Düğün takılarının iadesi davası diğer bir deyişle ziynet eşyalarının iadesi davası düğünde takılan altın ve paranın iadesine ilişkin bir davadır. Her eşlerden her biri diğer eşte bulunan ziynet eşyalarının aynen yoksa bedelini evlilik birliğinin devamı sırasında ya da sonlanması durumunda isteyebilir.
Düğün Takılarının İadesi Davası Nedir?
Bu dava boşanmanın ferisi değildir. Yani düğün altınlarını talep etmek için boşanmanın gerçekleşmesini ya da mal paylaşımının yapılması gerekli değildir. Boşanma davasının içinde değil ayrı olarak dava açılması daha mantıklıdır. Çünkü düğün altınlarının iadesi davası boşanma davasından daha önce sonuçlanması yüksektir. Düğün altınlarının boşanma davasının içinde istenmesi durumunda uzun sürebilecek boşanma davasının sonucunun beklenmesi gerekir.
Düğün takılarının iadesi davasında altınların miktarını ispatlamak büyük önem taşır. En önemli ispat aracı düğünün kamera görüntüleri ve fotoğraflarıdır. Bunların bulunması durumunda bu görüntüler bilirkişi tarafından incelenerek altınların miktarı, gramı, ayarı, adeti hakkında ayrıntılı rapor hazırlanır. İkinci önemli ispat aracı şahitlerdir. Düğün altınları konusunda olağan olan ziynet eşyalarının kadının himayesinde bulunmasıdır. Bunun aksini iddia eden taraf iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Tanıklar hem altınların miktarını desteklemek hem de altınların hangi amaçla bozdurulduğunu konusunda bilgi sahibi olan kişilerden seçilmelidir.
Düğün Takılarının İadesi Davası Şartları
– Ziynet eşyaları boşanma davasının içinde istenebileceği gibi ek bir dava açılarak da istenebilir. Boşanma dava dilekçesinde ziynetlerle ilgili bir talep yoksa sonradan istekte bulunulması iddiasının genişletilmesi niteliğinde sayılır. Yani ziynet eşyaları boşanma davasında en başta talep edilmediyse ek dava açılarak talep edilmesi daha mantıklıdır. Açılacak ek dava kısmi alacak davası olarak açılabilir. Dava dilekçesinde ziynet eşyaları ( düğün takıları) ayrıntılı olarak açıklanmalıdır. Yani adet, gram, cinsi mutlaka ayrıntılı olarak belirtilmelidir.
– Ziynet alacağı hakkı olduğunu iddia eden eş, öncelikle ziynetlerin varlığını, sonrasında dava konusu zilyetlerin kendisinde kalmadığını ispat etmekle yükümlüdür. Olağan olan durum ziynet eşyalarının kadının himayesinde bulunmasıdır. Bu nedenle bunun aksini iddia eden iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Yine kadın olağan şartlar altında ortak konuttan ayrılırken kendini güvenceye almak için ortak konuttan ayrılırken ziynet eşyalarını da yanında götürmesi olağan olandır. Bu durumun tersini ispatlamak kadına düşer. Yani kadın altınların davalı kocada kaldığını ispatlamalıdır.
Düğün takılarının iadesi davasında :
- Kadının fiziksel şiddete uğrayarak evden ayrılması durumunda,
- Hastaneye giderek kadının evden ayrılması,
- Kadının kovularak evden ayrılması,
- Evlilik birliği sırasında kadının altınlarının bozdurulması,
- Eşinin akrabaları tarafından kadının altınlarının elinden alınması,
- Kiralama suretiyle altın takılması,
- Düğün altınları kasaya konulmuşsa kasa anahtarının bulunmaması durumunda kadının davasının kabulü gerekir.
