Zina (aldatma) sadece boşanma davasında değil aynı zamanda tarafların mal rejiminin tasfiyesi davasında da önemli sonuçlar oluşturacak bir durumdur. Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı tarafların en merak ettiği konulardan biridir. Yazımızda zina nedeniyle boşanma kararı verildikten sonra bu kararın mal paylaşımını nasıl etkileyeceği hakkında ayrıntılı bilgi vereceğiz. Ayrıca zina nedeniyle boşanma davasının diğer mali sonucu olan maddi ve manevi tazminat talepleri, zina nedeniyle boşanma davasının şartları, zinanın ne şekilde ispatlanacağı, zina davasının ne zaman açılması gerektiği gibi konularda da bilgi vererek zina nedeniyle açılacak boşanma davasında tüm süreç hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmanızı hedefliyoruz.
Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı
Evlilik birliğinin sona ermesinde, özellikle zina gibi güven sarsıcı bir durumun ortaya çıkması, mal paylaşımı sürecini oldukça hassas bir hale getirir. Genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında taraflar mal paylaşımı sırasında edinilmiş mallarda yarı yarıya pay sahibi olurlar. Ancak kanunda özel boşanma sebepleri olan zina ve hayata kast nedeniyle açılan boşanma davasının kabul edilmesi durumunda kusurlu eşin payının azaltılabileceği ya da tamamen ortadan kaldırılabileceği düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanununun 236.maddesine göre ‘’Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir. Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.’’
Zina nedeniyle boşanmada mal paylaşımı sırasında kusurlu eşin payının azaltılması veya tamamen kaldırılması ihtimali aldatan eşin boşanma davası açmamasının en önemli nedenlerden biridir. Aldatan eş boşanma davasında kusurlu çıkacağına ve buna bağlı olarak da mal paylaşımında mali açıdan zararlı çıkacağını öngördüğünden boşanma davası açmaktan kaçınmaktadır.
Sonuç olarak zina nedeniyle boşanmada mal paylaşımı, zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesi durumunda edinilmiş mallara katılma rejiminde hakim kusurlu eşin mal rejimindeki pay oranının azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına karar verebilir. Bu konuda takdir yetkisi mahkemeye bırakılmıştır. Diğer çekişmeli boşanma davalarında mal paylaşımı yarı yarıya yapılmaktayken zina sebebine dayalı boşanma davası ve hayata kast nedeniyle boşanma davasına karar verilmesi durumunda hakime takdir yetkisi verilmiştir.
İlgili Makale: Boşanmada Mal Kaçırma Nasıl Engellenir?
Aldatma durumunda mal paylaşımı nasıl olur?
Toplumda zina ve aldatma kelimeleri birbirinin eş anlamlısı olarak kullanılsa da hukuk sistemimizde bu iki durum aslında farklıdır. Zina evli kadının kocasından başka bir erkekle ya da evli erkeğin karısından başka bir kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Zina eyleminin mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul cinsel ilişkinin varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Cinsel ilişki mevcut olmadan gerçekleşen kucaklaşma, öpüşme, cinsel içerikli yazışmalar yapmak, ele ele gezmek, flört etmek gibi hareketler aldatma kapsamında davranışlardan sayılsa da zina kapsamında değerlendirilmez. Bu davranışlar güven sarsıcı hareket kapsamında ve evlilik birliğinin sadakat yükümlülüğünün ihlali şeklinde yorumlanmaktadır.
Evlilik birliğinden eşlerden birinin 3.kişiyle olan ilişkisi güven sarsıcı davranış kapsamındaysa yani cinsel birliktelik gerçekleştiğine ilişkin somut bir delil bulunmaması durumunda zina davası açılamayacak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılacak boşanma davasında eşin güven sarsıcı ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları boşanma nedeni olarak öne sürülecektir. Yani aldatma eylemi zina boyutuna ulaşmadıysa zina sebebiyle açılacak boşanma davası reddedilecektir. Mahkemeye mal paylaşımında kusurlu eşin payının azaltma veya tamamen ortadan kaldırma konusunda takdir yetkisi sadece zina ve hayata kast nedeniyle boşanma durumunda verilmiştir. Cinsel birliktelik gerçekleşmeksizin aldatma durumunda genel boşanma nedenine dayalı dava açılacağından edinilmiş malların paylaşımında eşit paylaşım söz konusu olacaktır.
