Skip to main content

Evlilik Dışı Çocuğun Babalık Davası

Evlilik Dışı Çocuğun Babalık Davası

Evlilik dışında doğan çocuğun biyolojik baba tarafından tanıma işlemiyle soybağının kurulmadığında babalık davası açılarak soybağı kurulabilmektedir. Yazımızda evlilik dışı çocuğun babalık davası, babalık davasında neler talep edilebileceği, babalık davası sürecinde DNA testi, nikahsız doğan çocuğun hakları, babalık davası için hak düşürücü süreler, babalık davasının sonuçları gibi konularda ayrıntılı bilgiler verirken konuyla ilgili güncel yargıtay kararlarını da paylaşmayı hedefliyoruz.

Evlilik dışı çocuğun babalık davası

Çocuğun anneyle olan soy bağı doğumla kurulurken babayla olan soy bağının kurulması Türk Medeni Kanununda düzenlenen hükümler kapsamındadır. Babalık karinesinin düzenlendiği Türk Medeni Kanunun 285.maddesinde ”Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Babalık karinesi evlilik birliğinde veya boşanma sonrası 300 gün içinde doğan çocuklar açısından hüküm doğurur. Evlilik dışı çocuğun babayla soy bağının kurulması ise tanıma veya babalık davası ile olabilmektedir.

Baba evlilik dışı olan çocuğu kendi isteğiyle kabul etmek isterse tanıma işlemi yaparak kabul edebilecektir. Tanıma Türk Medeni Kanunun 295.maddesinde ”Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir. Başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.

Evlilik dışı doğan çocuğu babanın tanıma beyanıyla olmadığında çocukla baba arasındaki soy bağı hakim hükmüyle kurulmaktadır. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası, evlilik dışında dünyaya gelen çocuğun hukuki haklarını güvence altına alan en önemli yollardan biridir. Türk Medeni Kanununun 301.maddesinde göre:

  • Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler.
  • Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
  • Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.’‘ şeklinde düzenleme yapılmıştır.

Sonuç evlilik dışı çocuğun babalık davası biyolojik babanın tanıma yoluyla çocukla soy bağının kurmak istemediği durumlarda anne veya çocuğun başvuracağı hukuki yoldur. Bu dava ile çocukla soybağının kurulması sağlanabileceği gibi çocuk nafaka, miras gibi haklara sahip olacak anne de babadan bazı mali haklar talep edebilecektir.

Nikahsız doğan bir çocuğun yasal hakları nelerdir?

Nikahsız doğan bir çocuğun babayla soy bağının kurulması babanın kendi isteğiyle tanıma yoluna gitmemesi durumunda babalık davası yoluyla olacaktır. Babalık davasında anne bazı mali haklar talep edebileceği gibi çocuk da babayla soy bağının kurulması nedeniyle yasal haklara sahip olacaktır.

Öncelikle evlilik dışı çocuğun babası tarafından kabul edilmemesi durumunda anne veya çocuk babalık davası açarak babayla soy bağının kurulmasını sağlayacağı gibi çocuk için nafaka talep edebilecektir. Babalık hükmünün kurulmasıyla nikahsız doğan çocuk, evlilik birliğinde doğan bir çocuk gibi miras hakkına sahip olacaktır. Evlilik dışı doğan çocuk normal şartlarda annenin soyadını alır ancak babalık hükmü kurulduktan sonra babanın soyadını alma hakkı bulunmaktadır.

Babalık hükmü kurulduğunda mahkeme babayla çocuk arasında kişisel ilişki sağlanması adına belirli gün ve saatler belirler. Bu hüküm velayet sahibi annenin çocuğu babaya göstermek istememesi halinde babaya sağlanan bir haktır, mahkeme çocuğun üstün menfaatini gözeterek çocuğun babayla görüşmesinin duygusal gelişimine olan katkısını göz önünde bulundurarak karar verir. Babanın çocuğu görmesini ve iletişim kurarak aralarında bağ oluşturması için verilen karar babaya sağlanan bir hak olsa da bir yükümlülük değildir. Yani mahkeme tarafından babayla çocuk arasında kişisel münasebet kurulması için karar verilmiş olsa da babanın çocukla görüşmek istememesi halinde bunu sağlayacak bir yaptırım bulunmamaktadır.

