Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet

Taraflar boşanma sürecine girdiklerinde müşterek çocukların bulunması halinde durum daha karmaşık bir hal alır. Müşterek çocukların velayeti taraflar arasındaki en önemli konulardan biridir. Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet, anlaşmalı boşanmak isteyen taraflar için merak edilen birçok soruyu beraberinde getirmiştir. Yazımızda anlaşmalı boşanmada ortak velayet konusu, ortak velayetin dezavantajları, ortak velayet durumunda çocukla görüş günleri gibi konular hakkında bilgi vereceğiz. Ayrıca ortak velayetin nafakaya olan etkisini, ortak velayette çocuğun kimde kalacağı gibi konular hakkında da ayrıntılı bilgiler vermeyi hedefliyoruz. Bu sayede anlaşmalı boşanmada ortak velayet sürecine ilişkin ayrıntılı bilgi sahibi olmanızı sağlayarak velayet hususunda karar alma sürecine destek olmak istiyoruz.

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet

Anlaşmalı boşanma, TMK 166.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeye göre ” Evlilik en az 1 yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatleri göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmedilir. Bu halde tarafların ikrarları hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz” şeklinde düzenlenmiştir. 

Ortak velayet çocuğun anne ve babasının velayet hakkı kapsamındaki tüm hak, yetki ve yükümlülüklerinin eşit şekilde paylaşılması, çocukla ilgili kararların ortak almalarını sağlayan velayet türüdür. Anlaşmalı boşanmada ortak velayet, velayet altındaki çocuğun anne ve babasının haklarını eşit düzeyde sürdürmeye devam ettiği bir düzenleme olarak öne çıkar. Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için çocukların durumu ile ilgili tarafların ortak karar vermesi gerekmektedir. Bu durumlar çocukların velayeti ve çocukla kişisel münasebet kurulmasına ilişkin düzenlemedir. Burada taraflar müşterek çocuk veya çocukların velayetlerinin ortak olması konusunda anlaşmaya varabilirler. Burada tarafların bu konuda anlaşmaları şarttır, mutabakat sağlanmayan durumlarda mahkeme tarafından ortak velayet hususunda kendiliğinden karar verilebilmesi mümkün değildir. 

Ortak velayet durumunda her iki tarafın da çocuğun bakım, eğitim ve genel refah konularında ortak karar alma sorumluluğunu üstlenmesi gerekir. Hem annenin hem de babanın çocukla ilgili her konuda aktif rol almasını sağlayan bu düzen, boşanma sonrası süreçlerde aile içi bağların güçlenmesine katkı sunar.

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet Dezavantajları

Anlaşmalı boşanmada ortak velayet düzenlemesi yapılırken müşterek çocuk veya çocukların velayetlerinin ortak olacağı düzenlenirken çocukların hangi tarafın yanında kalacağının da belirtilmesi gerekmektedir. Bu durumda ortak velayet çocuklarla birlikte yaşamayan taraf için çocukları etkileyecek kararların alınma sürecine dahil olma avantajı sağlasa da bazı durumlarda dezavantaj yaratabilmektedir. Anlaşmalı boşanmada ortak velayetin dezavanatjları: 

  • Çocukla ilgili karar alma sürecinin uzaması

Çocukla ilgili Acil ve gerekli durumlarda (hastane-okul) ebeveynlerin ortak karar alması çıkmaza girebilir. Bu durumda taraflar uyuşmazlık yaşanan konuyla ilgili hakimin müdahalesini isteyebilirler.

Hakimin müdahalesi Türk Medeni Kanunu 195.maddede ”Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır.” şeklinde düzenlenmiştir.

  • Müşterek çocuğun anne-babası arasındaki sorunlara maruz kalması

Ortak velayetin kullanımı sırasında ebeveynlerin boşanma sonrası çatışmalarına çocuk maruz kalabilir. Bu durumda çocuğun ortak velayette bulunması çocuğun üstün yararına aykırı bir hal almaktadır.

  • Ortak velayette çocuğun yurt dışına çıkması

Evlilik birliği içindeki prosedürle aynı şekilde olmaktadır. Yani çocukla birlikte yurt dışına çıkmak isteyen taraf, diğer taraftan muvafakatname alması gerekmektedir. Karşı tarafın muvafakatname vermekten çekinmesi durumunda yurt dışına çocukla birlikte çıkmak isteyen taraf mahkemeye başvurarak hakimin müdahalesini isteyebilir.

