Samsun Boşanma Avukatı
Aile hukuku alanı, bireylerin en hassas haklarını doğrudan etkileyen ve uzmanlık gerektiren bir hukuk dalıdır. Samsun’da boşanma davaları ve aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar, profesyonel yaklaşım ve titizlikle ele alınmalıdır. Bu kapsamda, aile hukuku içerisinde sıkça karşılaşılan davalar şunlardır:
- Boşanma davaları (anlaşmalı ve çekişmeli)
- Velayet ve nafaka davaları
- Mal paylaşımı uyuşmazlıkları
- Evlat edinme ve soybağına ilişkin davalar
- Maddi ve manevi tazminat talepleri
- Aile içi şiddet ve 6284 sayılı Kanun kapsamında koruma tedbirleri
Ayrıca, anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanması, evlilik sözleşmesi düzenlenmesi, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası talepleri, aile bireylerine ve kadına karşı şiddetin önlenmesine yönelik hukuki başvurular da önemle takip edilmektedir.
Müvekkillerin haklarının korunması, adil, hızlı ve ekonomik çözümler üretilmesi, hukuki süreç boyunca şeffaf şekilde bilgilendirilmesi aile hukuku alanındaki temel ilkelerdendir. Bu yaklaşım, müvekkillerin hem hukuki hem de kişisel anlamda güven içinde olmalarını sağlamaktadır.
Boşanma Davası Açmak
Boşanma Davası Açmak
Boşanma davası, ister anlaşmalı ister çekişmeli olsun, titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Evliliğin sona erdirilmesi yalnızca hukuki bir işlem değil, aynı zamanda taraflar açısından duygusal ve sosyal açıdan da oldukça hassas bir dönemdir. Bu nedenle dava sürecinde yapılacak en küçük hata dahi ciddi hak kayıplarına yol açabilir.
Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların iradeleri doğrultusunda hazırlanacak protokolün eksiksiz ve yasal gerekliliklere uygun olması sürecin kısa sürede tamamlanmasını sağlar. Ancak protokoldeki küçük bir eksiklik dahi, davanın reddedilmesine veya tarafların mağduriyet yaşamasına neden olabilir.
Çekişmeli boşanma davalarında ise süreç daha uzun ve karmaşık ilerler. Velayet, nafaka, mal paylaşımı ve tazminat gibi konuların her biri ayrı bir ihtilaf doğurabilir. Bu nedenle sürecin profesyonel bir bakış açısıyla yönetilmesi, tarafların haklarının korunması açısından son derece önemlidir.
Sonuç olarak, boşanma sürecinde dikkatli ve planlı hareket etmek hak kayıplarının önüne geçmekte ve tarafların geleceğini doğrudan etkilemektedir.
Boşanma Davasında İstinaf / Temyiz
Boşanma davası sonucunda verilen kararın taraflardan biri tarafından hatalı ya da hukuka aykırı olduğu düşünülüyorsa, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf, ilk derece mahkemelerinin kararlarının usule veya esasa uygun olup olmadığının yeniden değerlendirilmesini sağlar.
İstinaf incelemesi sonucunda verilen kararın da hukuka aykırı olduğu kanaatine varılırsa, bu kez temyiz yoluna gidilmesi mümkündür. Yargıtay tarafından yapılan temyiz incelemesinde, yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesi kararlarının kanunlara uygunluğu denetlenir. Süreç sonunda Yargıtay, kararı onaylayabileceği gibi bozma kararı da verebilir.
Temyiz süresi ortalama 1 yıl civarında olmakla birlikte, dosyanın yoğunluğu ve inceleme kapsamına göre bu süre değişiklik gösterebilir. Bu aşamada en önemli husus, temyiz dilekçesinin süresinde ve hukuka uygun şekilde hazırlanmasıdır. Aksi halde tarafların hak arama imkânı kaybolabilir.
Sonuç olarak, boşanma davalarında istinaf ve temyiz yollarının etkin kullanılması, hak kayıplarının önlenmesi ve adil bir sonuca ulaşılması açısından kritik bir öneme sahiptir.
