
Boşanma sürecinde tarafların boşanmaya neden olan davranışları, yaptığı hatalar ve kusurlar büyük önem taşır. Özellikle kadınların boşanma davalarındaki davranışları, dava sonucunu doğrudan etkileyebilir. Peki, Boşanma Davasında Kadın Nasıl Haksız Olur? İşte burada, boşanma davasında kadının ağır kusurları, erkeklerin açtığı davaların sonuçları ve boşanma aşamasında kadının hakları gibi kritik konuları derinlemesine inceleyeceğiz. Her bir noktayı ele alarak, boşanma sürecinden yanlış bilinen bazı durumları açıklamaya çalışacağız.
Boşanma Davasında Kadın Nasıl Haksız Olur?
Boşanma süreçleri, birçok kişi için hem duygusal hem de hukuki olarak son derece karmaşık ve zorlayıcı olabilir. Uygulamada sıklıkla kadının boşanma davalarında her zaman haklı olduğu, boşanma davasını kazanacağı yanılgısı vardır. Ancak evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine kadın kusurlu hareketleriyle neden olmuşsa boşanma davasında haksız çıkma ihtimali oldukça yüksektir. Bu bağlamda, kadınların boşanma davalarında haksız duruma düşmelerinin bazı belirgin nedenleri bulunmaktadır. Öncelikle, boşanma davalarında haksızlık kavramı, tarafların ilişkideki davranışları ve kusurlarına dayanır. Dolayısıyla, kadının bu süreçte nasıl haksız duruma düşebileceğini daha iyi anlayabilmek için bazı unsurları incelemekte fayda vardır.
İlk olarak kadının boşanma davası açması durumunda haksız çıkabileceği durumlara açıklık getirmek önemlidir. Öncelikle kadın boşanma davası açmaya karar verdiğinde boşanmaya neden olayları, kendisinin ve eşinin kusurlu hareketlerinin analiz edilmesi boşanma davasında büyük önem taşır. Öncelikle evlilik birliğindeki kusurları eşinden daha fazla olan kadının açacağı boşanma davasının reddedilme ihtimali oldukça yüksektir. Kadın kendi kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesine sebep olmuşsa ya da kusurlu hareketleri kocasına kıyasla daha fazla ise açacağı boşanma davasının reddedilme ihtimali çok yüksektir. Yani kadın kusurlu kocası ise kusursuz veya daha az kusurlu ise kadın haksız duruma düşmüş olur.
Kadının boşanma davası açmaya karar vermesi durumunda haksız olabileceği diğer bir durum ise zamanaşımı ve af durumudur. Örneğin kadın zina nedeniyle boşanma davası açtığında kendini haklı görmesine rağmen zamanaşımını veya af gibi durumların varlığında haklı iken haksız duruma düşme ihtimali oldukça yüksektir. Zina nedeniyle boşanma davası affetme durumunda dava hakkınız düşer. Affın varlığının kabulü için kayıtsız şartsız irade beyanı veya en azından affı gösterir fiili tutum ve davranış bulunmalıdır, ayrıca affı iddia edenin de bunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Af eylemi yazılı olarak örneğin atılan mesajda affedildiğinin yazılması, sözlü olarak eşe veya 3.kişilere affedildiğinin belirtilmesi bu kişilerin tanık olarak dinletilmesi durumunda ispatlanabilir. Yani hangi nedenle affettiğiniz veya zinanın pazarlık malzemesi yapılması affı ortadan kaldırmaz. Bu durumda kadın açacağı davada haksız duruma düşer. Zina nedeniyle boşanma davasında davaya hakkı olan kişinin dava hakkı zina eylemini öğrenmesinden başlayarak altı ay, her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Bu süreler hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınır. Zamanaşımı süresine dikkat edilmeden açılan dava reddedileceğinden kadın boşanma davasında haksız duruma düşmüş olacaktır.
Kadının boşanma davasında haksız olacağı diğer durum ise boşanma nedeni olarak öne sürdüğü olayları ispatlayamamasıdır. Boşanma sürecinde hukuka uygun delillerle karşı tarafa kusur olarak yüklenen olayların mutlaka ispatlanması gerekmektedir. Bunun dışında kadın evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine ve ortak hayatın kurulamamasına ağır kusurlu hareketleriyle neden olmuşsa boşanma davasında haksız olacaktır.