  • Ortak velayette çocuğun şehir değişikliği

Çocuğun velayetinin ortak olması hususunda anlaşan ebeveynler daha sonrasından çocukla birlikte yaşayan ebeveyn tayin veya benzeri nedenlerle şehir değişikliği yapmak istediğinde diğer tarafın onayına başvurmak durumunda kalmakta, bu durum sürecin yavaş ve zorlukla ilerlemesine neden olmaktadır. Bu durum ancak aile hakimin müdahalesinin istenmesiyle aşılabilmektedir.

Anlaşmalı boşanmada ortak velayet var mı?

Türk Hukuku’nda anlaşmalı boşanma davaları, eşlerin karşılıklı olarak boşanma ve sonuçları konusunda uzlaşmaya varmaları durumunda açılan davalardır. Bu tür davalarda, taraflar mahkemeye sundukları anlaşma protokolü ile boşanma sonrası işleyecek hukuki süreçleri düzenlerler. Özellikle çocuk sahibi olan çiftler için velayet konusu oldukça önemlidir. Peki, anlaşmalı boşanma süreçlerinde ortak velayet mümkün müdür?

Çocuğun velayeti Türk Medeni Kanunun 336.maddesinde ” Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti ortak kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim velayeti eşlerden birine verebilir” şeklinde düzenlenmiştir.

Ortak velayet evliliğin sonlanması durumunda Türk Hukukunda düzenlenmemişken  İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye ek 7 nolu protokolün 25.03.2016 tarihinde Türkiyede yürürlüğe girmesiyle ortak velayet kararı verilebilmesinin önü açılmıştır. Protokolde ortak velayete ilişkin ” Eşler, evlilik bakımından evlilik süresince ve evliliğin bitmesi halinde , kendi aralarında ve çocuklarıyla olan ilişkilerinde, özel hukuk niteliği taşıyan hak ve sorumlulukları açısından eşittir. Bu madde, devletlerin çocuklar yararına gereken tedbirleri almalarına engel değildir” şeklinde 5.maddede düzenleme bulunmaktadır. İlgili protokolün 25.03.2016 tarihinde Türkiyede yürürlüğe girmesiyle birlikte

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 20.02.2017 tarihli 2016/15771 esas 2017/1737 sayılı kararı ile” İç hukukumuz ve kamu düzeni kavramı ile ilgili açıklamalara göre somut olay değerlendirildiğinde ortak velayet düzenlemesinin Türk Kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu ya da Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal ettiğini söylemek mümkün değildir” şeklinde karar vererek ortak velayetin Türk Hukukunda uygulanmasının yolu açılmıştır.

Sonuç olarak yasal düzenlemeler ve içtihat kararları çerçevesinde mahkemeler, çiftlerin talebi ve çocuğun üstün yararına uygun bulmaları durumunda “ortak velayet” sistemine onay verebilmektedir. Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet, taraflarca hazırlanmış ve mahkemece onaylanmış bir protokolle gündeme gelebilir. Mahkemeler bu protokolü incelerken, velayetin çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimine zarar vermeyecek şekilde planlandığından emin olmak ister.

Ortak Velayette Nafakayı Kim Öder?

Anlaşmalı boşanmada ortak velayet kararı alındığında, velayet altında bulunan çocuğun hem maddi hem de manevi gereksinimlerinin karşılanması önemli bir sorumluluk haline gelir. Bu noktada, nafakanın kim tarafından ve ne şekilde ödeneceği sıklıkla merak edilen konuların başında gelir. Anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için tarafların çocukların durumu ile ilgili anlaşmaya varmaları gerektiği gibi boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin de düzenleme yapmaları gerekmektedir. Nafaka da bu düzenlemelerden biridir.

Müşterek çocuk için ortak velayet hususunda anlaşılmış olması durumunda çocuk taraflardan biriyle yaşarken diğeriyle kişisel münasebet kurması için belli gün ve saatler belirlenir. Çocukla birlikte yaşayan taraf diğer taraftan çocuğun eğitim, bakım ve giderleri için iştirak nafakası talep edebilir. Velayetin ortak olması nafakada indirim yapmayı ya da nafaka bakımından sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

Taraflar çocuğa ödenecek iştirak nafakası konusunda ortak karar vererek anlaşmaları gerekmektedir, mahkeme çekişmeli boşanma davasında olduğu gibi nafakanın miktarı ya da kim tarafından ödenmesi gerektiğine ilişkin bir karar vermez. Mahkeme taraflarca anlaşılan konuları inceler, yapılan  düzenlemeyi uygun bulması halinde boşanma kararı verir. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatleri göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilirse de bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmedilir.Yani ortak velayet hususunda bir karar verilebilmesi için tarafların hem ortak velayet hususunda hem de çocuk için ödenecek iştirak nafakası hususunda anlaşmaları gerekmektedir.