Boşanma Avukatı Ücreti ve Dava Masrafı
Boşanma davalarında avukatlık ücreti, taraf ile avukat arasında serbestçe belirlenebilir. Ancak, bu ücret Türkiye Barolar Birliği tarafından her yıl yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin altında olamaz. Dolayısıyla, avukat ve müvekkil arasında yapılacak sözleşmelerde, belirlenen asgari sınırlar dikkate alınarak bir ücret kararlaştırılır.
2025 yılı için geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, 03.10.2024 tarihli ve 32681 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bunun yanı sıra, barolar her yıl için tavsiye niteliğinde ücret tarifeleri açıklamakta, bu tarifeler davaların ortalama maliyetine dair yol gösterici olmaktadır.
Boşanma davalarında yalnızca avukatlık ücreti değil, aynı zamanda dava masrafları da söz konusu olur. Bu masraflar; harçlar, tebligat giderleri, bilirkişi ve keşif ücretleri gibi yargılama sırasında ortaya çıkan kalemleri kapsar. Davanın anlaşmalı veya çekişmeli olması, sürecin uzunluğu ve delil durumuna göre masraflar farklılık gösterebilir.
Sonuç olarak, boşanma davası açmayı düşünen tarafların sürecin başında hem avukatlık ücretleri hem de dava masrafları konusunda bilgi sahibi olmaları, ilerleyen aşamalarda karşılaşılabilecek sürprizleri önlemek adına önemlidir.
Çekişmeli Boşanma Davası
Çekişmeli boşanma davaları, tarafların evliliğin sona erdirilmesi noktasında uzlaşma sağlayamadığı, dolayısıyla sürecin daha uzun ve karmaşık ilerlediği davalardır. Bu tür davalarda genellikle velayet, nafaka, mal paylaşımı ve tazminat gibi konularda ihtilaf yaşanır.
Uzayan dava süreci hem taraflar hem de aile bireyleri için ciddi bir psikolojik ve maddi yük oluşturabilir. Ayrıca, davanın sonucunun taraflardan birinin beklentisi doğrultusunda olmaması yeni hukuki süreçlerin başlamasına yol açabilir. Bu nedenle çekişmeli boşanma davalarının, başından itibaren profesyonel bir yaklaşımla yönetilmesi büyük önem taşır.
Sürecin lehe sonuçlanabilmesi için:
- Delillerin eksiksiz toplanması,
- Tanıkların doğru seçilmesi,
- Usule uygun başvuruların yapılması,
- Hakların etkin biçimde savunulması gerekmektedir.
Sonuç olarak, çekişmeli boşanma davalarında stratejik ve dikkatli bir hukuki takip, tarafların menfaatlerinin korunması açısından belirleyici rol oynamaktadır.
Boşanma Davasını İlk Açan Kişi Daha mı Avantajlıdır?
Hukuk sistemimizde, boşanma davasını ilk açan tarafın özel bir avantajı bulunmamaktadır. Önemli olan husus, davayı açan tarafın geçerli bir boşanma sebebine dayanmasıdır. Bu şart sağlandığında, davanın usulüne uygun şekilde yürütülmesi mümkündür.
Diğer eş, kendisine açılmış olan boşanma davasına karşılık karşı dava açma hakkına sahiptir. Bu durumda mahkeme, her iki tarafın iddia ve savunmalarını birlikte değerlendirir. Dolayısıyla, davayı önce açmak tek başına bir üstünlük sağlamaz; delillerin gücü, hukuki gerekçelerin doğruluğu ve usule uygun hareket edilmesi sürecin sonucunu belirleyen esas faktörlerdir.
Kısacası, boşanma davalarında önemli olan ilk adımı atmak değil, hukuki süreci doğru yönetmek ve hakları etkin biçimde savunmaktır.
Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?
Boşanma davalarının süresi, davanın niteliğine göre değişiklik göstermektedir. Anlaşmalı boşanma davaları, tarafların tüm hususlarda uzlaşmaya varması ve protokolün eksiksiz hazırlanması halinde, çoğunlukla tek celsede sonuçlanır ve yaklaşık bir ay içerisinde tamamlanabilir.
