Eşlerin birlikte evlat edinme süreci kanunda aranan şartların ve mahkeme sürecinin dikkatle takip edilmesi gereken bir dava türüdür. Yazımızda eşlerin birlikte evlat edinme süreci, şartları, davanın süresi, evli bir kişinin tek başına evlat edinip edinemeyeceği, evlatlık alınan çocuğu daha sonra biyolojik anne babası tarafından geri alınıp alınamayacağı, evlatlık alınan çocuğun soyadı ve miras hakları, evlat edinme davasında görevli ve yetkili mahkeme gibi konular hakkında ayrıntılı bilgi vermeyi hedefliyoruz.
Eşlerin birlikte evlat edinmesi
Eşlerin birlikte evlat edinmesi Türk Medeni Kanununda düzenlenmiş şartların varlığı halinde mümkündür. Eşlerin birlikte evlat edinme süreci eşler açısında yaş ve evlilik süresi, evlat edinilecek çocuğun bakım süresi, çocuğun yaşı, çocuğun biyolojik anne ve babasının rızası gibi konuların ayrıntılı analiz edilmesi gereken bir süreçtir.
Eşlerin birlikte evlat edinmesi Türk Medeni Kanununun 306.maddesinde ”Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlat edinemezler. Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir. Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlat edinebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu nedenle eşlerin birlikte evlat edinmesi için evlilik süresi 5 yılı doldurmuşsa yaşa bağlı olmaksızın evlat edinebilirler, eğer evlilik süresi 5 yılı doldurmamışsa 30 yaşını doldurmuş olmaları gerekmektedir.
Eşlerin birlikte evlat edinebilmesi için evlat edinmek istedikleri çocuğa 1 yıl süreyle bakmış olmaları, evlat edinmenin çocuğun üstün menfaatine uygun olması ve çiftin başka çocuğu varsa onun haklarının zedelenmemesi gerekmektedir. Bu durum Türk Medeni Kanununun 305.maddesinde ”Bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır. Evlat edinmenin her halde küçüğün yararına bulunması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir.” şeklinde düzenleme mevcuttur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Eşlerin birlikte evlat edinmesinde evlat edinilecek çocuk açısından da bir takım şartlar bulunmaktadır. Türk Medeni Kanununun 308.maddesinde ”Evlat edinilenin, evlat edinenden en az on sekiz yaş küçük olması şarttır. Ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlat edinilemez. Vesayet altındaki küçük, ayırt etme gücüne sahip olup olmadığına bakılmaksızın vesayet dairelerinin izniyle evlat edinilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sonuç olarak eşlerin birlikte evlat edinmesi en az iki yıldır evli olmaları veya 30 yaşını doldurmaları, evlat edinilecek çocuğa 1 yıldır bakmaları, evlat edinme çocuğun yararına olması, çocuk idrak yaşında ise rızasının bulunması, taraflar ile evlat edinilecek çocuk arasında 18 yaş bulunması gibi koşulların varlığında mümkündür.
Evli bir kişi tek başına evlat edinebilir mi?
Çiftlerden birinin evlat edinme düşüncesine sıcak bakmaması diğerinin ise evlat edinmeyi istemesi durumunda evli kişinin tek başına evlat edinip edinemeyeceği merak edilen konulardan bir diğeridir. Türk Medeni Kanunu evli bir kişi ancak eşiyle birlikte evlat edinmesinin mümkün olduğunu düzenlenmiş ancak sınırlı hallerde tek başına evlat edinebileceğini düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu 306.maddesinde ”Eşler, ancak birlikte evlat edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlat edinemezler.” şeklinde açık düzenlemeyle evli bir kişinin ancak eşiyle evlat edinebileceği açıkça düzenlenmiştir. Ancak bunun istisnası Türk Medeni Kanununun 307.maddesinde ” Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu veya iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlat edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi hâlinde, tek başına evlat edinebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Sonuç olarak evli bir kural olarak eşiyle birlikte evlat edinebilir, ancak evlat edinmek isteyen kişi 30 yaşını doldurmuşsa eşi ayırt etme gücünü kaybetmişse veya iki yılı aşan süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla ayrı olmaları durumunda tek başına evlat edinebilir.