Görüldüğü üzere, boşanma sürecinde kadının haksız duruma düşmesi, sadece davranışlarla değil, aynı zamanda hukuki süreçle de ilgilidir. Dolayısıyla, boşanma davasında kadın nasıl haksız olur sorusu, yalnızca bireysel davranışların yanı sıra, işleyiş biçimiyle de ilişkilidir. Bu hususların farkında olmak, boşanma sürecinin alanında uzman avukat aracılığıyla yönetilmesi kadının haklı iken haksız duruma düşmesini engelleyecektir.
Boşanma Davasını Kimin Açtığının Önemi Var Mı?
Uygulamada sıklıkla boşanma nedenleri mevcut olsa bile karşı tarafın boşanma davasını açması beklenmekte, davayı açan kişinin haksız olacağı gibi büyük bir yanılgı bulunmaktadır. Boşanma davasını kimin açtığının önemi bulunmamaktadır. Önemli olan boşanmaya neden olan davranışlarda karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlayabilmektedir. Mahkeme boşanma davasının hangi tarafça açıldığını dikkate almamakta evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine hangi tarafın kusurlu hareketleriyle neden olduğunu incelemekte ve delilleri değerlendirmektedir.
Boşanma davası açmayı düşünen kadınlar genellikle aile bireyleri ve toplumda baskıyla karşılaşarak boşanma davası açmaması yönünde telkin edilmektedir. Çevresinden ‘’ yuvanı yıkmış olan sen olma bırak o açsın boşanma davasını’’ şeklinde telkinlerle karşılaşan kadınlar boşanma davasını kocasının açmasını beklemektedir. Ancak bunun beklenmesinin boşanma davası sürecine hiçbir katkısı bulunmamaktadır. Hatta kocası boşanma davası açtıktan sonra kadınlar kendi haklılığını ispat için uğraştıklarında karşı taraftan ‘’ ben evlilik birliğinde kusurlu olsaydım o davayı açardı’’ şeklinde yaklaşımla karşılaşmaktadırlar.
Boşanma Davasında Kadının Ağır Kusurlar Nelerdir?
Boşanma süreçlerinde, tarafların birbirlerine karşı ileri sürdükleri iddialar, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Bu noktada, boşanma davasında kadın nasıl haksız olur sorusunu yanıtlamak için, kadının ağır kusurlarını detaylı bir şekilde ele alabiliriz. Ağır kusurlar, hukuki anlamda boşanma nedeni sayılabilecek davranışlardır. Bu tür kusurlar, kadınların boşanma sürecinde savunmasız kalmasına ve hak kaybı yaşamalarına yol açabilir.
Mutlak boşanma nedenleri olan zina nedeniyle boşanma, hayata kast nedeniyle boşanma, pek kötü veya onur kırıcı davranış boşanma, terk nedeniyle boşanma, fiili ayrılık nedeniyle boşanma durumlarında evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesi durumu araştırılmadan bu nedenlerin ispatlanması durumunda boşanma gerçekleşecektir.
Evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadın kocasını fiziksel, duygusal, ekonomik , sosyal ve cinsel şiddete maruz bırakmışsa boşanma davasında kusurlu olarak değerlendirilir. Boşanmada kusur kavramı oldukça geniş bir kavramdır. Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliğinin mutluluğunu el birliği ile sağlamak, çocukların bakımına eğitimine ve gözetimine özen göstermek, birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak , birbirine yardımcı olmak gibi çeşitli yükümlülükler doğar. Evlilik birliğinin yükümlülüklerine aykırı davranışlar sergileyen kadın boşanma davasında kusurlu kabul edilir. Mahkeme her iki tarafın da boşanma gerekçesi olarak sunduğu olayları değerlendirerek taraflar arasında asli veya ağır kusurlu olan tarafın tespitini yapacaktır.
