Babaanne ve Dedenin Torunu Görme Hakkı

Babaanne ve Dedenin Torunu Görme Hakkı

Büyükanne ve dedenin torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Bu durum sadece büyükanne ve dede bakımından bir hak değil aynı zamanda çocuğun gelişimine katkısı olacak bir ilişkidir. Bu bağlamda, büyükanne ve büyükbabaların torunlarıyla kurduğu ilişki çocuğun bakımından büyük önem taşır. Ancak boşanma, velayet anlaşmazlıkları ya da aile içi sorunlar gibi durumlarda büyükanne ve büyükbabaların torunlarıyla görüşme hakkı zaman zaman kısıtlanabilmektedir. Yazımızda babaanne ve dedenin torununu görme hakkının hukuki boyutlarını, velayet sahibi ebeveynin büyükanne ve dedeye çocuğu göstermeme halinde neler yapılabileceği, babaanne ve dedenin çocuğu görme süresi, açılacak davada görevli ve yetkili mahkeme hakkında ayrıntılı bilgi vereceğiz. Bu sayede torunuyla ilişki kuramayan babaanne, anneanne ve dedenin hakları hakkında bilgi sahibi olmasını hedefliyoruz.

Babaanne ve dedenin torunu görme hakkı

Babaanne ve dedenin torununu görme hakkı özellikle ebeveynlerin boşanması, ebeveynlerden birinin ölümü veya velayetin bir ebeveynde olması halinde gündeme gelebilmektedir. Çocuk tarafların ortak velayetinde olduğunda babaanne, anneanne ve dedeyle kişisel ilişki kurmasında problem yaşanmazken özellikle taraflar arasında boşanma sürecinde yaşanan olaylar nedeniyle eşlerin ailesiyle de problem yaşama ihtimali yüksektir. Bu durumda velayet sahibi taraf çocuğun büyükanne ve büyükbabasıyla görüşmesini, ilişki kurmasını engelleyebilmektedir.

Türk Medeni Kanununun 325.maddesinde ”Olağanüstü hâller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir. Ana ve baba için öngörülen sınırlamalar üçüncü kişiler için kıyas yoluyla uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. Babaanne ve dedenin torunu görme hakkı bu madde kapsamında değerlendirilir. Bu noktada olağanüstü hallerin varlığında çocuğun üstün menfaati gözetilerek çocuğun hısımlarının çocukla görüşme hakkının bulunduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla babaanne ve dede torunuyla görüşmediği hallerde haklı gerekçelerini sunarak mahkemeden talepte bulunabilecektir. İlgili kanunda çocukla kişisel ilişki kurulmasını talep hakkı sadece babaanne, anneanne ve dedeye değil çocuğu diğer hısımları amca, hala, dayı gibi kişilere de tanınmıştır.

Mahkeme babaanne ve dedeyle kişisel ilişki tesis ederken çocuğun üstün menfaatini gözeterek karar verecektir. Bu noktada mahkeme sosyal hizmet uzmanı, pedagog gibi uzman kişiler görevlendirerek çocuğun babaanne ve dedesiyle kişisel ilişki kurması konusundaki görüşlerini bildirir sosyal inceleme raporu talep eder. Genellikle alınan sosyal inceleme raporunda kişisel ilişkinin kurulması yönünde görüş bildirilmişse mahkeme de bu yönde karar verecektir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 30.09.2021 tarih 2021/7491 esas 2021/6748 sayılı kararı

Davacı, kişisel ilişki kurulması istenilen 01.08.2006 doğumlu …’nın babaannesidir. Davacının oğlu ve çocuğun babası … 08.09.2009 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325). Davacının oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacının, torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır. Kişisel ilişki tesis edildiğinde çocuğun huzurunun tehlikeye gireceği ve davacının bu hakkını amacına aykırı kullanacağına dair dosyada delil bulunmamakla birlikte alınan sosyal inceleme raporu da kişisel ilişkinin kurulması yönünde görüş bildirmiştir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Ancak, çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine de karar verilmesi mümkündür. O halde davacı ile torunları arasında, çocuğun eğitim durumunu aksatmayacak, bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkilemeyecek ve davalı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olmayacak şekilde davacı babaanne ve çocuk arasında uygun süreli kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, yazılı gerekçeyle isteğin reddi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Babaanne ve dedenin torununu görme süresi