Kimler evlat edinemez?
Türk Medeni Kanunu evlat edinmek isteyen kişilere ilişkin bir takım sınırlamalar getirerek evlat edinilmek isteyen çocuğun üstün yararını gözetilmesini sağlamaktadır. Bu sayede evlat edinilmek isteyen çocuk güvenli, sağlıklı ve gelişimine uygun bir ortamda bulunması amaçlanır.
Evlat edinmek isteyen kişiler yaş, evlilik durumu, bakım ve eğitimini sağlamak gibi şartları taşımadıkça evlat edinemezler. Aşağıdaki kişiler evlat edinemezler:
- Evli olmayıp tek başına evlat edinmek isteyen kişi 30 yaşını doldurmamışsa
- Evli olan kişi tek başına evlat edinemez. Sadece eşinin ayırt etme gücünü kaybetmesi, 2 yıldan fazla eşinden haber alınamaması veya 2 yıldan fazla mahkeme kararıyla ayrı olmaları durumunda tek başına evlat edinebilir.
- Evli olan kişiler 5 yıldır evli değillerse ve 30 yaşını doldurmamışlarsa
- Evlat edinmek isteyen kişi evlat edinmek istediği çocuğun 1 yıl süreyle bakım ve eğitimini üstlenmemişse evlat edinemez.
Evlat edinme süreci ne kadar sürer?
Evlat edinme sürecine girecek kişiler için davanın ne kadar süreceği merak edilen konuların başında gelmektedir. Bu konuya doğrudan bir cevap vermek mümkün değildir. Evlat edinme süresi davanın tarafları, taraflar açısından yapılacak araştırma, evlat edinilmek isteyen çocuğun biyolojik anne ve babasının rızasının aranıp aranmaması, tanıkların dinlenmesi, kayyım ataması, mahkemenin iş yükü gibi pek çok faktöre değişiklik göstermektedir.
Evlat edinme davalarında Türk Medeni Kanununun 316.maddesinde ”Evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlât edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Evlat edinenin altsoyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de değerlendirilir.’‘ şeklindeki düzenleme gereğince mahkeme tarafından yapılacak araştırmalar mahkeme sürecini uzatan faktörlerdendir.
Mahkeme evlat edinmek isteyen tarafların çocuğun üstün menfaatini gerektirdiği koşulları sağlayıp sağlamayacağı, ekonomik ve sosyal koşulları, evlat edinmeye yönelten sebepler, evlat edinilmek isteyen çocuğun görüşü, evlat edinmek isteyen tarafların altsoyu varsa onların evlât edinme ile ilgili tavır ve düşüncelerini ayrıntılı olarak değerlendirmesi gerekiyorsa sosyal uzman ya da pedagog tarafından uzman raporunun düzenletilmesini isteyebilir. Bu araştırmalar dava sürecinin uzamasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak evlat edinme süreci mahkemenin yapacağı araştırma, mahkemelerin iş yükü, mevcut durumun koşulları, evlat edinilmek istenen çocuğunun ebeveynlerinin rızasının aranıp aranmayacağına, davanın çocuğun üstün menfaatine olduğunun ispatı için kullanılacak delillere göre değişiklik gösterecektir.
İlgili Makale: Eşin Çocuğunu Evlat Edinme Davası
Evlat edinilen çocuğa miras kalır mı?
Evlat edinme süreci kadar sürecin sonunda evlat edinilen çocuğun miras hakkı merak edilen konulardan bir diğeridir. Evlat edinen çocuğun miras hakkı Türk Medeni Kanununun 314 ve 500.maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanununun 314.maddesi ”Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçer. Evlatlık, evlat edinenin mirasçısı olur.” şeklindeki düzenleme gereğince evlat edinilen çocukla evlat edinen kişiler arasında geçerli soybağı kurulduğundan evlat edinilen çocuk yasal mirasçı konumundadır, evlat edinenin altsoyu varsa bu kişilerle aynı mirasçılık haklarına sahiptir.