Zina nedeniyle boşanmada mal paylaşımı ile ilgili detayların belirlenmesi için ispat unsurları büyük önem taşır. Olayın hukuki boyutunun ayrıntılı incelenmesi tarafların boşanma ve mal paylaşımındaki kazanımları için büyük öneme sahiptir. Hak kaybına uğramamak ve süreci doğru yönetmek adına bir avukat desteğinden yararlanılması önemlidir.
Zina davasında tazminat ne kadar?
Zina nedeniyle boşanma davalarında tazminatın belirlenmesi sırasında mahkeme tarafından birçok faktör göz önünde bulundurulmaktadır.Türk Medeni Kanunu’na göre, aldatılan eş, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Ancak, bu tazminatın miktarını belirlemek için bazı temel kriterler değerlendirilir.
Hakim boşanmada maddi tazminat miktarının belirlenmesinde pek çok faktörü göz önünde bulundurur. Hakim maddi tazminat miktarını belirlerken hakim talep eden eşin menfaatlerinin ne şekilde zedelendiğini belirlemek için tarafların yaşı, ekonomik ve sosyal durumları, tarafların evlilik süreleri, sosyal güvenliklerinin bulunup bulunmadığını, yaşadıkları çevreyi ve koşullarını, mesleklerini ve çalışma koşullarını, iş bulma olasılıklarını, sağlık durumlarını, yeniden evlenebilme şanslarını, kişisel birikimlerini ve yatırımlarını dikkate alır.
Hakim maddi tazminat miktarını belirlerken uygun bir maddi tazminata hükmeder. Maddi tazminat miktarını belirlerken mutlaka tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınır. Tarafların boşanmaya neden olan kusur durumları da boşanmada tazminat belirlenmesinde göz önünde bulundurulur.
Manevi tazminat belirlenirken öncelikle boşanmada tazminat istemek için dayanılan olayın ağırlığı ve buna maruz kalan eşin kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği göz önünde bulundurulur. Zina durumunda zina eyleminin süresi ve olayın detayları da tazminat miktarını şekillendiren unsurlar arasında yer alır.Tarafların ekonomik durumu manevi tazminatın belirlenmesinde dikkate alınacak durumlardan biridir.
Sonuç olarak mahkeme zina davasında tazminat miktarını belirlerken tarafların ekonomik ve sosyal durumları, birliktelik sürecindeki katkıları, evlilik içindeki sadakatsizlik iddiaları ve bunun etkileri, tekrar eden şiddet olayları veya diğer toplumsal unsurları göz önünde bulundurur. Maddi ve manevi tazminat, her bireyin yaşam koşulları ve boşanma süreci çerçevesinde özel olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle miktar bakımında kesin bir rakam belirtmek mümkün değildir.
Aldatılan Eş 3. Kişiye Tazminat Davası Açabilir mi?
Eşlerden birinin aldatma (zina) durumuyla karşılaşması, hukuki süreçlerde birçok soru ve hak arayışını beraberinde getirir. Bu noktada sıkça sorulan sorulardan biri, aldatılan eşin üçüncü kişilere karşı da maddi ve manevi dava açma hakkının olup olmadığıdır. Toplumda bu durumla ilgili bilinen pek çok yanlış bilgi bulunmaktadır.