Sonuç olarak, anlaşmalı boşanmada ortak velayet durumlarında nafaka düzenlemesi, tarafların çocuğa ödenecek iştirak nafakasının miktarı ve kim tarafından ödeneceğiyle ilgili ortak kararıyla belirlenir. Ortak velayet olması nafakada indirim yapmayı ya da nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Çocuklarla birlikte yaşayan taraf diğer taraftan nafaka talep edebilir. Ancak anlaşmalı boşanmada bu durum ancak karşı tarafın da kabul etmesi durumunda sonuç oluşturur. Eğer karşı taraf nafaka ödemeyi kabul etmezse mahkeme kendiliğinde nafakaya hükmedemez, nafaka talep eden taraf da bu talebinden vazgeçmezse anlaşmalı boşanma hususunda anlaşma sağlanamadığından sürece çekişmeli boşanma davası olarak devam edilebilir.

Anlaşmalı Boşanmada Ortak Velayet Protokolü

Anlaşmalı boşanma davasında süreç tarafların boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hususunda anlaşmalarıyla başlar. Taraflar çocukların velayetinin ortak olması konusunda anlaşmışlarsa protokole ” Müşterek çocuk X’in  velayetinin anne ve babanın ortak velayetinde kalması hususunda taraflar anlaşmaya varmıştır. Tarafların ortak velayetinde kalacak çocuk fiilen annesiyle birlikte yaşayacak, ortak velayet sahibi babayla kişisel ilişkisi mahkemenizin uygun gördüğü şekilde gerçekleşecektir” şeklinde protokolde düzenleme yapmaları gerekmektedir. Taraflar mahkeme tarafından uygun görülen şekilde değil de kişisel münasebet düzenlemesine ilişkin kendileri ortak karar vererek bir düzenleme yapmak istiyorlarsa bunu protokolde ayrıca belirtebilirler. Ancak taraflar arasında yapılacak kişisel ilişki düzenlemesi mahkeme tarafından uygun bulunması halinde geçerlilik kazanacaktır. 

Taraflar müşterek çocuk için iştirak nafakası hususunda da anlaşmışlarsa ” Baba, annesiyle birlikte yaşayan müşterek çocuk için aylık olarak XXX TL nafaka yardımında bulunacaktır. Nafaka anne adına açılan X IBAN numaralı  X  Bankası hesabına “iştirak nafakası” açıklaması ile her ayın X gününde yatırılacaktır. Nafaka her sene TEFE/ÜFE oranında arttırılacaktır.” şeklinde protokole yazdıkları madde ile anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayabilirler.

Ortak velayet görüş günleri

Anlaşmalı boşanmada taraflar müşterek çocuk veya çocukların velayetlerinin ortak olmasına karar verdiklerinde çocukların hangi tarafla yaşayacağına ve diğer tarafla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin düzenleme yapmaları gerekmektedir. Taraflar müşterek çocuklarla kişisel ilişki düzenlemesini mahkemenin takdirinde bıraktıklarında mahkeme tarafından görüş günleri:

‘’Her ayın ikinci ve dördüncü haftasına denk gelen Cumartesi günü saat 09:00’dan Pazar günü saat 17:00’e kadar, dini bayramların ikinci günü saat 09:00’dan üçüncü günü saat 17:00’e kadar, ilk ve orta öğretim okullarının birer hafta olarak iki kez uygulanan ara tatillerinin ilkinde Cumartesi sabah 09:00’dan takip eden Cuma günü akşam saat 17:00 e kadar, ilk ve orta öğretim okullarının yarı yıl tatilinin başladığı Cumartesi sabah saat 09:00’dan takip eden Cumartesi günü saat 17:00’ e kadar ve her yıl 1 Temmuz günü saat 09:00’dan 31 Temmuz günü saat 17:00’e kadar, çiftli yıllarda çocukların doğum günü saat 09:00’dan aynı gün saat 17:00’e kadar, her yıl babalar günü 09:00’dan aynı gün saat 17:00’e kadar’’ şeklinde belirlenir.

