
Evlilik dışı hamile kalan kadının hakları ve çocuğun durumuyla ilgili pek çok merak edilen konu bulunmaktadır. Bunların başında evlilik dışı hamile kalan kadının mali hakları, evlilik dışı doğan çocuğu babanın kabul etmezse ne olacağı gelmektedir. Bunun yanın evlilik dışı hamile kalan kadınlar için doğacak çocuğun soyadı ve kimliğinin nasıl çıkarılacağı konularında da yanlış bilinen pek çok bilgi bulunmaktadır. Yazımızda evlilik dışı hamile kalan kadının kürtaj durumu, mali hakları, evlilik dışı hamileliğin cezasının bulunup bulunmadığı, doğacak çocuğun soyadı ve kimliğinin çıkarılması sürecine ilişkin ayrıntılı bilgi vermeye çalışacağız.
Evlilik dışı hamile kalan kadının hakları
Evlilik dışı hamilelik hem kadınlar için hem de çocukları için zorlu bir süreç oluşturabilmektedir. Bu durumda evlilik dışı hamile kalan kadının hakları konusunda bilgi sahibi olunması bu süreçte karşılaşılabilecek zorluklarla başa çıkmaya yardımcı olacaktır.
Evlilik dışı hamile kalan kadının çocuğu doğurmak istemesi durumunda ise babanın çocuğu tanımak isteyip istememesine göre süreç farklı ilerleyecektir. Eğer baba çocuğu istemezse anne babalık davası açabilecek ve babalık davasıyla birlikte ya da ayrı bir dava ile doğum giderlerini, doğumdan önce ve sonraki geçim giderlerini, gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri babadan talep edebilecektir. Bunun yanında babalık davası veya ayrı bir dava ile babadan çocuk için nafaka talep edebilecektir.
Evlilik dışı hamile kalan kadın babanın kendisini kötü bir durumdayken terk etmesi durumunda ceza hukuku bakımından bir takım hakları bulunmaktadır. Türk Ceza Kanununun Aile Hukukundan Kaynaklanan Yükümlülüğün İhlali Suçu TCK Madde 233 2.fıkrada ” Hamile olduğunu bildiği eşini veya sürekli birlikte yaşadığı ve kendisinden gebe kalmış bulunduğunu bildiği evli olmayan bir kadını çaresiz durumda terk eden kimseye, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Buradaki suçun soruşturması ve kovuşturulması şikayete tabidir. Bu nedenle bu şekilde bir duruma maruz kalan kadının şikayet hakkı bulunmaktadır.
Evlilik dışı hamilelik ve kürtaj
Öncelikle evlilik dışı hamile kalan kadının çocuğu doğurmak istememesi durumunda kürtaj hakkı kapsamında bilgi vermekle başlayalım. Toplumda evlilik dışı hamilelik durumunda kürtajın yasal olmadığı gibi yanlış bir algı bulunmaktadır. Ancak evlilik dışı hamilelik durumunda şartların sağlanması durumunda kürtaj yasal bir haktır. Gebeliğin sonlandırılması Nufüs Planlaması hakkında kanun kapsamında düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre
”Gebeliğin sona erdirilmesi Madde 5 – Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir.
Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edilir.
”Gebeliğin sona erdirilmesinde izin Madde 6 – 5 inci maddede belirtilen müdahale, gebe kadının iznine, küçüklerde küçüğün rızası ile velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mümeyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ile birlikte sulh hakiminin izin vermesine bağlıdır. Ancak akıl maluliyeti nedeni ile şuur serbestisine sahip olmayan gebe kadın hakkında rahim tahliyesi için kendi rızası aranmaz. 4. maddenin ikinci ve 5. maddenin birinci fıkralarında belirtilen ve rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi için eşin de rızası gerekir.”
Kanun düzenlenmesinde de görüleceği gibi evlilik dışı hamile kalan kadın gebeliğin 10.haftası doluncaya kadar annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği durumlarda ise gebeliğin süresi 10 haftadan fazla olsa dahi kürtaj hakkı bulunmaktadır. Evli olan kişiler için eşin rızası aranmaktayken evlilik dışı hamile kalan kadın için herhangi bir izin aranmaz.