Yukarıda açıkladığımız kusurlu davranışlar, kadının boşanma davasında aleyhine sonuçlar doğurabilir. Evlilik birliğinde sorunlarla karşılaşan taraflar genellikle kendisinin daha haklı olduğuna inanmaktadır. Dolayısıyla, boşanma sürecine girmeden önce kendi davranışlarımızı ve tutumumuzu gözden geçirmek oldukça önemlidir. Bu sürecin alanında uzman boşanma avukatıyla yürütülmesi sürece daha objektif bakmayı sağlamaktadır.
Erkek Boşanma Davası Açar Kadın Kabul Etmezse Ne Olur?
Boşanma süreci, çiftler için zorlu bir deneyim olabilmektedir. Bu süreçte, taraflardan birinin, örneğin erkeğin boşanma davası açması durumunda, kadının bu durumu kabul etmemesi çeşitli sonuçlar doğurabilir. Kadının boşanmayı kabul etmemesi, çoğu zaman manevi bir çatışma ve stres yaratırken, hukuki açıdan da bir takım sonuçlar doğurur.
Boşanma Davasının İhtiyacı ve Süreci
Eğer erkek boşanma davası açarsa ve kadın bu durumu kabul etmezse, ilk olarak dikkate alacağımız durum, boşanmanın çekişmeli boşanma olarak nitelendirileceğidir. Çekişmeli boşanma durumunda, boşanmak isteyen taraf, mahkemeye başvurarak boşanma davasının başlatılmasını talep eder. Bu süreçte, mahkeme, boşanmanın gerekliliğini değerlendirirken, tarafların iddialarını ve sundukları delilleri dikkate alacaktır.
Kadının İtiraz Hakkı
Kadının, boşanma davasını kabul etmemesi durumunda, mahkeme süreci uzayabilir. Yargı süreçlerinde, kadının kabul etmemesi, durumu daha da karmaşık hale getirebilir. Kadın bu bağlamda itiraz etme hakkına sahip olup, boşanmanın sebeplerini sorgulayıp, karşı tarafın iddialarını çürütecek deliller sunabilir. Kadın, boşanma talebine karşılık olarak evlilik birliğini sürdürmek istediğini belirtebilir. Bu durumda boşanma davasını açan taraf karşı tarafın kusurlu hareketlerini ispat edemediği halde boşanma davası reddedilecektir.
Mahkeme Kararları ve Sonuçları
Eğer kadının boşanmayı kabul etmemesi halinde, mahkeme, tarafların yaşam koşullarını, evlilik içindeki davranışlarını ve geçmişte yaşanan sorunları dikkate alarak karar vermektedir. Mahkeme, kadının boşanma talebini reddetse bile, erkeğin açtığı dava üzerine inceleme yaparak boşanmanın gerekliliğini ve olası sebeplerini tartışmaya devam edecektir. Eğer mahkeme, boşanmanın gerekliliğine ve aralarındaki ilişkiyi sürdüremeyeceklerini düşünürse, tarafların rızasına bakılmaksızın boşanma kararı verebilir.
Bu durumda, boşanma süreci boyunca tarafların yaşadığı çatışmaların hukuki sonuçları ortaya çıkabilir. Kadın, boşanma davasına itiraz etse bile, nihai karar mahkeme tarafından verilecektir. Dolayısıyla, boşanma davasında kadın nasıl haksız olur sorusu önemli bir noktaya işaret eder; çünkü evliliğin sona ermesi, her iki tarafın da onayı olmadan gerçekleşebilir ve mahkeme son kararı verirken, her iki tarafın da içerisinde bulunduğu durumu esas alır.
Boşanma Davasını Erkek Açarsa Kadının Hakları Nelerdir?
Boşanma süreci, her iki taraf için de zorlu bir süreç olsa da, özellikle davayı açan tarafın belirli hakları ve yükümlülükleri bulunmaktadır. Boşanma Davasında Kadın Nasıl Haksız Olur sorusu çerçevesinde, erkeğin boşanma davası açması durumunda kadının sahip olduğu hakları detaylandırmak önemli bir konudur. Şimdi, bu hakların neler olduğunu inceleyelim.
İlk olarak, boşanma davasını erkeğin açması ve kadının boşanmak istememesi durumunda kadın boşanma davasının reddini talep edebilir. Bunu yaparken sadece boşanma davasının reddini talep etmek yeterli olmayıp, aynı zamanda karşı tarafın mahkemeye boşanma gerekçesi olarak sunduğu olguları da aksi delillerle ispatlaması gerekmektedir. Yani kadın kendisinin evlilik birliğinin sona ermesinde kusurlu bir davranışının olmadığını ispatlayabilmelidir.