Taraflar anlaşmalı boşanmaya karar verdiklerinde ve çocukların velayetlerinin  ortak velayet şeklinde düzenlenmesine ortak karar verdiklerinde çocuğu görme sürelerini serbestçe kararlaştırıp kararlaştıramayacakları merak edilen konulardan bir diğeridir. Taraflar ortak velayet konusunda anlaşmış olsalarda bu durum çocukla birlikte kalmayan tarafa çocuğu istediği zaman görme hakkı sağlamayacaktır.Burada mahkeme tarafların özgür iradeleriyle yapacağı düzenlemeyi dikkate alsa da çocuğun üstün menfaati ve tarafların boşanma sonrasındaki kendi yaşam şartları ve oluşturdukları yeni düzenleri göz önünde bulundurarak çocuğu görme süreleriyle ilgili değişiklik önerebilecektir. Ancak önerilen değişiklik tarafların onaylaması durumunda sonuç doğuracaktır.

Anlaşmalı boşanma protokolünde babanın çocuğu her haftasonu görmesi şeklinde yapılan düzenleme Yargıtay tarafından her hafta sonu kişisel ilişki kurulması velayet görevini engellediği gibi, çocuğun bedeni ve fikri gelişimine olumsuz etki yapacak nitelikte olduğundan usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 08.12.2011 tarih 2011/9361 esas 2011/21402 sayılı kararı

‘’Temyiz denetiminden geçmemek suretiyle kesinleşen boşanma kararında velayet kendisine verilmeyen anne ile müşterek çocuk arasında ayrıca her hafta Cumartesi günü saat 10.00’dan ertesi Pazar günü 15.00’e kadar kişisel ilişki tesis edilmiştir. Her hafta sonu kişisel ilişki kurulması babanın velayet görevini engellediği gibi, çocuğun bedeni ve fikri gelişimine olumsuz etki yapacak niteliktedir. Mahkemece ayın belirli haftaları için kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi gerekirken bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.’’

İlgili Makale: Anlaşmalı Boşanmada Çocuğu Görme Süresi

Ortak velayete nasıl çevrilir?

Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davasında çocukların velayetinin bir tarafta kalması şeklinde karar verildikten sonra ortaya çıkan bazı durumlar nedeniyle velayetin ortak velayete çevrilmesi talebi gündeme gelebilir. Ancak mevcut velayet durumunun ortak velayete çevrilmesi belirli bir süreci, şartları ve hukuki adımları içermektedir.

İlk olarak, velayet hakkını ortak velayete çevirmek isteyen tarafın, durumun çocuğun üstün yararına hizmet ettiğini kanıtlaması gerekir. Çünkü Türk Medeni Kanunu uyarınca çocuğun üstün menfaati önceliklidir. Bu kapsamda, tarafların çocukla olan ilişkilerinin sağlıklı olduğunu göstermeleri önemlidir. Ayrıca, her iki tarafın da iş birliği yapabileceğini ve çocuk ile ilgili kararların birlikte alınmasında bir anlaşmaya varılabileceğini ortaya koymaları gerekir.

Bir diğer önemli adım ise hukuki süreçtir. Ortak velayete çevrilme talebi üzerine aile mahkemesine başvurularak gerekli dilekçe sunulmalıdır. Bu dilekçe, velayetin neden ortak hale getirilmesi gerektiğini ve çocuk için faydalarını detaylı bir şekilde açıklamalıdır. Ardından mahkeme, tarafların tutumları, ekonomik durumları, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve özellikle psikolojik durumu gibi pek çok faktörü değerlendirir.