Evlilik dışı doğan çocuğu baba kabul etmezse
Evlilik dışı doğan çocukla anne arasındaki soybağı doğumla kendiliğinden kurulur. Evlilik birliğinde dünyaya gelen çocuk da kural olarak baba ile soybağı kendiliğinden oluşacaktır. Ancak evlilik dışı doğan çocukla ilgili durum biraz daha karmaşıktır. Evlilik dışı doğan çocukla babanın arasındaki soybağı babanın çocuğu kabul etmesi durumunda tanımayla kabul etmemesi durumunda babalık davası ile kurulacaktır. Eğer baba evlilik dışı olan çocuğu kabul ederse tanımayla kabul edecektir. Tanıma Türk Medeni Kanunun 295.maddesinde ”Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur.
Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir.
Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Evlili dışı doğan çocuğu baba kabul etmezse sürecin nasıl olacağı daha karmaşıktır. Bu durumda çocukla baba arasındaki soybağı ancak babalık davası açarak kurulabilecektir. Babalık davası evlilik dışında dünyaya gelen bir çocuğun babası, baba olduğunu kabul etmediği takdirde, anne ya da çocuk tarafından babaya dava açılarak babalığın mahkeme kararıyla tesis edilmesini sağlayan davadır. Babalığın tespiti Türk Medeni Kanunun 301.maddesinde ”Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buradaki önemli nokta hak düşürücü sürelerdir.
Kanunda babalık davası için hak düşürücü süreler düzenlenmiş Türk Medeni Kanunun 303.maddesinde ” Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir. Çocuğun açacağı babalık davası ise TMK madde 303’de bir süre sınırına tabi olmayacaktır.
Evlilik dışı hamile kalan kadının mali hakları nelerdir?
Evlilik dışı hamilelik durumunda kadın çocuğu doğurmak isterse babadan bazı mali hakları talep edebilecektir. Burada babanın çocuğu kabul etmemesi durumunda anne babalık davasıyla birlikte mali haklarını talep edebileceği gibi ayrı dava açarak da mali haklarını talep edebilir. Annenin mali hakları Türk Medeni Kanununun 304.maddesinde
”Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:
- Doğum giderleri,
- Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri,
- Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler.
Çocuk ölü doğmuş olsa bile hâkim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir.
Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet
ölçüsünde tazminattan indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anne mali haklarını babalık davasında talep edebilir ya da ayrı dava açabilir. Burada evlilik dışı hamile kalan kadın mali hakları babalık davasındaki gibi hak düşürücü süreye tabi değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 30.06.2022 tarih 2022/6158 esas 2022/6528 sayılı kararı
”Dava, anne tarafından çocuk adına velayeten babalığın hükmen tespiti istemi ile kendi adına Türk Medeni Kanunu’nun 304. maddesinde sayılan mali haklarına ilişkindir. Davacı anne çocuğu …’e velayeten, davalının küçüğün babası olduğunu ileri sürerek babalığın tespitine, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesine, kendi adına ise doğum giderlerinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının küçüğün babası olduğunun tespitine ortak çocuk yararına aylık 500 TL nafakaya ve 15.000 TL doğum ve diğer giderler için maddi tazminata hükmedilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince anne tarafından açılan babalık davasının ve mali haklara ilişkin talebinin TMK’nın 303/1 maddesinde düzenlenen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 303. maddesine göre, babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Çocuk tarafından veya çocuk adına açılan babalık davalarında herhangi bir hak düşürücü süre söz konusu değildir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337. maddesinde, ana baba arasında evlilik birliğinin bulunmaması halinde velayetin anaya ait olacağı; 426/2. maddesinde ise yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı; 301. maddesinde de, babalık davasının, Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun 304. maddesinde babalık davasına bağlı olarak annenin mali hakları düzenlenmiştir. Anne, babalık davası ile birlikte veya ayrı ayrı olarak baba veya mirasçılarından anılan maddede sayılan mali haklarını isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nda, annenin 304. maddesindeki mali hakların ne zaman istenebileceğine ilişkin bir süre şartı öngörülmemiştir.” şeklinde karar vermiştir.
Evlilik dışı doğan çocuğa nafaka ödenir mi?
Evlilik dışı hamile kalan kadın için çocuğu ve kendisi için olan mali hakları hakkında bilgi sahibi olmak büyük öneme sahiptir. Öncelikle yukarıda bahsettiğimiz kadının hamileliği nedeniyle bazı mali hakları bulunmaktadır. Ancak nafaka hakkı bu haklardan değildir. Yani evlilik dışı hamile kalan kadın kendisi için nafaka talep edemeyecektir.
Türk Medeni Kanununun 304. maddesine göre; ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından doğum giderlerini, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderlerini, gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri isteyebileceği, yine aynı şekilde Türk Medeni Kanununun 333.maddesinde de babalık davası ile birlikte nafaka istenebileceği ve hakim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebileceği düzenlenmiştir.
