Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi?

Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi-samsun avukat cansu bayramoğlu

Boşanma süreci, özellikle duygusal ve hukuki boyutlarıyla pek çok kişi için karmaşık ve zorlu bir dönemdir. Bu süreçte, taraflar ilk adımı atma konusunda tereddüt yaşamaktadırlar. Bu noktada Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi?  sorusu tarafların merak ettiği bir konu haline gelmektedir. Yazımızda boşanma davasını hangi tarafın açtığının önemi bulunup bulunmadığını, boşanma davasını ilk açan kişi kusur durumunun nasıl değerlendirildiğini, boşanma davasını ilk açan kişinin avantajları hakkında bilinen yanlış bilgiler konusunda aydınlatıcı bilgiler vermeyi hedefliyoruz.

Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi?

Uygulamada sıklıkla boşanma nedenleri mevcut olsa bile karşı tarafın boşanma davasını açması beklenmekte, davayı açan kişinin haksız olacağı gibi büyük bir yanılgı bulunmaktadır. Boşanma davasını kimin açtığının önemi bulunmamaktadır. Önemli olan boşanmaya neden olan davranışlarda karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlayabilmektedir. Mahkeme boşanma davasının hangi tarafça açıldığını dikkate almamakta evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine hangi tarafın kusurlu hareketleriyle neden olduğunu incelemekte ve delilleri değerlendirmektedir. 

Boşanma davası açmayı düşünen kadınlar genellikle aile bireyleri ve toplumda baskıyla karşılaşarak boşanma davası açmaması yönünde telkin edilmektedir. Çevresinden ‘’ yuvanı yıkmış olan sen olma bırak o açsın boşanma davasını’’ şeklinde telkinlerle karşılaşan kadınlar boşanma davasını kocasının açmasını beklemektedir. Ancak bunun beklenmesinin boşanma davası sürecine hiçbir katkısı bulunmamaktadır. Hatta kocası boşanma davası açtıktan sonra kadınlar kendi haklılığını ispat için uğraştıklarında karşı taraftan ‘’ ben evlilik birliğinde kusurlu olsaydım o davayı açardı’’ şeklinde yaklaşımla karşılaşmaktadırlar.

Sonuç olarak boşanma davasının kimin açtığının önemi bulunmamaktadır. Önemli olan boşanma davası açan kişinin boşanmaya gerekçe gösterdiği olayları ayrıntılı olarak açıklaması ve delillerle destekleyerek ispatlayabilmesidir. Boşanma davasını ilk açan taraf bazı durumlarda avantajlı hale gelebilmektedir. Bu nedenle boşanma sürecine girildiğinde geç harekete geçilmesi avantajlı durumun kaybedilmesine neden olabilmektedir. Dolayısıyla, boşanma sürecine hazırlanırken, bu konuda dikkatli bir ön değerlendirme yapılması önem taşır.

Boşanma Davasını İlk Kadın Açarsa Ne Olur?

Boşanma davaları derin duygusal etkiler yaratan süreçlerdir. Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi? sorusunun derinlemesine incelenmesi, özellikle de bu sürecin ilk adımını atan kadının durumu açısından oldukça önemlidir. Kadın tarafından açılan bir boşanma davası, birçok açıdan farklı sonuçlar doğurabilir.

Uygulamada sıkça karşılaştığımız durum boşanma davası açmayı düşünen kadınlar bu düşüncelerini karşı tarafa iletip anlaşmalı boşanmak istediklerinde genellikle karşı taraf durumun ciddiyetini anlamayıp kadının boşanma isteğini dikkate almamaktadır. Bu talebin sadece lafta kalacağını boşanma davası açmak gibi bir hamle yapamayacağını düşünmektedirler. Ancak boşanma davasını ilk kadın açtığında karşı taraf da durumun ciddiyetini fark ederek anlaşmalı veya çekişmeli boşanma ihtimalleri değerlendirilmeye başlanacaktır.

Uygulamada boşanma davasını kadının açması durumunda boşanma davasındaki taleplerde değişiklik olacağı gibi bir yanılgı bulunmaktadır. Boşanma davasında kadının hakkı olan taleplere davayı kimin açtığının etkisi bulunmamaktadır. Yani kadın davayı açan taraf da olsa davalı konumunda cevap veren taraf da olsa şartları taşıması halinde aynı taleplerde bulunabilecektir. 