İlgili Makale: Evlilik Dışı Hamile Kalan Kadının Hakları

Babalık davasında neler talep edilebilir?

Babalık davasında çocukla baba arasında soybağının kurulması dışında ek talepler de istenebilir. Bu talepler babalık davası ile birlikte talep edilebileceği gibi ayrı açılacak bir davayla da talep edilebilmektedir. Babalık davasında aşağıdakiler talep edilebilmektedir:

  • Türk Medeni Kanununun 304.maddesine göre ”Ana, babalık davası ile birlikte veya ayrı olarak baba veya mirasçılarından aşağıdaki giderlerin karşılanmasını isteyebilir:
    • Doğum giderleri,
    • Doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri,
    • Gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderler.
    • Çocuk ölü doğmuş olsa bile hakim, bu giderlerin karşılanmasına karar verebilir.
    • Üçüncü kişiler veya sosyal güvenlik kuruluşlarınca anaya yapılan ödemeler, hakkaniyet ölçüsünde tazminattan indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Anne mali haklarını babalık davasında talep edebilir ya da ayrı dava açabilir. Burada evlilik dışı hamile kalan kadın mali hakları babalık davasındaki gibi hak düşürücü süreye tabi değildir.
  • Türk Medeni Kanununun 333.maddesine göre ” Babalık davası ile birlikte nafaka istenir ve hakim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir.”
  • Türk Medeni Kanununun 334. Maddesine göre ”Ana ve baba nafaka yükümlülüklerini sürekli olarak ve ısrarla yerine getirmezlerse ya da kaçma hazırlığı içinde bulundukları, mallarını gelişigüzel harcadıkları veya heba ettikleri kabul edilebilirse hakim, gelecekteki nafaka yükümlülüklerine ilişkin olarak uygun bir güvencenin sağlanmasına veya gerektiğinde diğer önlemlerin alınmasına karar verebilir.”

Babalık davasında hak düşürücü süre ne kadardır?

Babalık davası evlilik dışı doğan çocuğun baba tarafından istememesi halinde çocukla baba arasındaki soybağının kurulmasını sağlayan davadır. Ancak hukuki sonuçları nedeniyle babalık davasının açılması için hak düşürücü süreler öngörülmüştür. Hak düşürücü süreler Türk Medeni Kanunun 303.maddesinde düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu madde 303- ”Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.
Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.

Çocuk babalık davasını ne zaman açabilir?

Çocuk açısından babalık davası açmak için hak düşürücü süreyi düzenleyen Türk Medeni Kanununun 303.maddesinin 2.fıkrası Anayasa Mahkemesi’nin 27/10/2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Bu nedenle çocuğun açacağı babalık davası hak düşürücü süre bulunmamaktadır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.04.2022 tarih 2022/1285 esas 2022/3256 sayılı kararı

”Babalık davasına dair hak düşürücü süreler ise TMK m. 303’de düzenlenmiştir. Buna göre, babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Çocuğun açacağı babalık davası yönünden; hak düşürücü süreyi düzenleyen ikinci fıkra, Anayasa Mahkemesi’nin 27/10/2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.

Somut olayda, mahkemece, davanın hak düşürücü süre geçtiğinden reddine karar verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece, davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılarak, dava Cumhuriyet savcısına ve Hazine’ye ihbar edilerek, çocuk ve çocuk adına kayyım tarafından açılan babalık davalarında her hangi bir hak düşürücü süre olmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

Sonuç olarak babalık davasını açabilecek kişiler anne veya çocuk olup anne açısından bu süre doğumdan başlayarak bir yıl, çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihten itibaren bir yıl, çocuk açısından hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Hak düşürücü süreler geçtikten sonra babalık davası açma hakkı bulunmamaktadır.