Evlilikte eşlerden birinin zina yapması başlı başına zinanın tarafı olan 3.kişiden tazminat istemek için yeterli değildir. Birlikte olduğu kişinin evli olduğunu bilerek ilişkiye giren 3.kişinin hareketi ahlaka aykırı haksız eylem olarak nitelendirilse de ahlaka aykırılığın tazminata talep edebilmek için tek başına yeterli değildir. Zinanın tarafı olan 3.kişinin bilerek ve isteyerek aldatılan eşe zarar verme kastının bulunması gerekir. Yani zinanın tarafı olan 3.kişi aldatılan eşe zarar vermek amaçlı eşinin müstehcen fotoğraflarını gönderip hakaret etmesi, tehdit etmesi, kişilik haklarını zedeleyici onur ve şerefini zedeleyen davranışlarda bulunması durumunda tazminat davası açabilirken sadece evli biriyle birlikte olduğu için 3.kişiye karşı tazminat davası açılamaz.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.07.2018 tarihli 2017/5 esas 2018/7 sayılı kararında ” aldatılan kişi sadece evli biriyle birlikte olduğu için 3.kişiden tazminat talep edemez. Evli kişilerin sadakat yükümlülüğü birbirlerine karşı olup herkese karşı ileri sürülebilecek mutlak haklardan değildir. Aldatılan eşin 3.kişiye dava açabilmesi için 3.kişinin sırf aldatılan kişiye zarar vermek amacıyla hareket etmiş olması gerektiğini yani bilerek ve isteyerek aldatılan eşin zararına hareket etmiş olması gerektiğini belirtmiştir”
Özetle, Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı konusuna ek olarak, üçüncü kişilere karşı maddi ve manevi dava açılıp açılamayacağı da önem arz eder. Sadece zina yapılması nedeniyle zinanın tarafı olan 3.kişiye tazminat davası açılamaz. Ancak bu kişi aldatılan eşe bilerek ve isteyerek zarar vermişse bu durumda dava söz konusu olabilir. Ancak bu süreçte hukuk uzmanlarından destek alınması, hak kayıplarını önleyerek daha sağlam bir dava süreci yürütülmesini sağlayacaktır.
Boşanma davasında aldatma olursa ne olur?
Boşanma davalarında aldatma, diğer adıyla zina, Türk Medeni Kanunu’na göre özel bir boşanma sebebi sayılmaktadır. Bu durum, manevi açıdan olduğu kadar hukuki süreçler açısından da oldukça ciddiyetle ele alınır. Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı konusu genellikte bu süreçte çiftlerin yöneldiği en kritik aşamalardan biridir.
Aldatma, davanın seyri üzerinde etkili bir rol oynar. Özellikle aldatma fiilini gerçekleştiren eş, kusurlu taraf olarak değerlendirilir. Kusurlu tarafın boşanma sürecinde bazı haktan mahrum bırakılması mümkündür. Örneğin, maddi ve manevi tazminat talebi aldatılan eşin haklerinden biridir. Ayrıca, süreç boyunca kanıtların doğru bir şekilde sunulması aldatmanın net bir şekilde ispatlanmasını sağlar. Delillerin düzenli ve hukuka uygun olarak mahkemeye sunulması, davanın daha etkili ilerlemesine yardımcı olur.
Bunun yanı sıra boşanma davası sürecinde mahkeme, mal paylaşımı ve tazminat taleplerini aldatma kusurunu dikkate alarak değerlendirebilir. Kusurlu eşin herhangi bir kötü niyetinin ya da mal kaçırma gibi girişimlerinin tespit edilmesi durumunda ise mahkemenin bu yönde özel hükümler getirme yetkisi bulunmaktadır.
Eğer taraflar arasında aldatma sebebiyle uyuşmazlık yaşandıysa, mahkeme eşler arasındaki kusur oranına göre tazminat kararı verebilir. Bu durumda, sadakat ilkesini ihlal eden eş daha ağır bir kusurlu olarak değerlendirilir ve tazminat yükümlülüğü altına girebilir. Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı her somut olayın kendi özel koşullarına göre değişiklik göstermektedir. Hakim, mal paylaşımında aldatmanın etkilerini de göz önüne alarak adil bir karar vermeye özen gösterir.
Aldatma söz konusu olduğunda boşanma davasının süreci oldukça karmaşık hale gelebilir. Bu nedenle hukuki danışmanlık almak, hem delil toplama sürecinde hem de dava boyunca hak kaybının önlenmesinde büyük bir öneme sahiptir. Bilinçli bir hukuki mücadeleyle süreci yönetmek, adil sonuçlar elde edilmesine yardımcı olacaktır.