Boşanma davasını ilk kadının açması durumunda, toplumda boşanmayı ilk açan tarafın, çoğunlukla daha kusurlu olacağı  yönünde yanlış bir düşünce bulunmaktadır. Ancak bu düşünce doğru değildir; boşanma davasında kusurun tespitinde davacı veya davalı taraf olmak değil boşanmaya sebep olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu önemlidir.

Boşanma Davasını Kim Açarsa Avantajlı Olur?

Boşanma sürecine giren taraflar için boşanma davasında ilk hamlenin yapılması taraflara bir avantaj sağlayıp sağlamayacağı merak edilen konulardan biridir. Taraflardan hangisinin boşanma davası açacağı talepler veya kusur durumuna etkisi olmasa da ilk açan tarafın bazı avantajları bulunmaktadır. 

Boşanma davasını açan tarafın avantajı boşanma davasında yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından önemlidir. Boşanma davasında yetkili mahkeme Türk Medeni Kanunun 168.maddesinde “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle taraflar boşanma davası öncesinde ayrı yerlerde yaşamaya başlamışlarsa yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yer mahkemesi olacaktır. Bu durumda boşanma davasını ilk açan tarafın bulunduğu yerleşim yeri yetkili mahkeme olacaktır. Boşanma davasını kendi yaşadığı yerde takip eden taraf daha avantajlı olacak, farklı bir yerde yaşayan davalı ise yerleşim yerinin dışında olan bir mahkemede boşanma davasını sürdürmeye çalışarak dezavantajlı konuma düşecektir.

Boşanma davasını açan tarafın avantajlı olacağı diğer bir durum ise mal paylaşımı davasıdır. Eşinin mal kaçıracağını düşünen taraf boşanma davasını açtıktan hemen sonra mal rejiminin tasfiyesi için dava açtığında bu davada malların satılmaması için tedbir talep ettiğinde eşinin kendisinden mal kaçırma amacıyla yapacağı devirlerin önüne geçmiş olacaktır. Boşanma davası açma konusunda çekimser davranan veya karşı tarafın boşanma davasını açmasını bekleyen taraf bu süreçte malların kaçırılma durumuyla karşı karşıya kalabilecektir. 

Sonuç olarak, boşanma davasını kim açarsa avantajlı olur sorusu, yalnızca hukuki değil, psikolojik ve stratejik boyutları da içerir. Bu nedenle, boşanma sürecine dair atılacak adımların iyi planlanması gerekmektedir.

Boşanmayı Hangi Taraf Açmalı?

Boşanma süreci, duygusal ve hukuksal açıdan oldukça karmaşık bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla, boşanma davasını ilk açan tarafın önemli olup olmadığı sorusu sıkça gündeme gelmektedir. Ancak, hangi tarafın davayı açacağına dair karar verirken birçok faktör göz önünde bulundurulmalıdır.

Öncelikle, boşanmak isteyen tarafın durumu değerlendirmesi önemlidir. Eğer kişi, eşinin boşanmayı istemediğini ve sürecin zorlayıcı olacağını düşünüyorsa, davayı açmak, sürecin hızlanmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, bazı durumlarda mahkemede uygulanacak tedbirlerin alınması için boşanma davasının bir an önce açılması gereklidir. Bu tür tedbirler, mal paylaşımı ve çocukların velayeti gibi konuları da kapsayabilir.

Boşanma davasını açmayı düşünen taraf boşanmaya neden olayları, kendisinin ve eşinin kusurlu hareketlerinin analiz etmesi büyük önem taşır. Evlilik birliğindeki kusurları eşinden daha fazla olan tarafın açacağı boşanma davasının reddedilme ihtimali oldukça yüksektir. Boşanma davası açan taraf kendi kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesine sebep olmuşsa ya da kusurlu hareketleri karşı tarafa kıyasla daha fazla ise açacağı boşanma davasının reddedilme ihtimali çok yüksektir. Yani kusurlu tarafın açacağı dava karşı tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması durumunda reddedilecektir. Bu nedenle boşanma davasını açmayı düşünen taraf evliliği çekilmez hale getiren olayları ve her iki tarafın da kusurlu hareketlerini analiz ederek dava açmalıdır. Bu noktada boşanma alanında uzman bir Samsun boşanma avukatından yardım alınması sürecin objektif olarak değerlendirilmesine yardımcı olacaktır.