Babalık davasında DNA testi zorunlu mu?

Babalık davasında çocuk ile biyolojik baba arasındaki soy bağının nasıl tespit edileceği gündeme geldiğinde DNA testi gündeme gelmektedir. Babalık davasında çocuğu kabul etmek istemeyen baba genellikle mahkeme sürecinde DNA testi yaptırmaktan kaçınmakta, bunun mahkeme sürecinde zorunlu olup olmadığını merak etmektedir.

Babalık davası soy bağına ilişkin dava türlerinden biridir. Türk Medeni Kanununun 284.maddesinde soybağına ilişkin davalarda uygulanabilecek DNA testine ilişkin bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre “Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır:

  • Hakim maddi olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.
  • Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğurmuş sayabilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.

DNA testi soybağının belirlenmesinde kullanılan bir inceleme olup babanın sağlığını tehlikeye atmadığı sürece mahkeme tarafından talep edilen incelemeye rıza göstermekle yükümlüdür. Bu noktada babanın DNA testi yapılmasına rıza göstermemesi durumunda zorla numune alınıp alınmayacağına ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararında mahkemenin HMK 292.madde kapsamında zor kullanılarak alınmasına karar verebileceğine karar vermiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 18.10.2018 tarih 2017/1927 esas 2018/1471 sayılı kararında

”01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “Soybağının tespiti için yapılacak inceleme” başlığı altında ayrı bir düzenleme yapılmış ve 292. maddede;
“1.Uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkes, soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadır. Haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, hâkim incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar verir.
2.Üçüncü kişi tanıklıktan çekinme hakkı bulunduğunu ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınamaz.” biçiminde emredici ve özel bir düzenleme yapılmıştır.

Madde gerekçesinde de; “…uyuşmazlığın çözümü bakımından, davanın tarafları yanında üçüncü kişiler de, zorunluluk hâlinde, bilimsel verilere uygun olmak, sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak koşuluyla, vücutlarından kan veya doku alınmasına katlanmak zorundadırlar. İşin önemi dikkate alınarak böyle bir zorunluluk öngörülmüş ve üçüncü kişilerin tanıklıktan çekinme haklarını ileri sürerek bu yükümlülükten kaçınma yolu da kapatılmıştır.” denilerek, bu nitelikteki davalarda soybağının tespiti için vücuttan kan veya doku alınmasına katlanma zorunluluğu açık bir şekilde düzenlenmiştir.

Yerel mahkemece, test yaptırmaktan kaçınan davalı hakkında TMK’nın 284/2. maddesi uyarınca incelemeden beklenen sonucun onun aleyhine doğmuş olduğu kabul edilerek karar verildiği belirtilmiş ise de az yukarıda açıklandığı üzere TMK’ya göre sonraki kanun durumunda olan HMK’nda soybağının tespiti için yapılacak inceleme hakkında özel bir düzenleme yapılmış ve bu tür davalarda işin önemine binaen kan veya doku alınmasına katlanma zorunluluğu getirilmiştir.

Hâl böyle olunca, kamu düzenine ilişkin olan babalık iddiası hakkında doğru sonucun elde edilebilmesi için sonraki kanun olan ve özel düzenleme içeren HMK’nın 292. maddesi hükmünün uygulanması ve alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.” şeklinde karar verilmiştir.

Babalık davasında babanın DNA örneği vermekten kaçınması halinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 292.maddesinde uyuşmazlığın çözümü için soy bağının tespiti amacıyla vücuttan kan veya doku alınmasına katlanılmak zorunda olunduğu düzenlenmiş, haklı bir sebep olmaksızın bu zorunluluğa uyulmaması halinde ise hakim tarafından incelemenin zorla yapılmasına karar verilir.

Babalık davasında tazminat istenir mi?