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
Zina TMK 161.maddesinde düzenlenmiş mutlak boşanma sebeplerindendir. Yani zina olgusunun kanıtlanması boşanma kararı verilmek için yeterlidir. Ancak bu durumda açılacak olan davanın başarılı bir şekilde sonuçlanabilmesi için belirli yasal şartların yerine getirilmesi gereklidir. Zina (aldatma) durumunda boşanma davası açmayı planlayan kişilerin bu şartları iyi anlaması oldukça önemlidir.
Hangi Eylemler Zina Olarak Kabul Edilir?
Zina, evlilik birliğine aykırı olarak eşlerden birinin başka biriyle evlilik dışı cinsel ilişki yaşaması durumunda gerçekleşir. Her yakınlık zina olarak nitelendirilmemektedir. Zina olarak tanımlamak için eylemin fiziki bir cinsel ilişki boyutuna ulaşmış olması gerekmektedir. Zina nedeniyle boşanma davası için birden çok cinsel ilişki aranmayıp, bir kere iradi olarak cinsel ilişkinin gerçekleşmesi yeterlidir. Eşlerden birinin karşı cinsten yakın akrabası olmayan bir kişiyle zorunlu bir hal bulunmadan otelde ya da yalnız olarak aynı evde gecelemeleri zina sayılan davranışlardan sayılmaktadır.
Zinanın İspatı ve Belgelenmesi
Zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul, cinsel ilişkinin varlığının kesin veya güçlü karineyle kanıtlanmış olmasıdır. Yurt dışında yaşayan kocanın karısının gebe kalması, kısırlık problemi olan kocanın karısının hamile kalması, erkeğin başka bir kadından çocuğunun olduğunu ispat edilmesi, kadın veya kocanın zührevi hastalığa yakalanması delil niteliğindedir.Zina eylemini kanıtlayıcı fotoğraflar, her fotoğraf zinanın ispatı için yeterli değildir. Çoğu kişi samimi çekilmiş fotoğrafları, öpüşürken ,sarılırken olan fotoğrafları zinaya delil olarak görse de bunlar zina olgusunu ispat etmez. Bilgisayar kayıtları, telefon kayıtları, tanık anlatımları, otel kayıtları delil olarak sunulabilir. Zina eyleminin tarafları geceyi aynı evde geçirmişlerse bu yere ait apartmanın güvenlik kameraları ya da çevredeki dükkanların güvenlik kamera kayıtları da zinanın ispatında kullanılabilir.
Davada Hak Düşürücü Süreler
Zina nedeniyle boşanma davasında davaya hakkı olan kişinin dava hakkı zina eylemini öğrenmesinden başlayarak altı ay, her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmekle dava hakkı düşer. Bu süreler hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınır. Tek seferlik cinsel birliktelikte bu süreler oldukça önemlidir. Ancak devam eden zina durumunda hak düşürücü süreler zinanın sona erdiği tarihtir. Devam eden zinada hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz.
Kusur Tespiti ve Sonuçları
Zinanın varlığı kanıtlanırsa, bu durum boşanmada eşlerden birinin ağır kusurlu olarak değerlendirilmesine neden olur. Bu noktada mahkeme, mal paylaşımı, nafaka, velayet ve tazminat gibi konularda karar verirken kusur oranını dikkate alır. Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı konusu da bu kapsamda gündeme gelir ve boşanmanın sonuçlarına göre detaylandırılır.
Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davalarında başarı elde etmek için bu şartlara dikkat etmek kritik bir rol oynar. Özellikle yasal hak kaybı yaşamamak adına uzman bir aile hukukçusuyla çalışılması önerilmektedir.
Zina (Aldatma) Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süresi
Zina (aldatma) durumunda boşanma davası açmayı düşünen taraf, bu süreci yasal olarak belirlenen süreler içinde başlatmalıdır. Zina nedeniyle boşanma davasında dava açma süresi Türk Medeni Kanununun 161.maddesinde ‘’Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’ şeklinde düzenlenmiştir.