Talep Eden Tarafın İlgili Sebepleri

Boşanma davasını açan tarafın sunduğu sebepler, mahkeme süreci açısından büyük bir öneme sahiptir. Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi? sorusu bağlamında, talep eden tarafın gösterdiği gerekçeler, mahkemede davanın seyrini etkileyebilir. Yani boşanma davasında davayı hangi tarafın açtığından daha fazla boşanmayı talep eden tarafın boşanma ile ilgili sebepleri ve bunları ispatlaması önem taşır.

Boşanma davasını açılmasını talep eden kişinin boşanmak için haklı gerekçeleri yoksa ya da boşanma yeterli sebepleri olmasına rağmen bunları ispatlayamazsa dava açmasını bir anlamı bulunmayacak, davası reddedilecektir. Bu nedenle boşanma davasını açmadan önce hukuki danışmanlık hizmeti alarak hem eşinizin hem de kendinizin kusurlu hareketlerini avukatınıza objektif bir şekilde anlatarak kusur durumlarının analizi yapabilir, buna göre strateji geliştirebilirsiniz. Böylece duruma duygusal değil gerçekçi bakarak gerekli olması halinde taleplerinizi gözden geçirerek anlaşmalı boşanma yolunu tercih edebilirsiniz. Bu şekilde boşanma dava sürecine başlamak ileride yaşayacağınız hak kayıplarının önüne geçecektir. 

Ek olarak, talep eden tarafın gösterdiği sebepler, yalnızca boşanma kararını değil aynı zamanda boşanma davasındaki talepleri de etkileyecektir. Maddi ve manevi tazminat, nafaka talepleri ve mal rejiminin tasfiyesinde talep eden tarafın ilgili sebepleri önemlidir. Dolayısıyla, sağlam ve ispatlanabilen gerekçeler sunmak, sürecin yönünü belirlemede kritik bir unsurdur. Dava sürecinin başında doğru ve iyi yapılandırılmış bir talep oluşturmak, gelecekteki olası sorunların önüne geçmek açısından faydalı olacaktır.

Boşanma Davasını İlk Açan Kusurlu Mu Sayılır?

Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi?  sorusuyla birlikte boşanma davasını ilk açan taraf kusurlu mu sayılır sorusu da merak edilen konulardan bir diğeridir. Burada dikkat çekmemiz gereken nokta toplumda bununla ilgili yanlış bir algı bulunmakta boşanma davasını ilk açan tarafın kusurlu sayılacağı düşünülmektedir. Ancak boşanma davasında kusur, davayı açan tarafa göre değil boşanmaya gerekçe olaylara ve bunların ispatına göre belirlenecektir.

İlgili Makale: Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Davayı Açan Tarafın Kusurlu Olup Olmaması

Evlilik birliğindeki kusurları eşinden daha fazla olan tarafın açacağı boşanma davasının reddedilme ihtimali oldukça yüksektir. Boşanma davası açan taraf kendi kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesine sebep olmuşsa ya da kusurlu hareketleri karşı tarafa kıyasla daha fazla ise açacağı boşanma davasının reddedilme ihtimali çok yüksektir. Yani kusurlu tarafın açacağı dava karşı tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması durumunda reddedilecektir.

Boşanma ve Kusur İlişkisi

Boşanma sürecinde kusur kavramı, her iki tarafın da haklarının belirlenmesinde belirleyici bir faktördür. Kişilerin karşılıklı olarak yükümlülüklerini yerine getirmemesi ya da olumsuz davranışlarda bulunması, boşanmanın gerekliliğini ve sonucunu doğrudan etkileyebilir. Kısacası, boşanma davasında kusur, hem mahkeme kararları üzerinde hem de eşler arasındaki haklar üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır.

Yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanununun 175.maddesinde’’ Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle boşanmada asli kusurlu tarafın nafaka talebi reddedilecektir

Boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat Türk Medeni Kanununun 174.maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre ‘’ “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talebi bulunmaktaysa mahkeme tarafların kusur tespitini yaparak karar verecektir.