İlgili Makale: Çocuğa Verilen Nafaka Hangi Durumlarda Kesilir?
Evlilik dışı hamile kalmanın cezası var mı?
Evlilik dışı hamilelik durumu toplumda yanlış bilinen çok fazla bilginin bulunduğu bir konudur. Evlilik dışı hamilelik durumunun suç teşkil edip etmeyeceği noktasında pek çok bilgi kirliliği bulunmaktadır. Öncelikle evlilik dışı hamile kalmak Türk Ceza Kanununda bir suç olarak düzenlenmemiş, dolayısıyla cezası da yoktur. Ancak evlilik dışı hamile kalan kadının kürtaj olması durumunda kürtaj işleminin kanunda öngörülen şartların dışına çıkarak yapılması durumunda bazı yasal yaptırımlar bulunmaktadır.
Kanun düzenlemesinde evlilik dışı hamile kalan kadın gebeliğin 10.haftası doluncaya kadar annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği durumlarda ise gebeliğin süresi 10 haftadan fazla olsa dahi kürtaj hakkı bulunmaktadır. Bu 10 haftalık süreden sonra kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi durumunda çocuk düşürme suçu oluşacaktır. Çocuk Düşürme Suçu TCK Madde 100 ” Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” şeklinde düzenlenmiştir. Madde düzenlemesinde gebeliği on haftayı aşmış bulunmasına karşın, çocuğunu kasten düşüren kadına verilecek ceza belirtilmiştir. Bu durumda bulunan kadına çocuk düşürmesini sağlayacak veya bu hususa yarayacak vasıta tedarik eden veya çocuğunu düşürmesi hususunda onu teşvik veya tahrik eden kimsenin suça iştirakten dolayı cezalandırılacaktır.
Evlilik dışı çocuğun soyadı
Türk Medeni Kanunumuzda yer alan 321. Madde gereğince çocukların soyadı belirlenirken anne ve babanın evli olduğu durumlarda çocuk ailenin soyadını alacaktır. Bunun dışında çocuğun evlilik birliğinin dışında meydana gelmesi durumunda çocuk annesinin soyadını alacaktır. Çocuk ile anne arasında soybağı doğumla kurulur. Evlilik dışı doğan çocuk annenin başvurusu ile annenin kütüğüne kaydedilir ve çocuk annenin soyadını alır. Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti de anneye ait olur.
Babalık davası açılması durumunda babalığın tespiti yapılırsa veya babanın çocuğu tanıması durumunda evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soybağı kurulmuş ise çocuk babasının nüfus hanesine tescil edilmekte ve çocuk babasının soyadını alabilmektedir.
Evlilik dışı doğan çocuğun kimliği nasıl çıkartılır?
Evlilik birliği içerisinde veya dışında olsun çocuğun doğumundan itibaren 30 günlük süre içerisinde çocuğun nüfusa kaydettirilmesi gerekmektedir Evlilik dışı çocuğun nüfusa kaydı yapılabilmesi için annenin nüfus cüzdanı, hastane doğum belgesi veya noterden alınmış bir tanıma senedi varsa bu senedin aslı ile beraber annenin yerleşim yerindeki nüfus müdürlüğüne başvurulur. Fakat nüfus müdürlüğüne gidilmeden önce internet üzerinden online randevu alınması gerekir. Bu linki tıklayarak nüfus müdürlüğünden online randevu alabilirsiniz. Randevu tarihi ve saati geldiğinde yukarıda sayılan evraklar nüfus memuruna teslim edilir. Nüfus memuru evrakların uygunluğunu tespit ettikten sonra evlilik dışı çocuğun nüfusa kaydı işlemini yapacak ve kimliği çıkartılacaktır.
Evlilik dışı doğan çocuğun kimliği çıkarılırken gerekli olan evraklar:
Anneye Ait Nüfus Cüzdanı: Çocuğun Nüfus kaydının yapılabilmesi için gerekli temek belgelerden ilki anneye ait nüfus cüzdanıdır.
Hastane Doğum Belgesi: Çocuk doğduğu zaman hastane tarafından doğum belgesi düzenlenmektedir. Bu belgenin de nüfus kayıt esnasında bulundurulması gerekmektedir.
Baba Tarafından Noter Senedi Aracılığı İle Çocuğun Tanınması Durumunda Senet Aslı: Evlilik dışında doğan çocuğun babası tarafından tanınması noter senedi aracılığı ile yapılmış ise noter senedinin aslının nüfus kaydı için getirilmesi gerekmektedir