Babaanne ve dedenin torunuyla kişisel ilişki kurulmasında mahkeme çocuğu görme süresi ve sıklığı ile ilgili karar verirken çocuğun üstün menfaatine göre karar verecektir. Çocuğun yaşı, ihtiyaçları, velayet sahibi ebeveynine olan bağlılığı ve bakımı gözetilerek görüşme süresi ve sıklığı belirlenecektir. Çocuğun mevcut durumu uygunsa yatılı ilişkinin tesis edilmesi de mümkündür. Çocuğun babaanne ve dedesiyle kişisel ilişki kurması çocuğun eğitim durumunu aksatmayacak, bedeni ve fikri gelişimini olumsuz etkilemeyecek ve ebeveyninin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olmayacak şekilde belirlenir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 29.09.2020 tarih 2020/3888 esas 2020/4296 sayılı kararı

Türk Medeni Kanunu’nun 325. maddesinde “Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir” denilmektedir. Davacılar küçüğün büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Baba ve davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir.

Annesini kaybetmiş çocukların bu eksikliğini gidermesi için büyükanne ve büyükbaba ile vakit geçirmesi ve sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere kurulacak kişisel ilişkinin çocukların yas sürecindeki ruhsal durumunu da destekleyeceğinin belirlenmesi, onların yararına olacaktır. İlk derece mahkemesince kişisel ilişki süresinin düzenlenmesine karar verilmesi doğru ise de; davacılar ile Enes (2010) ve …(2013) arasında dini bayramlarda ve her ayın 4. Pazar günü yatısız olarak kurulan kişisel ilişki süresinin az olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar ile torun arasında çocukların menfaati de göz önüne alınarak, yatılı olacak şekilde daha uygun süreli ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, kişisel ilişki kurulmasına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Torunla kişisel ilişki kurulması davasında görevli ve yetkili mahkeme

Torunla kişisel ilişki kurulması davası, Türk Medeni Kanununun 325.maddesi kapsamında, büyükbaba ve büyükannelerin, çocuğun velayet hakkına sahip ebeveynin çocukla görüşülmesini engellemesi durumunda çocuğun menfaati gereği torunlarıyla görüşmek amacıyla açtığı bir kişisel ilişki kurulması davasıdır. Bu dava çocuğun diğer hısımları tarafından da açılabilmektedir.

Torunla kişisel ilişki kurulması davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla görevlidir. Yetkili mahkeme çocuğun yerleşim yeri mahkemesidir.

Babaanne torununun velayetini alabilir mi?

Çocuğun velayet hakkı Türk Medeni Kanununun 336.maddesinde ‘’Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre velayet hakkı anne ve babaya tanınmış bir haktır.

Çocuğun ebeveynleri tarafından bakım ve gözetim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, çocuğun güvenlik ve sağlığının tehlikede olması, çocuğun gelişimi için uygun ortamın sağlanmaması durumunda velayetin kaldırılması gündeme gelebilmektedir. Bu durumda mahkeme tarafından her iki ebeveynin velayetin kaldırılmasına karar verirse ya da çocuğun ebeveynlerinin her ikisinin ölümü halinde velayet altında bulunmayan çocuğun vesayet altına alınması gerekecektir. Bu noktada genellikle çocuğun bakımını üstlenmek isteyen babaanne ve anneanne çocuğun velayetini talep etmektedir.

Türk Medeni Kanunu 404.maddesinde ‘’Velâyet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. Görevlerini yaparlarken vesayeti gerektiren böyle bir hâlin varlığını öğrenen nüfus memurları, idarî makamlar, noterler ve mahkemeler, bu durumu hemen yetkili vesayet makamına bildirmek zorundadırlar.’’ şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Dede, anneanne, babaanne, amca, hala, teyze veya dayı gibi yakın akrabalar anne ve babanın ölmesi ya da velayetin kaldırılması halinde çocukların velayet hakkını talep etmeleri mümkün değildir. Bu kişiler ancak TMK 404. maddesi gereğince çocuğun vesayet altına alınması durumunda gerekli şartları taşımaları halinde mahkeme kararıyla vasi olarak atanabilecektir.

