Çekişmeli Boşanma Davasında Nafaka Ne Zaman Başlar? Boşanma süreci, her iki taraf için de psikolojik ve maddi zorluklar içerebilen karmaşık bir dönemdir. Bu süreçte en çok merak edilen konulardan biri de nafakanın ne zaman başlayacağıdır. Nafakanın hangi tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, dava sürecindeki ve davanın bitimindeki davanın ne şekilde istenileceği, nafaka belirlenirken hakimin nelere dikkate edeceği gibi bilgilere yazımızda yer vereceğiz.
Çekişmeli Boşanma Davasında Nafaka Ne Zaman Başlar?
Boşanma süreci, tarafların yaşamında önemli değişiklikler ve zor dönemler anlamına gelir. Çekişmeli Boşanma Davasında Nafaka Ne Zaman Başlar sorusu, hem maddi hem de manevi açıdan birçok bireyin merak ettiği bir konudur. Özellikle boşanmayı düşünen ancak maddi yetersizlik nedeniyle boşanma sürecini ne şekilde atlatabileceği konusunda çekinceleri olan kişiler için boşanma dava sürecindeki nafaka büyük öneme sahiptir.
Çekişmeli boşanma dava sürecinde dava dilekçesi hazırlanırken mutlaka boşanma dava sürecinde talep edilecek tedbir nafakası ve boşanma gerçekleştikten sonra yoksulluk ve iştirak nafakası miktarının belirtilmesi gereklidir. Dava dilekçesinde genellikle eş için tedbir ve yoksulluk nafkası için bu talep ‘’ Müvekkilim lehine dava boyunca tedbir nafakası dava sonunda da yoksulluk nafakası olarak devam etmek ve yıllık ÜFE oranında arttırılmak kaydıyla aylık ….. TL nafaka ödenmesine karar verilmesini’’ şeklinde yazılır. Müşterek çocuk bulunmaktaysa çocuk için tedbir ve iştirak nafakası için ‘’ Müşterek çocuk için dava boyunca tedbir nafakası ve dava sonunda da yoksulluk nafakası olarak devam etmek ve yıllık ÜFE oranında arttırılmak kaydıyla aylık ….. TL nafaka ödenmesine karar verilmesini’’ şeklinde hazırlanacak dava dilekçesinde talep kısmında mutlaka belirtilmesi gereklidir.
Mahkeme koşullara ve tarafların ekonomik durumlarına göre dava dilekçesinde talep edilen miktarı da göz önünde bulundurarak boşanma davası sürecinde tedbir nafakası belirler. Boşanma sürecinde ödenecek tedbir nafaka dava açılış tarihinden itibaren talep edilmelidir. Hakim genellikle dava sürecinde ödenecek tedbir nafakası miktarını talep edilen miktardan çok daha az olarak belirler. Bu durum yargılama devam ettiği için normal bir durumdur. Hakim tarafından belirlenecek tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasında hakim taleple bağlıdır yani hakim dava dilekçesinde talep edilen miktardan daha fazlasına hükmedemez. Bu nedenle dava dilekçesinde nafaka talep edilirken bu durum mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Çekişmeli boşanma davasında nafakanın başlaması için genellikle öncelikle tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırması ( SED raporu) yapılması gerekir. Bu araştırma yapıldıktan sonra mahkemeden mahkemeye değişmekle birlikte genellikle ilk duruşma olan ön inceleme duruşmasında tedbir nafakası kararı verilir. Bazı mahkemelerde ise tenzip zaptı dediğimiz dava dilekçesinin karşı tarafa tebliği sırasında gönderilen evrakta da tedbir nafakasına hükmedilebilir.
Nafaka Hangi Tarihten İtibaren Başlar?
Çekişmeli boşanma davası sürecinde belirlenecek tedbir nafakası dava tarihinden itibaren başlar. Bu nedenle tedbir nafakası dava sürecinde belirlendiğinde dava tarihinden belirlendiği tarihe kadar olan kısım toplu halde, bu tarihten sonra dava sürecinde devam edecek tedbir nafakası aylık olarak ödenir. Hakim tarafından belirlenen tedbir nafakası boşanma davasının sürecinin uzun sürmesi durumunda 6 aylık sürelerle güncellenmesi talep edilebilir. Boşanma kararı verilirken belirlenecek yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası boşanma kararının kesinleşmesiyle başlar.
Nafaka Ne Kadar?
Tarafların anlaşmalı boşanmaları durumunda boşanmanın mali sonuçlarıyla ilgili ortak karar vermeleri gereklidir. Bu nedenle tarafların anlaşmalı boşanmaları durumunda yoksulluk ya da iştirak nafakasının miktarı, bu nafakaların yıllık artış oranlarına ilişkin anlaşmalı boşanma protokolünde düzenleme yapmaları gereklidir.