Türk Medeni Kanununun 500.maddesinde evlatlığın biyolojik anne ve babasından olan miras hakları ” Evlatlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar. Evlatlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlat edinen ve hısımları, evlatlığa mirasçı olmazlar.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre evlat edinme sonrasında evlatlığın biyolojik anne ve babasından miras hakkı devam etmekte evlat edinen kişiler evlatlığa mirasçı olamazlar.
Sonuç olarak evlat edinilen çocuğa hem evlat edinen hem de kendi ailesinden miras kalır. Evlat edinilen çocuk her iki taraftan miras hakkına sahip olurken evlat edinenler evlatlığa mirasçı olamazlar.
Evlatlık alınan çocuk geri alınabilir mi?
Evlat edinme sürecine giren kişiler için en büyük korku evlat edindikleri çocuğun biyolojik anne ve babası tarafından geri alınma ihtimalidir. Ancak evlat edinme süreci tamamlandıktan sonra evlat edinilen çocuğu geri alınması veya tarafların tek taraflı iradeleriyle kaldırılması mümkün olmayıp ancak kanunda belirtilen sınırlı hallerde mümkündür.
Evlatlık ilişkisinin kaldırılması Türk Medeni Kanunun 317-319.maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanununun 317.maddesinde ” Yasal sebep bulunmaksızın rıza alınmamışsa, rızası alınması gereken kişiler, küçüğün menfaati bunun sonucunda ağır biçimde zedelenmeyecekse, hakimden evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilirler.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Türk Medeni Kanununun 309.maddesine göre evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Ancak Türk Medeni Kanununun 311.maddesinde ”kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa, küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa.” rızanın aranmayacağı düzenlenmiştir. Buna göre bu düzenlemeden yer alan durumlar bulunmaksızın rıza alınmamışsa biyolojik anne veya baba evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını talep edebileceklerdir.
Evlatlık ilişkisinin kaldırılacağı diğer bir durum evlat edinme sürecinde esasa ilişkin eksiklerin bulunmasıdır. Evlat edinme sürecinde şartların sağlanmaması, mahkeme sürecinde araştırılması gereken hususların araştırılmadan karar verilmesi gibi durumlar esasa ilişkin eksikliklerdendir. Bu durum Türk Medeni Kanununun 318.maddesinde ”Evlat edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakatsa, Cumhuriyet savcısı veya her ilgili evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir. Noksanlıklar bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlatlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, bu yola gidilemez.” şeklinde düzenlenmiştir.
Evlatlık ilişkisinin kaldırılabileceği tüm durumlara ilişkin kanunda hak düşürücü süre düzenlenmiş olup Türk Medeni Kanununun 319.maddesinde ”Dava hakkı, evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebinin öğrenilmesinden başlayarak bir yıl geçmekle düşer.’‘ şeklinde düzenleme yapılmıştır. İlgili hükümde yer alan ”her halde evlat edinme işleminin üzerinden beş yıl” ifadesi Anayasa Mahkemesi’nin 27/12/2012 tarihli ve E.: 2012/35, K.: 2012/203 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Sonuç olarak evlatlık çocuk ancak kanunda öngörülen sınırlı koşullar altında ve mahkeme kararıyla geri alınabilir. Evlat edinme sürecinde esasa ilişkin eksiklerin bulunması, rızası alınması gereken kişilerin yasal sebepler olmaksızın rızasının alınmaması halinde evlatlık ilişkisinin kaldırılması için dava açılabilecektir. Ancak bunun için hak düşürücü süre bir yıl olup bu süre geçtikten sonra evlat çocuğun geri alınması mümkün değildir.