İkinci olarak, boşanma davasını erkeğin açması ve kadının da boşanma istemesi durumunda kadın karşı boşanma davası açarak evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kocanın kusurlu davranışlarının olduğunu öne sürmelidir. Yani kadın kocasının açtığı davanın reddini , kendi açacağı karşı boşanma davasında taleplerini öne sürerek davanın kabulünü talep edecektir.
Boşanma davasını erkek açsa dahi kadının hakları, hukuki çerçevede oldukça geniştir. Kadın, boşanma sürecinde kendi haklarını koruma ve talep etme adına aktif bir rol üstlenmelidir. Bu aşamada etkili bir avukattan danışmanlık almak, hakların korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
Boşanırken Kadın Ne Talep Edebilir?
Boşanma süreci, kadınlar için oldukça karmaşık ve zorlayıcı bir deneyim olabilir. Bu süreçte, kadınların hakları ve talep edebilecekleri unsurlar konusunda bilgi sahibi olmaları son derece önemlidir. Boşanma Davasında Kadın Nasıl Haksız Olur sorusuyla bağdaştırarak, hangi hakların kaybedilmemesi gerektiğini anlamamız gerekiyor. Öncelikle, boşanma esnasında kadınlar:
- Çekişmeli boşanma davalarında kadın müşterek çocuk veya çocukların velayetini talep etme hakkı bulunmaktadır. Müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmemesi durumunda çocukla kişisel ilişki kurma hakkı bulunmaktadır. Müşterek çocuğun velayeti çekişmeli boşanma dava sürecinde tedbiren bir tarafa verilir. Bu karar ile birlikte diğer taraf için çocukla kişisel ilişki kurulması için belirli gün ve saatler verilir. Aynı durum boşanma davası sonuçlandığında da geçerlidir
- Çekişmeli boşanma davası sürecinde tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için iştirak nafakası talep hakkı bulunmaktadır.
- Çekişmeli boşanma davasında kadın asli kusurlu tarafın kendisi olmaması şartıyla maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir.
- Kadın boşanma davası sürecinde oturduğu evin eşi tarafından satılma ihtimalinden korkuyorsa, evlilik birliğindeyken tapudan aile konutu şerhi koydurmamışsa boşanma davası sırasında konuta aile konutu şerhi konulmasını talep edebilir.
- Düğün altınları (ziynet eşyalarının) iadesini dava tarihindeki değeriyle aynen veya mislen iadesini talep etme hakkı vardır.
- Kadın şiddete maruz kalmışsa veya uğrama tehlikesi altındaysa 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan kaynaklanan koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanmasını talep etme hakkı bulunmaktadır.
- Çekişmeli boşanma davasında kadın evlilik birliği içinde edinilen mallardan katılma payı alacağı, değer artış payı alacağı gibi talepleri için mal rejiminin tasfiyesinden doğacak haklarını talep edebilir,
- Çekişmeli boşanma davasının sürecinde oturduğu konut kendisine ait olmasa bile ortak konutun boşanma davası süresince kendisine tahsis edilmesini talep edebilir.
Bu noktada, her kadının taleplerinin bireysel koşullar ve durumlar çerçevesinde değişiklik göstereceğini unutmayalım. Dolayısıyla, boşanma sürecine yönelik yapılacak talepler mutlaka bir hukuk uzmanı ile değerlendirilmeli ve sürecin hukuki yönleri iyi analiz edilmelidir. Bu bilgi birikimi, ileride herhangi bir Boşanma Davasında Kadın Nasıl Haksız Olur durumu ile karşılaşmamamız için kritik öneme sahiptir.
Boşanmada Kusur Nedir?
Boşanma davalarında, tarafların herhangi birinin kusurlu davranışları, boşanma sürecinin seyrini büyük ölçüde etkileyebilmekte ve dolayısıyla maddi-manevi tazminat, nafaka talepleri, mal paylaşımı gibi konularda da önemli bir rol oynamaktadır. Peki, boşanmada kusur ne demektir? Bu kavram, evlilik birliği içinde eşlerin karşılıklı yükümlülüklerini yerine getirmemesi veya bir veya birden fazla eşin, evliliğin temel ilkelerine aykırı davranışları ile tanımlanır.