Son olarak, mahkeme sürecinde çocuğun idrak yaşında bulunması durumunda çocuğun velayet konusundaki isteğiyle ilgili görüşünün alınması gereklidir.  Anlaşmalı boşanmada ortak velayet, bu süreçte daha hızlı sonuçlanabilir çünkü taraflar arasında bir uzlaşma sağlanmış durumdadır ve çoğu zaman mahkeme velayet konusunu tekrar derinlemesine incelemek zorunda kalmaz. Ortak velayete çevrilme sürecinde ise bu değişikliğin gerekliliği, çocuğun üstün menfaatine uygun olduğunun mahkemeye ispatlanması gerekecektir. Bu karmaşık süreçte bir avukattan profesyonel destek almak, hukuki prosedürün özenle takip edilmesi ve doğru bir şekilde ilerlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Velayet Hakkı Kapsamı

Velayet hakkı, Türk Medeni Kanunu kapsamında çocuğun bakımından, eğitiminin sağlanmasından ve genel olarak korunmasından sorumlu olunmasını ifade eder. Bu hak, çocuğun fiziki ve ruhsal gelişimini desteklemek amacıyla ebeveynlere verilen önemli bir haktır. Bu hak aynı zamanda bazı sorumlulukları da beraberinde getirir. Velayet hakkının kapsamı:

Çocuğun Eğitim Hakkı

Velayet hakkı sahibi ebeveyn, çocuğun eğitimine yönelik kararları alma yetkisine sahiptir. Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar. Ana ve baba çocuğa, özellikle bedensel ve zihinsel özürlü olanlara, yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve mesleki bir eğitim sağlarlar. Çocuğun dini eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir. Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme geçersizdir. Çocuğun hangi okulda okuyacağı, ders dışı aktiviteleri veya özel ders gereksinimleri, velayet hakkı kapsamındaki en önemli sorumluluklardan biridir. Özellikle anlaşmalı boşanmada ortak velayet düzenlemesi yapıldığında, eğitim konusundaki kararlar karşılıklı uzlaşı içinde alınmalıdır.

Sağlık ve Bakım Sorumluluğu

Çocuğun fiziksel ve psikolojik sağlığının korunması, velayet hakkının temel bir parçasıdır. Çocuğun düzenli sağlık kontrollerinin yaptırılması ve olası tedavilere karar verilmesi bu kapsamda değerlendirilir. Bunun yanında, günlük bakım ihtiyaçlarının karşılanması, ebeveynlerin ortak sorumluluğunda olmalıdır.

Mal Varlığı Yönetimi

Velayet sahibi ebeveynler, çocuğun sahip olduğu maddi varlıkların yönetiminden sorumludur. Ebeveynler çocuğun mallarını kullanabilirler. Çocuğun mallarının gelirler, öncelikle çocuğun bakımına, yetiştirilmesine ve eğitimine harcanır. Çocuğun mallarının gelirleri, hakkaniyete uygun düştüğü ölçüde, ailenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere de harcanabilir. Gelir fazlası ise çocuğun mallarına katılır. Zorunluluk varsa çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için hakim kararıyla ana ve babaya belirli miktarlarda çocuğun diğer mallarını da harcama yetkisi verilebilir. Çocuğun malvarlığının yönetilmesi, aynı zamanda çocuğun malvarlığının korunmasını da kapsar. Ana ve baba, çocuğun mallarını yönetmekte her ne sebeple olursa olsun yeterince özen göstermezlerse hakim, malların korunması için uygun önlemleri alır.

Genel Sosyal Hayatın Desteklenmesi

Ebeveynler, çocuğun sosyal hayatını geliştirecek faaliyetleri teşvik etmeli ve bu konuda rehberlik etmelidir. Çocuğun arkadaşlık ilişkileri, spor veya sanat faaliyetlerine yönlendirilmesi gibi detaylar, velayet hakkı kapsamındadır. Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.

Velayet hakkı, çocuğun geleceğinin sağlıklı bir şekilde şekillenmesi için oldukça geniş bir içeriğe sahiptir. Bu nedenle, velayete sahip ebeveynlerin gereken sorumlulukları yerine getirmesi yasal bir zorunluluktur. Anlaşmalı boşanmada ortak velayet durumunda bu haklar ve sorumluluklar, eşit paylaşımı esas alır ve tarafların çıkar çatışması yaşamadan çocuklarının üstün menfaatini her aşamada göz önünde bulundurarak çocukları için uyum sağlamaları önemlidir.

Ortak Velayet Şartları Nelerdir?

Anlaşmalı boşanma süreçlerinde ortak velayet kararı alınması, hem ebeveynler hem de çocuklar için önemli bir sorumluluk ve dikkat gerektiren bir husustur. Türk Medeni Kanunu çerçevesinde, ortak velayet uygulamasının kabul edilebilmesi için bazı temel koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu koşullar, çocukların üstün yararına uygun bir düzenlemenin sağlanmasını ve taraflar arasında uyumun korunmasını hedefler.