Evlat edinme davası şartları
Evlat edinme davası Türk Medeni Kanunu kapsamında bazı şartların varlığı halinde açılabilmektedir. Mevcut durumun koşullarına göre evlat edinmek isteyen ve evlat edinilecek taraf açısından kanunda farklı şartlar düzenlenmiş olup bu şartlar sağlanmadan dava sürecine girilmesi davanın reddedilmesine neden olabilecektir.
Küçüklerin evlat edinme sürecinde evlat edinecek tarafın yaşı, evlilik süresi, evlat edinen çocuğa bakım süresi, evlat edinilmek isteyen küçüğün yararı ve ayırt etme gücü varsa rızası gibi kanunda çeşitli şartlar öngörülmüştür. Küçüklerin evlat edinilmesi şartları:
- Küçüğün evlat edinilmesi için evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması gerekir.
- Evlat edinmenin küçüğün yararına olması
- Evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir.
- Evli kişiler, birlikte evlat edinebilirler. Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Evli olmayan kişiler birlikte evlat edinemezler.
- Diğer eşin çocuğu evlat edinilecekse en az 2 yıldan beri evli olmaları veya kendisi 30 yaşını doldurmuş olması gerekmektedir.
- Bekar kişi evlat edinecekse 30 yaşını doldurmuş olması gerekir.
- Evlat edinenle ile evlat edinilecek çocuk arasında en az 18 yaş bulunması gerekmektedir.
- Evlat edinilmek istenen küçük ayırt etme gücüne sahipse rızasının alınması gerekmektedir.
- Çocuğun ana ve babasının rızasının bulunmalıdır (Türk Medeni Kanununun 311 ve 312. maddelerinde yer alan koşullar varsa rıza aranmaz)
Küçüklerin evlat edinmesinden farklı olarak yetişkinlerin evlat edinmesi kanunda farklı şartların varlığında mümkün kılınmıştır. Türk Medeni Kanununun 313.maddesinde erginlerin ve kısıtlıların evlat edinilmesi başlığında şartlar düzenlenmiştir. Yetişkinlerin ve kısıtlıların evlat edinme şartları:
- Bedensel veya zihinsel engeli sebebiyle sürekli olarak yardıma muhtaç ve evlat edinen tarafından en az beş yıldan beri bakılıp gözetilmesi
- Evlat edinen tarafından, küçükken en az beş yıl süreyle bakılıp gözetilmiş ve eğitilmiş olması,
- Diğer haklı sebepler mevcut ve evlat edinilen, en az beş yıldan beri evlat edinen ile aile halinde birlikte yaşamakta ise,
- Evlat edinilecek kişi evliyse eşinin rızası gerekmektedir.
Yurtdışından evlat edinme şartları
Eşlerin birlikte evlat edinme sürecinde merak edilen konulardan bir diğeri yurtdışından evlat edinmenin mümkün olup olmadığıdır. Bu noktada yurtdışından evlat edinme süreci Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşme ve Lahey Ülkelerarası Evlat Edinme Sözleşmesi gibi ülkeler arası düzenlemelere göre yapılmaktadır.
Uluslararası sözleşmeler gereğince evlat edinilmek isteyen küçük kendi ülkesinde evlat edindirilemediği halde evlat edinme sürecine dahil olabilmektedir. Ayrıca evlat edinecek tarafın evlat edinme vasıflarına sahip olduğunun tespit edilmesi, gerekli görüldüğü takdirde evlat edinecek taraf ile istişarede bulunulmasının sağlamış olması, çocuğun evlat edinilerek gideceği devlete girmesine ve orada sürekli ikametine izini sağlanması gerekmektedir.
Evlat edinme davasında anne babanın rızası gerekli mi?
Eşlerin birlikte evlat edinme sürecinde merak edilen konuların başında evlat edinilmek isteyen çocuğun anne ve babasının rızasının gerekip gerekmediğidir. Evlat edinilmek istenen çocuğun çocuğun anne ve babasının rıza göstermemesi durumu eşlerin birlikte birlikte evlat edinmesi sürecinde endişe yaratan durumların başında gelmektedir.