Babalık davası, babanın çocuğu kabul etmek istememesi halinde açılan dava türü olduğundan kendi isteğiyle çocuğu tanımayarak durumu zorlaştıran baba aleyhine anne ve çocuk tarafından tazminat talep edilip edilemeyeceği merak edilen konuların başında gelmektedir. Babalık davasıyla birlikte anne doğum giderleri, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık geçim giderleri ve gebelik ve doğumun gerektirdiği diğer giderleri babadan tazmini talep edebilecektir. Ancak genel hükümlerle göre maddi ve manevi tazminat talepleri babalık davasıyla bir arada talep edilemeyecek ancak asliye hukuk mahkemelerinde açılacak ayrı bir davayla talep edilebilir.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 11.02.2019 tarih 2017/8640 esas 2019/1253 sayılı kararında

”Dava, ana ve kayyım tarafından açılan TMK’nin 301. madde kapsamında babalığın tespiti davası, çocuk için iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle de kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. (TMK mad.301) Bu dava, ana ve çocuk tarafından babaya, baba ölmüş ise mirasçılarına karşı açılır. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olduğundan, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesine göre, görevli mahkeme aile mahkemesidir.

Somut olayda davacıların maddi ve manevi tazminat istemi, Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ile 58. maddelerine dayanmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda babalık davalarında manevi tazminata ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Davacının maddi ve manevi talepleri aile mahkemelerinin görevi kapsamında olmayıp, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinin görevi dahilindedir.” şeklinde karar verilmiştir.

Evlilik dışı bir çocuğu baba alabilir mi?

Evlilik dışı doğan çocuğun babayla soy bağının kurulması tanıma veya babalık davasıyla olur. Babayla çocuk arasında soy bağı kurulduktan sonra çocuğun velayetinin kimde bulunacağı sorusu gündeme gelmektedir. Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti annesine aittir. Ancak baba çocukla soy bağı kurulduktan sonra velayet değişikliğine sebep olabilecek durumlar bulunmaktaysa velayet değişikliği için dava açabilir.

Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti ile ilgili düzenleme Türk Medeni Kanununun 337.maddesinde anneye ait olacağı vurgulanmıştır. Ancak aynı düzenlenmede annenin küçük, kısıtlı, ölmüş veya velayet kendisinden alınmışsa çocuğa vasi atanabileceği ya da babaya verilebileceği düzenlenmiştir. Evlilik dışı doğan çocuğun velayetini talep eden babanın öncelikle çocukla soybağı ilişkisinin bulunması gerekmektedir. Daha sonra ise velayeti anneden olan çocuğun velayet değişikliği için haklı nedenlerini mahkemeye sunması gerekmektedir.

Babanın çocukla soybağı ilişkisinin bulunması tek başına velayet değişikliğine karar verilmesi için yeterli olmayıp babanın annenin velayet hakkını kötüye kullandığını, yükümlülüklerini yerine getirmediğini, çocuğun güvenli ve sağlıklı bir ortamda yetişmediğini ispatlamalı ayrıca çocuğu kendisinin sağlayabileceği imkanları ve gelişimi için güvenli ve sağlıklı bir ortam sağlayacağını da mahkemeye kanıtlaması gerekmektedir. Burada çocuğun idrak yaşına sahip olması durumunda çocuğun görüşüne de başvurulacaktır.

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 20.10.2011 tarih 2011/2870 esas 2011/16350 saylı kararında

”Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı ile velayeti talep edilen çocuklar arasında Türk Medeni Kanununun 282/2. maddesinde gösterildiği şekilde bir soybağı ilişkisinin kurulmadığı görülmektedir.

Çocuklar, evlilik dışı ilişkiden doğmuş olup, nüfusta annelerinin kızlık hanesinde kayıtlıdırlar. Bu hanede baba isimlerinin “Halil” olarak yazılmış olması davacı ile hukuki bağı göstermez. Davacı ile çocuklar arasında bir soybağı tesis edilmediğine göre, davacının bu çocukların velayetlerini talep etme hakkı da bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu hukuki durum karşısında davanın “davacının aktif husumet ehliyetinin yokluğu” sebebiyle reddi yerine, yazılı gerekçeyle reddedilmesi doğru değil ise de, verilen ret kararı, açıklanan sebeple sonucu itibarıyla doğru olduğundan, gerekçesi değiştirilmek suretiyle hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.