Anlaşmalı boşanma durumunda mahkeme tarafların belirledikleri nafakaya müdahalede bulunmamaktadır. Yani hakim çekişmeli boşanma davasında gibi bir nafaka belirlemez, tarafların talep etmediği anlaşmalı boşanma protokolünde bulunmayan bir nafakaya kendiliğinden hükmedemez. Ancak tarafların çekişmeli olarak boşanması durumunda hakim nafaka miktarını belirlerken bazı durumları göz önünde bulundurur. Bunlar:
- Tarafların ekonomik durumları
- Varsa ortak çocuk sayısı
- Her iki eşin de giderleri, evin ihtiyaçları
- Tarafların barınma durumları, giderleri
- Tarafların ve çocukların sağlık durumu
- Çocuğun/çocukların yaşları, eğitim durumu, ihtiyaçları
- Tarafların ve çocukların sosyal hayatları (Yol, tatil vs.)
Eşlerden birinin çalışabilecek durumda olması ancak keyfi nedenlerle çalışmak istememesi nafaka almak için işe girmemesi durumunda hakim tarafından yoksulluk nafakasına hükmedilmeyebilir. Tarafların birbirlerine yakın gelir ve giderleri bulunmaktaysa genellikle hakim tarafından yoksulluk nafakasına hükmedilmez. Ancak çocuğun velayeti bir tarafta da kalsa hakim,diğer tarafın çocuğun ihtiyaçları için iştirak nafakası ödemesine karar verir.
Taraflar hakimin nafaka miktarını belirlerken gözeteceği hususlarla ilgili delil sunmaları önemlidir. Örneğin hakim tarafından müşterek çocuk için iştirak nafakası belirlenirken ortalama benzer yaştaki bir çocuğun ihtiyaçlarına göre belirleme yapılır. Ancak müşterek çocuk özel okulda okuyorsa ya da herhangi bir sağlık problemi nedeniyle ilaç veya tedavi için özel ihtiyaçları bulunuyorsa bunların mahkemeye sunulması durumunda hakim mevcut durumun şartlarını gözeterek nafaka miktarını belirler.
Taraflar değişen ekonomik durumlar karşısında nafaka miktarının yeterli gelmemesi durumunda nafakanın azaltılmasına ya da arıtılmasına tekrar dava açarak istenebilir. Nafaka artırım davası için ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Çekişmeli Boşanmalarda Kadının Hakları Nelerdir?
- Çekişmeli boşanma davalarında kadın müşterek çocuk veya çocukların velayetini talep etme hakkı bulunmaktadır. Müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmemesi durumunda çocukla kişisel ilişki kurma hakkı bulunmaktadır. Müşterek çocuğun velayeti çekişmeli boşanma dava sürecinde tedbiren bir tarafa verilir. Bu karar ile birlikte diğer taraf için çocukla kişisel ilişki kurulması için belirli gün ve saatler verilir. Aynı durum boşanma davası sonuçlandığında da geçerlidir
- Çekişmeli boşanma davası sürecinde tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için iştirak nafakası talep hakkı bulunmaktadır.
- Çekişmeli boşanma davasında kadın asli kusurlu tarafın kendisi olmaması şartıyla maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir.
- Kadın boşanma davası sürecinde oturduğu evin eşi tarafından satılma ihtimalinden korkuyorsa, evlilik birliğindeyken tapudan aile konutu şerhi koydurmamışsa boşanma davası sırasında konuta aile konutu şerhi konulmasını talep edebilir.
- Düğün altınları (ziynet eşyalarının) iadesini dava tarihindeki değeriyle aynen veya mislen iadesini talep etme hakkı vardır.
- Kadın şiddete maruz kalmışsa veya uğrama tehlikesi altındaysa 6284 Sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’dan kaynaklanan koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanmasını talep etme hakkı bulunmaktadır.
- Çekişmeli boşanma davasında kadın evlilik birliği içinde edinilen mallardan katılma payı alacağı, değer artış payı alacağı gibi talepleri için mal rejiminin tasfiyesinden doğacak haklarını talep edebilir,
- Çekişmeli boşanma davasının sürecinde oturduğu konut kendisine ait olmasa bile ortak konutun boşanma davası süresince kendisine tahsis edilmesini talep edebilir.
Boşanmada Nafaka Türleri ve Hesaplanması
Tedbir Nafakası
Boşanma davasının dava açılış tarihinden mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşinceye kadar geçici olarak verilecek nafaka türüdür. Boşanma davasında kadın hem kendisi hem de velayetini talep ettiği müşterek çocukları için hakimden dava sonuna kadar ödenmek üzere tedbir nafakası talep edebilir. Mahkeme tarafından kadının ve çocukların ihtiyaçları, mali durumu, ek ihtiyaçları ve erkeğin mali durumu gözetilerek tedbir nafakasına hükmedillir.
Yoksulluk Nafakası
Yoksulluk nafakası Türk Medeni Kanunu 175. maddesindeki düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Tarafların ekonomik durumları, sosyal hayatları, ihtiyaç ve giderleri göz önünde bulundurularak hakim tarafından yoksulluk nafakası miktarı belirlenir.