Türk Medeni Kanununun 309.maddesinde ”Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir. Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir. Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu nedenle genel kural evlat edinme sürecinde çocuğun anne ve babasının rızasının gerekmesidir. Ancak Türk Medeni Kanunu çocuğun üstün yararını korumak amacıyla anne ve babanın rızasının aranmayacağı bazı istinai durumlar düzenlemiştir.
Rızanın aranmaması başlıklı Türk Medeni Kanununun 311.maddesinde ”Aşağıdaki hallerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz:
- Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa,
- Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Sonuç olarak evlat edinme davasında kural çocuğun anne ve babasını rızasının gerekli olduğudur ancak evlat edinilmek isteyen çocuğun anne veya babasının kim olduğu veya uzun süreden beri nerede olduğu bilinmiyorsa, ayırt etme gücü bulunmuyorsa, çocuğa karşı özen yükümlülüklerini yerine getirmiyorlarsa rızaları aranmaksızın karar verilecektir.
Evlat edinmenin sonuçları nelerdir?
Eşlerin birlikte evlat edinmesi süreci evlat edinilmek istenen çocuk açısında hukuki açıdan bazı sonuçları doğuracaktır. Özellikle evlat edinme sonrası evlat edinen kişilerin hakları, çocuğun adı, nüfus kütüğü gibi sonuçlar merak edilen konuların başında gelmektedir.
Türk Medeni Kanununun 314.maddesinde evlat edinme kararının sonuçları hakkında ayrıntılı düzenleme yapılmıştır. Buna göre TMK Madde 314 ‘e göre:
- Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlat edinene geçer.
- Evlatlık, evlat edinenin mirasçısı olur.
- Evlatlık küçük ise evlat edinenin soyadını alır. Evlat edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilir. Ergin olan evlatlık, evlat edinilme sırasında dilerse evlât edinenin soyadını alabilir.
- Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına, birlikte evlat edinmede ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları; tek başına evlat edinmede ise ana veya baba adı olarak evlat edinenin adı yazılır.
- Evlat edinilen diğer kişiler hakkında, talepleri halinde bu hüküm uygulanır.
- Evlatlığın, miras ve başka haklarının zedelenmemesi, aile bağlarının devam etmesi için evlatlığın naklen geldiği aile kütüğü ile evlat edinenin aile kütüğü arasında her türlü bağ kurulur.
- Ayrıca evlatlıkla ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı her iki nüfus kütüğüne işlenir.
- Evlat edinme ile ilgili kayıtlar, belgeler ve bilgiler mahkeme kararı olmadıkça veya evlatlık istemedikçe hiçbir şekilde açıklanamaz.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Evlat edinme davasında görevli ve yetkili mahkeme
Evlat edinme davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesi olup aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla görevlidir. Yetkili mahkeme Türk Medeni Kanununun 315.maddesinde ”Evlat edinme kararı, evlat edinenin oturma yeri; birlikte evlat edinmede eşlerden birinin oturma yeri mahkemesince verilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Evlat edinme davası yargıtay kararları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 12.11.2012 tarih 2012/22603 esas 2012/26775 sayılı kararı
”Evlat edinmede ana-babanın rızasının aranmaması kararı evlat edinme davası içinde istenebilir. Bu durumda, rızanın aranmaması kararının evlat edinme kararından bağımsız olarak talep edilmesi söz konusu olamaz. Dinlenebilme koşulları bulunmadığından, ana-babanın rızasının aranmamasına yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken, bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; evlat edinme de asıl olan ana-babanın rızasının aranmasıdır (TMK md.309). Küçüğün evlat edinilmesinde davalı annenin rızası bulunmadığı gibi davalı babanın da duruşmaya gelip beyanda bulunmadığına göre onun rızasının bulunduğundan da söz edilemez. Türk Medeni Kanununun 311. maddesi koşulları da oluşmamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken kabulü doğru değildir.” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 08.12.2015 tarih 2015/4746 esas 2015/18041 sayılı kararı
”Davacı dava dilekçesinde; kardeşinin çocuğu olan küçük Osman’a kendisinin baktığını, evlat edinme koşullarının oluştuğunu belirterek kendisi tarafından Osman’ın evlat edinilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 305. maddesine göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır. Evlat edinmenin her halde küçüğün yararına bulunması ve evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir.