Buna karşılık, çekişmeli boşanma davaları çok daha uzun sürebilmektedir. Usule uygun tebligatların yapılması, ön inceleme duruşması, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve karar duruşması gibi aşamalar sürecin uzamasına neden olur. Ayrıca, tarafların kurumlardan evrak temini, bilirkişi incelemeleri, mahkeme yoğunluğu ve temyiz süreci gibi faktörler de dikkate alındığında, çekişmeli boşanma davaları 1 ila 3 yıl arasında sonuçlanabilmektedir.
Bu nedenle, boşanma sürecine giren tarafların dava süreleri konusunda gerçekçi beklentilere sahip olması, hem zaman yönetimi hem de hakların korunması açısından büyük önem taşır.
Boşanmada Çocukların Velayeti
Velayet davaları, boşanma sürecinin en hassas ve en kritik konularından biridir. Her somut olayın kendi koşullarına göre değerlendirilmesi gerekir. Mahkeme, velayet kararını verirken çocuğun üstün yararını gözetir ve şu hususları dikkate alır:
- Anne ve babanın maddi ve manevi durumu,
- Çocuğun yaşı ve gelişim süreci,
- Çocuğun anne ve baba ile olan duygusal bağı,
- Eğitim, sağlık ve sosyal çevre koşulları,
- Çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimini etkileyen tüm faktörler.
Hakim, tüm bu kriterleri ayrıntılı biçimde inceleyerek, çocuğun geleceğini en çok koruyacak şekilde karar vermektedir. Bu nedenle velayet davaları, özel bir özen ve profesyonel takip gerektirir.
Velayet konusunda alınacak kararlar, yalnızca boşanma sürecindeki tarafları değil, doğrudan çocuğun hayatını şekillendireceği için, dava sürecinin titizlikle yürütülmesi büyük önem taşımaktadır.
Boşanmada Maddi ve Manevi Tazminat İstemleri
Boşanma davalarında tazminat talepleri, tarafların kusur durumuna ve boşanmanın sonuçlarına göre şekillenir. Türk Medeni Kanunu’na göre; mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma nedeniyle zedelenen ve boşanmada kusursuz ya da daha az kusurlu olan taraf, diğer taraftan maddi tazminat talep edebilir.
Bunun yanında, boşanmaya sebep olan olaylar kişilik haklarını ihlal etmişse, mağdur olan eş manevi tazminat isteme hakkına sahiptir. Bu tazminat, yaşanan manevi zararın kısmen de olsa giderilmesini amaçlar.
Mahkeme, maddi ve manevi tazminata hükmederken şu unsurları dikkate alır:
- Tarafların kusur oranları,
- Boşanmaya sebep olan olayların niteliği,
- Tarafların maddi durumları,
- Tazminatın hakkaniyete uygunluğu.
Tazminat davalarında asıl amaç taraflar arasında adil bir denge kurulmasıdır. Bu nedenle maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuki çerçevede doğru şekilde ileri sürülmesi büyük önem taşır.
Boşanma Davasında Nafaka
Nafaka kurumu, hem aile birliğinin devamı sırasında hem de boşanma sürecinde tarafların ve çocukların korunması amacıyla düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’na göre boşanma davalarında üç tür nafaka talep edilebilir:
- Tedbir Nafakası: Boşanma veya ayrılık davası devam ederken, dava sonuçlanıncaya kadar tarafların ve çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hâkim tarafından hükmedilen geçici nafakadır.
- İştirak Nafakası: Boşanma kesinleştikten sonra çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve gelişimi için belirlenen nafakadır. Çocuğun velayeti kendisine verilmeyen taraf tarafından ödenir.
- Yoksulluk Nafakası: Boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan taraf lehine hükmedilen nafakadır. Burada önemli olan, nafaka talep eden eşin boşanmada ağır kusurlu olmamasıdır.
Nafaka miktarı belirlenirken; tarafların gelir durumu, çocuğun veya eşin ihtiyaçları, yaşam standartları ve hakkaniyet ilkeleri dikkate alınır. Nafaka, taraflardan birinin talebi üzerine artırılabilir, azaltılabilir veya kaldırılabilir.
Nafaka düzenlemeleri hem eşlerin hem de çocukların ekonomik güvenliğini sağlamakta ve boşanma sürecinde ortaya çıkabilecek mağduriyetleri en aza indirmeyi amaçlamaktadır.