İştirak Nafakası
Türk Medeni Kanunu’nun 182.maddesinde ‘’Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.’’ şeklinde düzenleme bulunmaktadır. . Tarafların boşanmış olması, velayet kendisine verilmemiş olan anne ya da babanın çocuğun bakım giderlerine katılma yükümlülüğüne son vermez. İştirak nafakası çocuğun yaşı, eğitim durumu, sağlık durumu, sosyal hayatı, anne ve babanın mali durumları göz önünde bulundurularak mahkeme tarafından takdir edilir.
Nafaka Miktarının Belirlenmesi Yargıtay Kararları
YYargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2021/9473 esas 2022/5 sayılı kararında
Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Davacı-karşı davalı kadının kolluk tarafından yapılan araştırmada asgari ücretle çalıştığı rapor edilmiştir. Tanıklardan bir kısmının kadının gündelik işlerde çalıştığı belirtilmiş, ayrıca kadın aşamalarda işten çıkarıldığını ileri sürmüştür. Bu durumda, kadın yönünden yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılarak; kadının çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, daha evvel çalıştığının ancak işten ayrıldığının belirlenmesi halinde, işveren tarafından işten çıkarılıp çıkarılmadığının belirlenmesi, kendi isteği ile işten ayrılmış ise keyfi olarak mı yoksa haklı sayılabilecek bir mazereti sebebiyle mi işten ayrıldığının ve çalışırken en son aldığı aylık ücretinin ne kadar olduğunun, halen çalıştığının belirlenmesi halinde ise, aylık ya da yıllık gelirinin ne kadar olduğu, gelirinin düzenli ve sürekli olup olmadığı, elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olup olmadığının araştırılarak, gerçekleşecek sonuca göre, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde yoksulluk nafakasının reddine hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2022/1317 esas 2022/2992 sayılı kararında
Tarafların yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasına göre, erkeğin belediyede mühendis olduğu, iş yerinden gelen yazıya göre Mayıs 2018’de aldığı ücretin 5.459,00TL olduğu , tapu kaydının bulunmadığı, kadının ise avukat yanında büro görevlisi olarak asgari ücretle çalışırken SGK hizmet dökümüne göre Ekim 2020’de işten ayrıldığı, başka yerde çalışıp çalışmadığına ilişkin bilginin dosyada olmadığı, davalı erkeğin, kadının 2020 yılında emekli olduğu iddiasının bulunduğu, tapuda kadının üzerine kayıtlı bir mesken olduğu anlaşılmakta ise de; yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. İlk derece mahkemesince tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tespitine yönelik araştırma yeterli olmayıp mahkemece yeniden tarafların aylıklarının ne kadar olduğunun, davacı kadının emekli olup olmadığının, emekli oldu ise aylığının miktarının, aynı zamanda davalı erkeğin de son aylığının miktarının ve tarafların başka bir işte çalışıp çalışmadıklarının araştırılıp belirlenmesi ve kadının boşanma ile yoksulluğa düşüp düşmeyeceği konusunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2014/17403 esas 2015/3510 sayılı kararında
‘’davacı vekili tarafların boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verildiğini, aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacının çocuğun ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını, şu an 9 yaşında olan çocuğun 4 yaşından beri A tipi otizm epilepsi rahatsızlığı ile annesi ile birlikte mücadele verdiğini, nafakanın 850 TL’ye yükseltilmesini istemiştir. Mahkemece, iştirak nafakası 200 TL olmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamında tarafların 19.09.2011 tarihinde boşandıkları, 14.03.2004 doğumlu çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, 22.05.2014 tarihinde nafakanın 200 TL ‘ye yükseltilme kararı verildiğini, davalı babanın serbest meslek erbabı olup camcılık yaptığı, çocuğun hastalığı nedeniyle tedavi gördüğü ve bu tedavinin özel bakım gerektirdiği, çocuğun öğrenci olduğu görülmüştür. Yargıtay, önüne gelen davayla ilgili kararında, mahkemenin takdir ettiği nafaka miktarını hakkaniyet ilkesine göre uygun bulmamıştır.’’
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/11248 esas 2017/1107 sayılı kararında
“Somut olayda, kendisine aylık 280 TL yoksulluk nafakası bağlanan davalı …’nin, boşanmadan sonra emekliye ayrıldığı, 950 TL emekli maaşı aldığı ve 650 TL kira gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakasının amacı, lehine takdir edilen eşi yoksulluktan kurtarmaktır. Davacı kocanın ise 4800 TL maaş alırken boşanmadan sonra emekli olarak ….680 TL emekli maaşı aldığı, davacının gelirinde emekli olması sebebiyle azalma olurken, davalı kadının emekliye ayrılması ve kira gelirinin olması nedeniyle toplam geliri gözetildiğinde boşanma sonucu oluşan yoksulluk halinin ortadan kalktığı bir gerçektir.
Şu halde mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı gözetilerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.”