Sonuç olarak babaannenin torununun velayetini alması mümkün değildir. Ancak çocuğun ebeveylerinin her ikisinin de ölümü veya velayetin kaldırılması halinde çocuğun vesayet altına alınması gündeme geleceğinden halinde vasi olarak atanmaları mümkündür.

İlgili Makale: Boşanmada Baba Çocuğu Ne Zaman Görür?

Torunla kişisel ilişki kurulması davası nasıl açılır?

Babaanne, anneanne veya dede torunuyla görüşmesi engellendiğinde Türk Medeni Kanunun 325.maddesi gereğince kişisel ilişkinin kurulmasını talep edebilecektir. Bu davada davacı taraf kişisel ilişki kurmayı talep eden taraf davalı taraf ise çocuğun velayeti hakkına sahip ebeveyndir. Dava açmak isteyen taraflar çocukla görüşmesinin engellendiğine ilişkin ayrıntılı açıklamaları, çocukla görüşmek isteme gerekçelerini, çocuğu görme haklarının çocuğun üstün menfaatine aykırı olmadığını, çocukla görüş hakkı verilmesi halinde çocuğun ihtiyaçlarına, bakımına, sağlığına ve duygusal ve gelişimine uygun ortamı sağlayacaklarını ayrıntılı olarak dava dilekçesinde açıklamaları gerekmektedir. İddiaları destekleyecek delilleri de mahkemeye sunulması büyük öneme sahiptir. Bu noktada tanık beyanları büyük öneme sahiptir. Dava sürecinin alanında uzman avukatla takip edilmesi hak kaybına uğramamanız için büyük öneme sahiptir.

Mahkeme, büyükanne ve büyükbabanın torunla görüşmesini ne zaman reddeder?

Büyükanne ve büyükbabanın torunu görme hakkı Türk Medeni Kanununun 325.maddesi gereğince düzenlenmiş olsa da bu hak mutlak değildir. Mahkemeler, çocuğun üstün yararını gözeterek, büyükanne ve büyükbabanın torunla kişisel ilişki kurmasının çocuğun menfaatine olup olmadığını değerlendirir. Eğer çocuğun psikolojik veya fiziksel sağlığı açısından olumsuz bir durum söz konusuysa, bu hak sınırlandırılabilir veya reddedilebilir.

Mahkeme tarafından babaanne ve dedenin torunla görüşme hakkının kısıtlanacağı veya reddedileceği durumlar görüş hakkı talep eden taraflar ve çocuktan kaynaklı olabilmektedir. Çocuğun idrak yaşında olup büyükanne ve büyükbabasıyla görüşmek istememesi halinde bunu beyan edip sosyal inceleme raporunda aynı şekilde görüş bildirilmesi halinde mahkeme tarafından kişisel ilişki kurulması reddedilebilir.

Çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle velayet sahibi annenin bakımına muhtaç olması durumunda ise kişisel ilişki tesisi yatısız olacak şekilde verilebilir. Yine talep edilen kişisel ilişki, çocuğun ruhsal, fiziksel ya da sosyal gelişimini olumsuz etkiliyorsa mahkeme bu talebi reddedebilir. Büyükanne ya da büyükbabanın çocuğa zarar verme ihtimali, şiddet geçmişi, bağımlılık gibi unsurlar varsa ilişki kurulması uygun görülmez. Davada velayet sahibi ebeveynin çocuğun büyükannesi ve büyükbabasıyla kişisel ilişki kurmasına itirazları ancak haklı gerekçeler ve bunların ispatlandığı ölçüde önem taşır.

Sonuç olarak büyükanne ve büyükbabanın torununu görme hakkı çocuktan ve büyükanne ve büyükbabadan kaynaklı nedenlerle reddedilebilir veya kısıtlanabilir. Dava sürecinde torunu göme hakkını etkileyebilecek faktörlerin iyi analiz edilmesi gereklidir. Süreçte hukuki yardım almanız hak kaybına uğramamanıza yardımcı olacaktır.

bir yorum bırakın

Hemen Ara