  • Çocuğun üstün menfaati önceliklidir, hakim öncelikle bunu gözetmekle yükümlüdür. Taraflar çocuğun velayetinin ortak olması hususunda anlaşmış olsalar bile hakim tarafından ortak velayet çocuğun üstün yararı için uygun bulunmazsa çocuğun velayetinin tek bir ebeveynde kalmasına karar verebilir.
  • Çocuk veya çocukların velayetlerinin ortak olması hususunda tarafların anlaşmaları gerekmektedir. Tarafların bağımsız iradeleriyle anlaşamaması durumunda ortak velayet kararı verilemez.
  • Hakkında ortak velayet kararı verilecek çocuk kendini ifade edebilecek durumdaysa çocuğun bu konudaki isteğinin dinlenmesi önemlidir.
  • Velayetin kaldırılması nedenlerinin bulunması durumunda ortak velayet kararı verilmesi çocuğun üstün menfaatine aykırıdır. Türk Medeni Kanununun 348.maddesinde ” deneyimsizlik, hastalık, başka bir yerde bulunma veya benzeri sebeplerden biri nedeniyle velayet görevini gereği gibi yerine getirilmemesi, çocuğa yeterli ilgi göstermeyen ve çocuğa karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklanması durumları velayetin kaldırılması nedenleri olarak belirtilmiştir. Bu davranışlara sahip ebeveynin talebi ve tarafların ortak velayette anlaşması durumunda bile çocuğun üstün yararı nedeniyle ortak velayet kararı verilmez.
  •  Ortak velayet talep eden ebeveynlerin çocuğun eğitim, sağlık ve sosyal gelişimi konularında birlikte karar alabilecek durumda olduklarını göstermeleri gerekir. Mahkemeler, velayet paylaşımında herhangi bir çatışmanın bulunmadığından emin olmak adına ebeveynlerin iletişim düzeylerini ve iş birliği yeteneklerini değerlendirir. 

Çocuğun üstün yararının ortak velayet ile sağlanabileceğine dair somut bir kanaatin oluşması gerekmektedir. Mahkeme, çocuğun yaşını, duygusal bağlılıklarını ve tarafların yaşam koşullarını detaylı bir şekilde göz önüne alır. Son olarak, tarafların velayet hakkını kötüye kullanma ihtimali ya da çocuğun fiziksel veya psikolojik zarar görmesi riski, mahkeme açısından ciddi bir engel teşkil edecektir. Bu durumda, mahkeme ortak velayet kararı vermekten kaçınabilir. Dolayısıyla, tarafların hem bireysel hem de ebeveyn olarak çocuğun refahını ön planda tutması büyük önem taşır.

Sıkça Sorulan Sorular

Anlaşmalı boşanma davalarında ortak velayet mümkün müdür?

Evet, anlaşmalı boşanma davalarında ortak velayet mümkün olabilir. Ancak, her iki tarafın da bu konuda uzlaşmış olması ve mahkemenin çocuğun üstün menfaatini gözeterek tarafların yaptığı düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir.

Ortak velayette çocuk kimde kalır?

Anlaşmalı boşanmada ortak velayetle ilgili karar verilirken tarafların ortak velayette olan çocuğun fiilen kiminle yaşayacağına ilişkin de düzenleme yapması gerekmektedir. Ortak velayette çocuğun kimde kalacağı tarafların ortak kararıyla belirlenecektir.

Ortak velayet kararında çocuğun görüşü dikkate alınır mı?

Evet, mahkemeler genellikle çocuğun yaşına ve olgunluk seviyesine göre görüşünü dikkate alabilir. Çocuğun kimle yaşamak istediği ve bu durumun onun gelişimi üzerindeki etkileri değerlendirilir. Ancak, nihai karar, çocuğun menfaatlerini koruyacak şekilde hakim tarafından verilir.

Ortak velayet, çocuğun yaşamını nasıl etkiler?

Ortak velayet, çocuğun her iki ebeveyni ile de aktif bir ilişki sürdürmesini sağlar. Bu düzenleme, çocuğun duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olabilir. Ancak, her iki ebeveynin de iş birliği içerisinde hareket etmesi, çocuğun düzenli bir yaşam sürdürebilmesi için kritik öneme sahiptir.

bir yorum bırakın

Hemen Ara