Aynı Yasa’nın 309/1. maddesinde evlat edinmede, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektiği, 311. maddesinde ise ana ve babanın rızasının aranmayacağı durumlardan birisinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünün yeterince yerine getirilmemesi olduğu düzenlenmiştir. 316. maddesine göre de evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilebilir.
Araştırmada özellikle evlat edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Evlat edinenin altsoyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de değerlendirilir. 426/2. maddesine göre ise, yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanması gerekir.” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 27.12.2021 tarih 2021/8476 esas 2021/10074 sayılı kararı
”4721 Sayılı TMK’da evlatlık ilişkisinin tarafların iradesi ile sona erdirilmesi imkansız hale gelmiş olup, kanunda belirtilen haller dışında evlatlık ilişkisinin sona ermesi de mümkün olmayacak şekilde düzenlenmiştir. Kanuna göre, evlatlık ilişkisinin, evlat edinme için gerekli koşulların yerine getirilmemesi halinde mahkeme tarafından kaldırılması söz konusu olacaktır.
Kanun koyucu, yaptığı düzenlemeyle, evlatlık ilişkisi ile soybağı ilişkisi arasındaki farkları en aza indirgemeyi amaçlamıştır. Evlatlığın mirastan yoksun bırakılmasını veya mirasçılıktan çıkarılmasını gerekli kılacak bir durumun varlığı halinde, evlatlığın mirastan yoksun bırakılması ya da mirasçılıktan çıkarılması yine mümkün olmakla beraber, bu yoksun bırakma/mirasçılıktan çıkarma hali evlat edinen ile evlat edinilen arasındaki evlatlık ilişkisinin sona ermesi sonucunu doğurmayacaktır.
TMK’nın 318 inci maddesi gereği; evlât edinmenin esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakat olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya her ilgilinin evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebileceği, noksanlıkların bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, evlatlık ilişkisinin kaldırılması yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan kısa açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına konu evlat edinme işleminin Yenice Noterliği’nin 13.12.1989 tarih ve 00602 sayılı Evlat Edinme Sözleşmesi ile yapıldığı ve nüfus kayıtlarına işlendiği, eldeki evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının 02.10.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına dayanak teşkil eden olaylar; evlat edinilenin evlat olarak üzerine düşen vazifeleri yerine getirmediği noktasında toplanmaktadır. TMK 6 ncı maddesine göre taraflardan her biri iddiasını ispatla yükümlü olup somut olayda iddiaların ispat külfeti davacı üzerinde bulunmaktadır. Mahkemenin evlat edinme ilişkisinin kaldırılmasına yönelik davayı kabul gerekçesi mirasçılıktan çıkarılma sebeplerinin evlatlık ilişkisinin de sona erdirilmesinde de geçerli olduğu şeklindedir.
Ancak; yukarıdaki açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını sistematik olarak sıkı kurallara bağlayan ve evlatlık ilişkisinin taraflarca keyfi bir şekilde kaldırılmasının önünü kapayan TMK’daki düzenlemeler de dikkate alındığında davacının iddiasının dahi evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebi olarak düzenlenmediği, bu sebeple ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 15.03.2016 tarih 2015/7250 esas 2016/4421 sayılı kararı
”Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacılar … ve eşi …’ın 03.09.1989 tarihinden bu yana evli oldukları, bu evliliklerinden, 1991 doğumlu … ve 1996 doğumlu … isimli iki çocuklarının bulunduğu, her iki çocuğun da, … Aile Mahkemesinin 2003/239 esas, 2003/453 karar sayılı kararıyla dedeleri … ve babaanneleri … tarafından evlat edinildikleri, bu kararın temyiz edilmeksizin 01.03.2004 tarihinde kesinleştiği; evlat edinilmek istenen 1991 doğumlu …’ın, davacıların kızı olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir ifade ile davacılar, kendi kızlarını evlat edinmek istemektedirler.