Düğün Takılarının İadesi Davası
Düğünde takılan ziynet eşyaları, hukuken kadına ait kişisel mal olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, evlilik birliği sona erdiğinde veya taraflar arasında uyuşmazlık çıktığında, ziynet eşyalarının iadesi talep edilebilir. Eğer takıların aynen iadesi mümkün değilse, bunların rayiç bedeli üzerinden ödeme yapılmasına hükmedilir.
Ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davalarda, dava konusu takıların cinsi, miktarı ve değeri ayrıntılı şekilde listelenir. Bu noktada delillerin, tanık beyanlarının ve faturaların dosyaya sunulması sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından önemlidir.
Mahkeme, mevcut delilleri değerlendirerek ziynet eşyalarının iadesine veya bedelinin ödenmesine karar verir. Böylelikle evlilik sırasında edinilen düğün takılarının hakkaniyete uygun şekilde tasfiye edilmesi sağlanır.
Boşanma Davası Açılırken Uzaklaştırma İstenebilir mi?
Boşanma davalarında, tarafların can ve mal güvenliğinin korunması amacıyla mahkemeden koruma kararı talep edilebilmektedir. Özellikle aile içi şiddet, tehdit veya psikolojik baskı gibi durumlarda, eşlerden biri diğerinin evden uzaklaştırılmasını isteyebilir.
Bu talep, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında değerlendirilir. Mahkemeye sunulacak dilekçe ile eşin evden uzaklaştırılması, iletişim kurmasının yasaklanması veya belirli tedbirlerin alınması sağlanabilir. Koruma kararına aykırı davranılması halinde ise ilgili tarafa hapis veya para cezası uygulanır.
Genellikle, avukat aracılığıyla yapılan başvurularda mahkeme birkaç gün içerisinde karar verir. Ayrıca, boşanma davası süresince evlilik hukuken devam ettiğinden, eşler birbirine karşı üçüncü kişi konumunda sayılmaz. Bu nedenle, süreç içinde hâkim, taraflardan birine aile konutunu tahsis edebilir.
Boşanma davası sırasında uzaklaştırma kararı alınması, tarafların güvenliği açısından kritik öneme sahiptir ve yasal zeminde kısa sürede uygulanabilmektedir.
Avukatsız Boşanma Mümkün mü?
Günümüzde internet ortamında pek çok boşanma dilekçesi örneği kolayca bulunabilmektedir. Ancak bu dilekçeler çoğunlukla kalıp metinler olup, somut olaya uygun hukuki içerikten yoksundur. Böyle bir dilekçeyle dava açmak, tarafların hak kaybına uğramasına ve sürecin olumsuz şekilde sonuçlanmasına sebep olabilir.
Boşanma davası, yalnızca dilekçe sunmaktan ibaret değildir. Delillerin sunulması, usul kurallarına uyulması, Türk Medeni Kanunu (TMK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine uygun hareket edilmesi büyük önem taşır. Ayrıca tarafların kusur durumları; tazminat, nafaka ve velayet gibi konular üzerinde doğrudan etkilidir.
Bu nedenle, boşanma sürecinde hakların doğru biçimde korunabilmesi için uzman desteği alınması, sürecin sağlıklı şekilde ilerlemesine katkı sağlar.
Samsun Boşanma Davası Duruşmaları Nerede Yapılır?
Samsun’daki boşanma davaları, Samsun Adliyesi Aile Mahkemeleri tarafından görülmektedir. Boşanma davası açıldıktan sonra dosya, görevli ve yetkili olan aile mahkemesine tevzi edilir. Mahkeme, taraflara tebligat göndererek duruşma gününü bildirir ve süreç bu mahkemeler nezdinde yürütülür.
Eğer tarafların ikamet adresleri farklı ilçelerde ise, davanın hangi aile mahkemesinde görüleceği yetki kuralları çerçevesinde belirlenir. Bu durumda davanın açıldığı yer mahkemesi, tarafların ikametgâhına veya son altı ay birlikte yaşadıkları yer mahkemesine göre değişiklik gösterebilir.
Böylelikle boşanma davaları, usul kuralları ve yetki ilkeleri çerçevesinde Samsun’daki adliye birimlerinde yürütülmektedir.