Boşanmada Kusur ve Nafaka İlişkisi
Kadına verilen yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanununun 175.maddesinde’’ Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle boşanmada asli kusurlu tarafın nafaka talebi reddedilecektir.
Boşanma Kusur ve Maddi-Manevi Tazminat İlişkisi
Boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat Türk Medeni Kanununun 174.maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre ‘’ “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir. Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talebi bulunmaktaysa mahkeme tarafların kusur tespitini yaparak karar verecektir.
Bu nedenle, boşanma sürecinde kusur kavramı, her iki tarafın da haklarının belirlenmesinde belirleyici bir faktördür. Kişilerin karşılıklı olarak yükümlülüklerini yerine getirmemesi ya da olumsuz davranışlarda bulunması, boşanmanın gerekliliğini ve sonucunu doğrudan etkileyebilir. Kısacası, boşanma davasında kusur, hem mahkeme kararları üzerinde hem de eşler arasındaki haklar üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır.
Boşanmada Kusur Sayılan Haller Neler?
Boşanma süreci, taraflar arasında önemli bir çatışma kaynağı olabilen oldukça karmaşık bir durumdur. Bu noktada, boşanmada kusur sayılan haller özellikle hukuki sonuçlar açısından büyük bir öneme sahiptir. Biz de bu yazıda, boşanma davasında kusur oluşturabilecek durumları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Öncelikle, kusur terimi; evlilik birliği yükümlülüklerine aykırı her türlü davranış olarak tanımlanabilir. Boşanma davasında, bir tarafın diğerine karşı işlediği kusurlar, kanunda açıkça sayılmamıştır. Her evlilikte yaşanan olaylara göre mahkeme mevcut durumun şartlarına göre kusurlu hareketleri değerlendirmektedir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılacak davalarda Yargıtay içtihatlarında fiziksel, ekonomik, duygusal, cinsel ve sosyal şiddet içeren davranışlar kusurlu hareketler olarak kabul edilmiştir. Her bir durum, mahkeme tarafından özel olarak değerlendirilerek, tarafların haklarını ve sorumluluklarını belirlemede etkili olur.
Elbette bu süreçte, tarafların yargıya sunacakları deliller de oldukça kritiktir. Ortaya konulan deliller, kusurun niteliğini belirlerken aynı zamanda haklı bir boşanma talebinin temellendirilmesi açısından da önem taşır. Boşanma davasında kadın nasıl haksız olur sorusunun yanıtı, işlenen kusurların kapsamına bağlıdır.
Çekişmeli Boşanmalarda Kusurun Etkisi Nedir?
Çekişmeli boşanma süreçlerinde, tarafların birbirine karşı öne sürdüğü iddialar oldukça önemlidir. Bu bağlamda, boşanma davasında kimin ne kadar kusurlu olduğunun tespiti, yargılama sürecinde belirleyici bir rol oynamaktadır. Boşanma Davasında Kadın Nasıl Haksız Olur sorusunu yanıtlamak için, kusurun ne anlama geldiğini ve nasıl bir değerlendirme sürecinden geçtiğini irdelemek gerekir.
Öncelikle, kusur; boşanma davasında taraflardan birinin, evlilik birliğini sürdürme yükümlülüklerini ihlal etmesi olarak tanımlanabilir. Çekişmeli boşanmalarda, her iki taraf da karşı tarafın ağır kusurlu olduğunu iddia edebilir. Bu durumda, mahkeme, tarafların sunmuş olduğu deliller ve tanık ifadeleri doğrultusunda bir değerlendirme yapıp, kimin hangi oranda kusurlu olduğuna karar verir.
Kusurun etkisi ise birkaç açıdan önemli sonuçlar doğurabilir. Öncelikle, taraflardan birinin boşanmak istememesi durumunda boşanmanın kabulü, mahkeme tarafından belirlenen kusur oranına bağlıdır. Ayrıca, kusurun derecesi, maddi-manevi tazminat ve nafaka talebi gibi maddi konularda da etkili olmaktadır. Örneğin, mahkeme, boşanma sırasında kadına veya erkeğe yönelik nafaka talepleri üzerinden de kusur durumunu göz önünde bulunduracaktır.