TMK 161. Maddedeki açık düzenlemeye göre zina nedeniyle boşanma davasında affetme durumunda dava hakkı düşecektir. Affın varlığının kabulü için kayıtsız şartsız irade beyanı veya en azından affı gösterir fiili tutum ve davranış bulunmalıdır, ayrıca affı iddia edenin de bunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Af eylemi yazılı olarak örneğin atılan mesajda affedildiğinin yazılması, sözlü olarak eşe veya 3.kişilere affedildiğinin belirtilmesi bu kişilerin tanık olarak dinletilmesi durumunda ispatlanabilir. Yine net şekilde affedildiği söylenmese de zina eyleminin öğrenilmesinden sonra tarafların birlikte tatile çıkması, aynı evde yaşamaya devam etmeleri de affetme kapsamında değerlendirilir ve dava hakkı düşer. Hangi nedenle affettiğiniz veya zinanın pazarlık malzemesi yapılması affı ortadan kaldırmaz.
Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı konusunu etkileyen bu süreler, davanın ilerleyişi açısından büyük bir önem taşır. Dolayısıyla hak kaybına uğramamak için süreç konusunda bilinçli ve dikkatli olunmalı, uzman bir avukatla hareket edilmesi önerilir. Yasal süreler içinde başlatılan davalar hem mal paylaşımı hem de tazminat talepleri açısından daha olumlu sonuçlar doğurabilir.
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılmalıdır?
Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davası açılması, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde oldukça ciddi ve hassas bir süreçtir. Evlilik birliğini derinden sarsan bu durumun hukuki zemine taşınması için belirli kurallara uyulması gereklidir. Bu nedenle, dava açmadan önce doğru bir yol haritası belirlemek önemlidir.
İlk olarak, aldatma eyleminin varlığının belirlenmesi ve bu durumun uygun delillerle desteklenmesi gerekmektedir. Aldatma fiiline ilişkin somut belgeler, tanık beyanları, yazışma içerikleri (örneğin, mesaj veya e-posta) gibi kanıtlar toplanmalıdır. Ancak, bu süreçte hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin dava dosyasına eklenemeyeceği unutulmamalıdır. Delillerin hukuka uygunluğu, davanın başarı şansını önemli ölçüde artıracaktır.
Bir diğer önemli adım ise, zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay içinde boşanma davasının açılmasıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre bu süre, zamanaşımı süresidir ve tarafların hak kaybı yaşamaması için dikkatle takip edilmelidir. Zina fiili ne kadar açık olursa olsun, dava açma süresinin geçirilmesi durumunda mahkemeye başvuru hakkı sona erer. Dilekçede yer alması gereken unsurlara dikkat edilmelidir. Boşanma sebebi olarak aldatma durumu açıkça belirtilmeli ve deliller detaylı şekilde dile getirilmelidir.
Son olarak, tecrübeli bir avukatla çalışmak tarafınız için oldukça faydalı olacaktır. Zina nedeniyle açılan davalar, hem duygusal hem de hukuki açıdan karmaşık bir yapıdadır. Bu tür bir dava sürecinde profesyonel hukuki destek almak, hem haklarınızın korunmasını sağlamak hem de dava sürecindeki hataların önüne geçmek açısından kritik önem taşır.
Aldatma (zina) nedeniyle boşanma davası, kişisel hakların korunması ve daha adil bir süreç için etkili bir yoldur. Ancak, doğru adımlarla yürütülmesi gereken bir süreçtir ve dikkatle ele alınmalıdır.
Boşanma Davasında Aldatmanın İspatlanması ve Deliller
Boşanma davalarında aldatma iddiası, üzerinde dikkatle durulması gereken bir konudur. Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı konusunu açıklarken, aldatmanın tam ve doğru şekilde ispatlanmasının büyük bir önemi vardır. Çünkü mahkeme, iddiaları kabul edebilmek için somut delillere ihtiyaç duyar. Peki, hangi deliller aldatmayı ispatlar niteliktedir?
Hangi Deliller Kullanılabilir?
Aldatmanın ispatlanmasında kullanılabilecek deliller oldukça çeşitlidir. Bunlar arasında en sık başvurulanlar şunlardır:
- Mesajlaşmalar veya e-postalar: Eşler arasında sadakatsizlik olduğunu gösteren yazışmalar, delil olarak kullanılabilir. Ancak bu tür delillerin yasal yollarla elde edilmesi önemlidir.