Babalık davasında görevli ve yetkili mahkeme

Babalık davalarına bakmakla görevli mahkeme aile mahkemesidir. Eğer davanın açılacağı yerde aile mahkemesi bulunmuyor ise asliye hukuk mahkemesi aile mahkemesi sıfatıyla görevlidir. Babalık davasında yetkili mahkeme Türk Medeni Kanunu 283.maddesinde düzenlenmiş olup ilgili düzenlemeye göre ”Soy bağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır.” şeklindedir.

Babalık davası yargıtay kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.07.2010 tarihli 2009/11660 esas 2010/13456 sayılı kararı

”Çocuk tarafından açılan soybağının reddi davası ile (TMK.md.286/2), ana tarafından açılan babalık davası (TMK.md.301) birleştirilerek her iki davanın da kabulüne karar verilmiş, hükmü babalığına hükmedilen davalı Yener temyiz etmiştir. Babalık davasının görülebilmesi için öncelikli koşul; çocukla nüfusta babası olarak gözüken erkek arasındaki soybağı ilişkisinin ortadan kalkmış olması gerekir.

Soybağının reddine ilişkin kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olması karşısında babalık davası şimdi incelenebilir hale gelmiştir. Davalı da önce soybağının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesi gerektiğini ileri sürerek DNA incelemesi için rıza göstermemiştir. Açıklanan nedenlerle önce soybağının reddine ilişkin davanın sonuçlanması beklenilip daha sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek babalık davası hakkında hüküm kurmak gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde babalık davası hakkında da karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 03.11.2021 tarih 2021/5941 esas 2021/8069 sayılı kararı

”Dava, babalığın tespitine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 301. maddesinde; “Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler. Dava babaya, baba ölmüşse mirasçılarına karşı açılır. Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.” hükmü yer almaktadır. Ayrıca açıkça yetki verilmemiş ise vekil, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz ve takip edemez (HMK m. 74). TMK’nin 301. maddesine göre, evlilik haricinde doğan çocukla baba arasındaki soybağı hakim hükmüyle kurulabilir. Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir.

Somut olayda dava Cumhuriyet savcısına ve Hazineye ihbar edilmemiştir. Babalık davasının Cumhuriyet savcısına ve Hazineye ihbarı zorunlu bulunduğu halde (TMK.md. 301/son) hazineye ve Cumhuriyet savcısına dava ihbar olunmadan, davacı vekilinden babalık davasını açabilmesi için özel yetki içeren vekaletname alınmadan yargılamaya devamla işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenle kararın münhasıran bu sebeple bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.”

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 06.10.2016 tarih 2016/5024 esas 2016/11065 sayılı kararı

”Davacı vekili asliye hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, davacının … ile … çocuğu olmasına rağmen amcası … ile yengesi Gülay’ın nüfusuna tescil edildiğini ileri sürerek davacı …’nun gerçek anne ve babasının nüfusuna kaydedilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı …’in temyizi üzerine, Yargıtay …Hukuk Dairesinin 25/02/2013 gün 2012/3799-2013/4951 sayılı ilamı ile “…davacının …. üzerindeki kaydının silinmesi isteği ve annesinin … olmayıp … olduğunun tespiti istemi, nüfus kaydının düzeltilmesi, Sait’in hanesine tesciline ilişkin istek ise babalığa ilişkindir. Babalık davası yönünden görevli mahkeme Aile Mahkemesidir (4787 s.k.md.4/1) O halde, mahkemece öncelikle davacının babalık ile ilgili talebinin bu davadan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” şeklinde bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak babalık davası tefrik edilmiş, yeni bir esasa kaydedilerek davaya Aile Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmiştir. Kararın kesinleşmesi üzerine babalık davasının geldiği aile mahkemesince,…Hukuk Dairesinin yukarıda açıklanan kararı ile babalık davasında görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğunun belirlendiği ve bu hususun kesinleştiği gözetilerek, HMK 23/2 (HMUK 25/3) maddesi gereğince görevsizlik kararı verilemeyeceği dikkate alınmadan yerinde olmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 05.12.2012 tarih 2011/16609 esas 2012/29215 sayılı kararı

”Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak 300 gün geçmeden doğan çocuğun babası kocadır (TMK. md. 285/1). Bu bakımdan, davacının boşandığı eşi A. ile küçük C.B.arasında evlilik içinde doğumla kendiliğinden soybağı kurulmuştur. Türk Medeni Kanununun 295/son maddesi uyarınca bir başka erkekle soybağı bulunan çocuğun bu soybağı usulünce reddedilmeden (TMK. md. 286-291) babalık davasının (TMK. md. 301 -303) dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Davacı ana, davalı A. yönünden mevcut soybağının reddini; davalı S.yönünden de babalığa karar verilmesini talep etmektedir. Ananın soybağının reddini talep etme hakkı yoktur (TMK. md. 289). Yukarıda belirtildiği gibi; mevcut soybağı reddedilmeden babalık davası dinlenmez.

Açıklanan nedenlerle; ananın kendi adına davalı A.aleyhine açtığı soybağının reddi davasının “aktif taraf sıfatı yokluğu” davalı S. aleyhine açtığı babalık davasının da “dava şartının gerçekleşmemesi” nedenleriyle reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde her iki talebin (davanın) de kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup; bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 28.02.2022 tarih 2021/10407 esas 2022/1840 sayılı kararı

”Dava, babalık ve babalık davasının ferisi niteliğinde olan tedbir ve iştirak nafakası istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince adi tıp kurumundan DNA raporu alınmış, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılmış, davanın kabulü ile babalığın tespitine, ortak çocuk yararına dava tarihinden aylık 1.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince iştirak nafakasının babalık hükmünün kesinleşmesinden itibaren ödenmesine, diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

Türk Medeni Kanunu m. 333 hükmünde açıkça düzenlendiği üzere babalık davası ile birlikte nafaka istenebilir ve hâkim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir. Açıklanan nedenlerle, davalının çocuğun babası olduğu da sabit olduğuna göre dava tarihinden itibaren nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.”

Sıkça Sorulan Sorular

Evlilik dışı olan çocuğun kimliği nasıl çıkarılır?

Evlilik birliği içerisinde veya dışında olsun çocuğun doğumundan itibaren 30 günlük süre içerisinde çocuğun nüfusa kaydettirilmesi gerekmektedir Evlilik dışı çocuğun nüfusa kaydı yapılabilmesi için annenin nüfus cüzdanı, hastane doğum belgesi veya noterden alınmış bir tanıma senedi varsa bu senedin aslı ile beraber annenin yerleşim yerindeki nüfus müdürlüğüne başvurulur.

Evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğu tanıma yetkisi kime aittir?

Evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun baba tarafından tanınmasında nüfus müdürlüğü, noter ve mahkeme yetkilidir.

DNA testi mahkeme masrafları ne kadar?

Babalık davasında DNA testi mahkeme masrafları 2025 yılında yaklaşık 7000-9000 civarındadır.

Evlilik dışı doğan çocuk kimin soyadını alır?

Türk Medeni Kanunumuzda yer alan 321. Madde gereğince çocukların soyadı belirlenirken anne ve babanın evli olduğu durumlarda çocuk ailenin soyadını alacaktır. Bunun dışında çocuğun evlilik birliğinin dışında meydana gelmesi durumunda çocuk annesinin soyadını alacaktır.

Evlilik dışı doğan çocuğun baba adı ne yazılır?

Evlilik dışı doğan çocuğun kimliği çıkarılırken baba adı anne tarafından herhangi bir isim belirlenerek yazılmaktadır. Çocuğun biyolojik babasının isminin yazılması çocukla baba arasında soy bağının kurulması sonucunu oluşturmaz.

bir yorum bırakın

Hemen Ara