir. Ancak üç yıllık fiili ayrılık süresinin beklenmesinin boşanmayı önemli ölçüde zorlaştırması ve ortak hayata dönmek istemeyen tarafları evli kalmaya zorlanması nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından 22.02.2024 tarihinde iptal edilmiştir. 

Resmi gazetede 14.11.2024 tarihinde yayınlanan  Noterlik  Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik  Yapılmasına Dair Kanuna göre 4721 sayılı Kanunun 166.maddesinin dördüncü fıkrası “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir. ” şeklinde değiştirilmiş olup fiili ayrılık süresi 1 yıla düşürülmüştür.

Fiili ayrılık sebebiyle boşanma davası açabilmek için gerekli bazı şartlar bulunmaktadır. Bunlar reddedilmiş bir boşanma davası bulunmalıdır, reddedilmiş boşanma kararı kesinleştikten sonra ortak hayat yeniden kurulmamış olmalıdır ve reddedilmiş boşanma kararının kesinleşmesinden sonra bir yıllık süre geçmiş olmalıdır.

Boşanma Sebepleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma sebepleri nelerdir?

Boşanma sebepleri zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, terk nedeniyle boşanma, fiili ayrılık nedeniyle boşanma, suç işleme sebebiyle boşanma, haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma, akıl hastalığı nedeniyle boşanma, evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak sıralanabilir.

Boşanma sonrası maddi haklar nelerdir?

Boşanma sonrası, tarafların maddi hakları kanunla belirlenmiştir. Mal paylaşımı, boşanma sürecinde en çok tartışılan konulardan biridir. Eşler, evlilik sırasında edinilen mal varlığının paylaşımına ilişkin haklara sahiptir. Bunun yanı sıra, nafakalar ve maddi manevi tazminat da boşanma sürecinde maddi olarak tartışılan konulardandır.

Boşanma psikolojik olarak nasıl etkiler?

Boşanma, taraflar üzerinde derin bir psikolojik etki bırakabilir. Ayrılık süreci, kayıplar ve belirsizlikler nedeniyle bireylerde kaygı, yalnızlık ve depresyon gibi duygusal sorunlara yol açabilmektedir. Bu süreçte psikolojik destek almak, bireylerin duygusal iyilik hallerini korumalarına yardımcı olabilir. Aile terapisi veya bireysel psikoterapi, boşanmanın yarattığı travmaları aşmak için etkili yollar arasında yer almaktadır.

bir yorum bırakın

Hemen Ara