Davalı …’in daha önce dedesi ve babaannesi tarafından evlat edinilmiş olması, evlat edinenlerle evlatlık arasında yapay bir soybağı kurar ise de, evlatlığın gerçek anne ve babası ile hukuken geçerli biçimde oluşmuş kan bağına dayanan soybağı ilişkisini ortadan kaldırmaz (TMK. m. 314/5) Türk Medeni Kanununun soybağının kurulmasına ilişkin 282’nci ve devamı maddeleri ile, evlatedinmeye ilişkin 305 ve devamı maddeleri hükümlerine göre, ana ve babanın kendi çocuklarını evlat edinmelerinin mümkün olmadığı halde, mahkemece, bu husus gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 29.09.2005 tarihli 2005/10524 esas 2005/13035 sayılı kararı
”4721 sayılı Türk Medeni Kanununun evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesine göre evlat edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırmada özellikle evlat edinenin eğitme yeteneği, evlat edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Evlat edinenin altsoyu varsa, onların evlat edinme ile ilgili tavır ve düşünceleri de değerlendirilir.
Dosyada mevcut nüfus kaydına göre davacıların sağ ve reşit oldukları anlaşılan B., B. ve S. adlı reşit çocuklarının yukarıda sözü edilen hüküm uyarınca tavır ve düşüncelerinin değerlendirilmediği görülmüştür. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 316. maddesi gereğince kapsamlı bir araştırma yapılmadan, davacıların adı geçen çocukları dinlenmeden eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanununa aykırıdır.” şeklinde karar verilmiştir.
Sıkça Sorulan Sorular
Evlatlık verilen gerçek ailesinden miras alabilir mi?
Evlatlık verilen çocuk hem gerçek ailesinden hem de evlat edinilen ailesinden miras hakkı bulunmaktadır.
Koruyucu aileden miras kalır mı?
Koruyucu aileden miras kalması mümkün değildir. Koruyucu aile ile çocuk arasında evlat edinme sürecindeki gibi soybağı kurulmadığında aralarında mirasçılık ilişkisi bulunmaz.
Evlat edinmede yaş sınırı var mı?
Eşlerin birlikte evlat edinilmesi için en az 5 yıldan beri evli olmaları veya 30 yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir. Evlilik 5 yılı doldurmuşsa yaş sınırı yoktur. Bekar kişinin evlat edinmesi için 30 yaşını doldurmuş olması gerekir.
Çocuğu olan aile evlat edinebilir mi?
Çocuğu olan aile evlat edinebilir. Ancak evlat edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi gereklidir.
Evlat edinme ile koruyucu aile arasındaki fark nedir?
Evlat edinme süreci sonunda çocuğun velayet hakkı evlat edinen tarafa geçer. Koruyucu ailede ise çocuğun velayeti biyolojik ailesinde kalır, koruyucu aile çocuğun bakımını devlet ile paylaşır.
Evlat edinme kararını hangi makam verir?
Evlat edinme kararını aile mahkemesi, aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla vermektedir.
Evlatlık alınan çocuğun soyadı değişir mi?
Evlatlık alınan çocuk evlat edinenin soyadını alır. Evlat edinen isterse çocuğa yeni bir ad verebilecektir.
Evlat edinme davası kime karşı açılır?
Evlat edinme davası Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü veya reşit olmayanın alınacağı kişilere karşı açılır.