Sonuç olarak, Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi? sorusunda esas olan, açılan davanın arkasındaki sebeplerdir. Bu nedenle, boşanma sürecine girerken her iki tarafın da dikkatli bir şekilde hareket etmesi yararlı olacaktır.

Boşanmada Kusur Nedir?

Evlilik birliği içinde eşlerin karşılıklı yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya bir veya birden fazla eşin, evliliğin temel ilkelerine aykırı davranışları ile tanımlanır. Kusur terimi; evlilik birliği yükümlülüklerine aykırı her türlü davranış olarak tanımlanabilir. Boşanma davasında, bir tarafın diğerine karşı işlediği kusurlar, kanunda açıkça sayılmamıştır. Her evlilikte yaşanan olaylara göre mahkeme mevcut durumun şartlarına göre kusurlu hareketleri değerlendirmektedir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılacak davalarda Yargıtay içtihatlarında fiziksel, ekonomik, duygusal, cinsel ve sosyal şiddet içeren davranışlar kusurlu hareketler olarak kabul edilmiştir. Her bir durum, mahkeme tarafından özel olarak değerlendirilerek, tarafların haklarını ve sorumluluklarını belirlemede etkili olur.

Boşanma davasını ilk açan tarafın, diğer eşin kusurlarını kanıtlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Sıklıkla karşılaştığımız durum evlilik birliğinde haksızlığa uğrayan taraf çoğu kez bilgisizlik nedeniyle ya yanlış boşanma gerekçeleri sunmakta ya da bunları ispatlayamamaktadır. Bu durumda kişiler haklı iken haksız duruma düşebilmektedirler. Bunun önüne geçebilmek için çekişmeli boşanma davasında öne sürülecek gerekçeler ve ispat araçları hakkında bilgi sahibi olmak gereklidir. Bunun dışında evlilik birliğinde iki tarafın da kusurlarının bulunabileceğinin farkında olunmalı karşı taraftan iddia edilebilecek boşanma gerekçeleri de analiz edilerek bunlar için strateji geliştirilmelidir. Bu da Boşanma Davasını İlk Açan Taraf Önemli mi? sorusunu gündeme getiriyor; zira ilk açan tarafın dikkatli olmalı ve delil toplama aşamasında titiz davranmalıdır.

Sıkça Sorulan Sorular

Boşanma davasını hangi tarafın açtığı önemli midir?

Boşanma davasını kimin açtığının önemi bulunmamaktadır. Önemli olan boşanmaya neden olan davranışlarda karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlayabilmektedir. Mahkeme boşanma davasının hangi tarafça açıldığını dikkate almamakta evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine hangi tarafın kusurlu hareketleriyle neden olduğunu incelemekte ve delilleri değerlendirmektedir.

Boşanma davasında ilk açan tarafın avantajları nelerdir?

Taraflar boşanma davası öncesinde ayrı yerlerde yaşamaya başlamışlarsa yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yer mahkemesi olacaktır. Bu durumda boşanma davasını ilk açan tarafın bulunduğu yerleşim yeri yetkili mahkeme olacaktır. Boşanma davasını kendi yaşadığı yerde takip eden taraf daha avantajlı olacak, farklı bir yerde yaşayan davalı ise yerleşim yerinin dışında olan bir mahkemede boşanma davasını sürdürmeye çalışarak dezavantajlı konuma düşecektir.Eşinin mal kaçıracağını düşünen taraf boşanma davasını açtıktan hemen sonra mal rejiminin tasfiyesi için dava açtığında bu davada malların satılmaması için tedbir talep ettiğinde eşinin kendisinden mal kaçırma amacıyla yapacağı devirlerin önüne geçmiş olacaktır.

Boşanma davasının süreci ne kadar sürer?

Boşanma davasının süresi, birçok faktöre bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Tarafların anlaşmalı boşanma mı yoksa çekişmeli boşanma mı talep ettiğine, mahkemede sunulan delillere ve tarafların işbirliğine bağlı olarak süreç uzayabilir veya kısalabilir. Mahkemelerin iş yükü, taraflar arasındaki uyuşmazlık, talep edilen hususlar, boşanma nedenleri, delillerin toplanması gibi etmenler çekişmeli boşanma davalarının süresini doğrudan etkiler

bir yorum bırakın

Hemen Ara