Her bir kusur durumu, mahkeme tarafından farklı şekillerde değerlendirilebilir. Örneğin, sadakatsizlik, şiddet, ya da psikolojik baskı gibi durumlar, ağır kusur olarak nitelendirilebilirken; eşin maddi yükümlülüklerini yerine getirmemesi, daha düşük bir kusur olarak kabul edilebilir. Bu tür detayları mahkemeye sunarken hazırlıklı olmak, tarafların süreç üzerindeki etkisini önemli ölçüde artırabilir.
Boşanma davasında kadın nasıl haksız olur sorusunu anlamak için, tarafların kusur durumlarının dikkatle değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Çekişmeli boşanmalardaki kusur tespiti, yalnızca boşanma kararını değil, aynı zamanda boşanmanın mali boyutlarını da doğrudan etkileyen bir faktördür. Bu nedenle, sürecin sonunda sağlıklı bir sonuca ulaşabilmek için tarafların ilgili tüm delilleri ve tanıkları dikkatlice değerlendirmesi ve sunması gerekmektedir.
Sıkça Sorulan Sorular
Boşanma davalarında kadınlar genellikle hangi durumlarda haksız sayılır?
Kadın kendi kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin sona ermesine sebep olmuşsa ya da kusurlu hareketleri kocasına kıyasla daha fazla ise açacağı boşanma davasının reddedilme ihtimali çok yüksektir. Kadının boşanma davası açmaya karar vermesi durumunda haksız olabileceği diğer bir durum ise zamanaşımı ve af durumudur. Kadının boşanma davasında haksız olacağı diğer durum ise boşanma nedeni olarak öne sürdüğü olayları ispatlayamamasıdır. Boşanma sürecinde hukuka uygun delillerle karşı tarafa kusur olarak yüklenen olayların mutlaka ispatlanması gerekmektedir. Bunun dışında kadın evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesine ve ortak hayatın kurulamamasına ağır kusurlu hareketleriyle neden olmuşsa boşanma davasında haksız olacaktır.
Bir kadın boşanma davasında haksız duruma düştüğünde ne yapmalıdır?
Eğer bir kadın boşanma davasında haksız bir duruma düştüğünü düşünüyorsa, öncelikle bir avukata danışarak durumu net bir şekilde değerlendirmelidir. Avukatıyla birlikte, davanın seyrini etkileyebilecek kanıtlar toplayabilir ve durumu destekleyen deliller üzerinde çalışabilir. İspatlayacak delillerin bulunmaması durumunda taleplerini yeniden değerlendirerek anlaşmalı boşanma davasının şartlarının varlığını değerlendirilmeli ve boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin ortak bir paydada buluşmayı hedeflemelidir.
Boşanma davasında kadınların hakları nelerdir?
Boşanma davasında kadınların birçok hakkı bulunmaktadır. Çekişmeli boşanma davalarında kadın müşterek çocuk veya çocukların velayetini talep etme hakkı bulunmaktadır. Müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmemesi durumunda çocukla kişisel ilişki kurma hakkı bulunmaktadır. Tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için iştirak nafakası talep hakkı bulunmaktadır. Kadın asli kusurlu tarafın kendisi olmaması şartıyla maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. Kadın şiddete maruz kalmışsa veya uğrama tehlikesi altındaysa koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanmasını talep etme hakkı bulunmaktadır.
Kadınların boşanma sürecinde yaşadıkları ortak sorunlar nelerdir?
Kadınların boşanma sürecinde karşılaştıkları ortak sorunlar arasında duygusal travmalar, maddi sıkıntılar ve çocukların durumu ile ilgili endişeler bulunmaktadır. Psikolojik olarak boşanmanın getirdiği zorluklarla başa çıkma, sosyal destek arama ve yalnızlık hissi gibi durumlar kadınları olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, maddi yükümlülüklerin paylaşımı ile ilgili oluşabilecek tartışmalar ve mahkeme sürecinin getirebileceği belirsizlik kadınlar için stres kaynağıdır.