- Tanık İfadeleri: Sadakatsizliğe tanıklık etmiş kişiler, mahkemede şahit olarak dinlenebilir. Bu şahitlerin beyanları, mahkemede iddiayı destekleyici bir güç sağlar.
- Fotoğraflar veya kamera kayıtları: Birlikteliği belgeleyen görseller ya da güvenlik kameralarından alınan görüntüler de delil niteliği taşır.
- Otel veya konaklama kayıtları: Eşin başka biriyle aynı otelde konakladığını ispatlayan kayıtlar, net kanıtlardan biri olarak gösterilebilir.
Delil Toplama Sürecinde Nelere Dikkat Edilmeli?
Delil toplarken, hukuki sınırların dışına çıkmamaya özen göstermek gerekir. Özellikle eşlerin birbirlerinin telefonuna casus yazılım uygulaması kurarak elde ettiği deliller, gizli ses ve görüntü kayıtları delil olarak kullanılamaz. Zina eyleminin ispatında hukuka aykırı elde edilmiş delillerin mahkemeye sunulması halinde mahkeme bu delilleri karar verirken göz önünde bulundurmaz.
Unutulmaması gereken önemli nokta, zina eyleminin ispatlanması durumunda boşanma kararının zina nedeniyle verilmiş olması aynı zamanda Zina Nedeniyle Boşanmada Mal Paylaşımı gibi diğer hukuki süreçlerde de dayanak oluşturduğudur. Bu yüzden delil toplama süreci oldukça titiz bir şekilde yürütülmelidir.
İspat Yükünün Önemi
Türk Medeni Kanunu gereği, aldatmayı iddia eden taraf, bu iddiayı ispat etmekle yükümlüdür. Mahkeme, gerekli delil ve belgelerin sunulmadığı durumlarda sadakatsizlik iddiasını kabul etmeyebilir. Bu yüzden iddianın güçlü delillerle desteklenmesi, başarılı bir dava süreci için oldukça etkili olacaktır. Dava öncesinde dikkatli bir hazırlık yapmak ve hukuki destek almak, aldatma davalarında önemli bir avantaj sağlar. Zinanın ispatlanması zina nedeniyle boşanmada mal paylaşımı durumuna da etkileyecek bir unsurdur.
Sıkça Sorulan Sorular
Zina yapan eşin mal paylaşımında hakkı azalır mı?
Zina nedeniyle boşanmaya karar verilmesi durumunda edinilmiş mallara katılma rejiminde hakim kusurlu eşin mal rejimindeki pay oranının azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına karar verebilir. Bu konuda takdir yetkisi mahkemeye bırakılmıştır
Eşlerin mal rejimi anlaşması zina durumunda geçerli olur mu?
Evet, eşler arasında yapılmış olan mal rejimi sözleşmesi, zina nedeniyle boşanmada da geçerliliğini korur. Mal paylaşımı, bu sözleşme hükümlerine göre yapılır. Ancak, sözleşmede hukuka aykırılık olması durumunda mahkeme müdahalede bulunabilir.
Zina nedeniyle boşanma durumunda manevi tazminat talep edilebilir mi?
Evet, zina nedeniyle boşanma davasında aldatılan eş, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Manevi tazminat, aldatma sonucunda yaşanan psikolojik zararları telafi etmek amacıyla mahkeme tarafından değerlendirilir.
Mahkeme, zinası ispatlanan eşin mal varlığına el koyar mı?
Mahkeme tarafından zinanın ispatlanması ve bu nedenle boşanma kararı verilmesi durumunda mal paylaşımı davasının açıldığı mahkeme zina yapan eşin diğerinden mal kaçırma amacıyla devir yapmasını önlemek amacıyla talep edilmesi halinde tedbir kararı verebilir. İhtiyadi tedbir kararı mahkeme tarafından el koymak olarak değil aldatan eşin mallarını 3.kişiye devrini engellemek amacıyla verilir.