Evlilikte Düğün Altınlarının Bozdurulması Durumu
Düğün altınları koca tarafından bozdurulup değişik amaçlar için kullanılmış olabilir. Davalı koca altınların geri istememek üzere verildiğine ilişkin bir delil sunamazsa bu altınların karşılığın kadına vermek zorundadır. Düğün altınlarını;
- Düğün borçları için,
- Araç alımı için,
- Kocanın kişisel borçlar için,
- Kayın hısımları için,
- Kira borçları için,
- Evin ihtiyaçları için,
- İş yeri açmak için,
- Sağlık giderleri için,
- Taşınmaz alımı için,
- Balayı için,
- Evlilik birliğinin borçları için bozdurulmuş olabilir. Kadının dava konusu altınları kocasından geri istememek üzere verdiğine ilişkin delil sunulmadığı tüm durumlarda erkeğin altınları karısına vermek zorundadır, kadının açtığını düğün takılarının iadesi davası kabul edilir.
Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almadan ziynet eşyalarını vermek suretiyle katkıda bulunmuşsa, mal tasfiyesi sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. Yani düğün altınları araç veya ev almak için bozdurulmuşsa davacı kadın araç veya evde ortaya çıkacak değer artışında katkısı oranında alacak hakkına sahip olur. Açılacak mal paylaşımı davasında düğün altınlarının bozdurulmasıyla alınan ev veya araçtan değer artış payı alacağı isteminde bulunulmuşsa tekrar düğün altınlarının iadesi için dava açılamaz.
Düğünde takılan altınlar düğünden sonra erkek eşin akrabaları tarafından alınması durumunda, kim almışsa davanın ona yönetilmesi gereklidir.
Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 01.10.2009 tarihli kararında ” davacı vekili düğünde müvekkiline takılan ziynet eşyalarından 14 adet çeyrek altının eşi tarafından bozdurularak balayı için harcandığını, geri kalanlarında işe başladıktan sonra güvenlik amacıyla kayınvalidesine teslim edildiğini daha sonra boşanmaları nedeniyle bunların kendisine iade edilmediğini iddia ederek davalı eşten ziynetlerin aynen iadesini veya bedelinin tazminini istemiştir. Davalı vekili davacının iddialarının doğru olmadığını , ziynetlerin davacıda olduğunu davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ziynetlerin kayınvalideye teslim edildiği ve daha sonra iade edilmediği, gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu defa yapılan incelemede ziynetlerin kayınvalideye teslim edildiği mahkemece kabul edildiği halde , kayınvalideye teslim edilen ziynetler yönünden davalı eş aleyhine hüküm kurulmasının doğru bulunmadığı anlaşılmış olmakla dairemiz onama kararının kaldırılarak hükmün bozulması gerektiği anlaşılmıştır.” şeklinde karar vermiştir.
Düğün altınlarının kiralama suretiyle takılması durumunda, altınların kiralanmış olması davalıyı ödeme borcundan kurtarmaz.
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 01.10.2018 tarih 2016/21311 esas 2018/9312 sayılı kararı
” Somut olayda davacının ziynet eşyalarını talep ettiği, davalının ise gerdanlığın kiralık olduğunu, bir kısım ziynetleri davacının kendi ailesine verdiğini, geri kalan ziynetlerin de bozdurularak düğün borçları için harcandığını savunmuştur. Dosya kapsamından ve yargılamada tanık olarak dinlenen davalının annesinin de beyanı ile sabit olduğu üzere gerdanlığın kiralandığı, bu durum karşısında kiralanmış olsa bile davacıya iadesinin gerektiği, düğünde takıldığı sabit olan gerdanlık ve 2 adet burma bilezik yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir”
Düğün Takılarının İadesi Davasında Süreç Nasıl İlerler?
Düğün takılarının iadesi davası boşanma davasından talep edilebileceği gibi ayrı bir dava ile talep edilebilir. Ayrı bir davayla talep edilmesinin neden daha avantajlı olduğuna yukarıda açıklamıştık. Ziynet eşyalarının iadesi davasında öncelikle altınların miktarı, ne şekilde kadının elinden çıktığı, bozdurulmuşsa ne için bozdurulduğu ayrıntılı olarak incelenmelidir. Bu incelemelerden sonra dava dilekçesi hazırlanır. Davanın kısmi dava olarak açılması hem dosyaya esas alınacak dosya masrafı bakımından hem de altınların değerinin bilirkişi tarafından incelemesi yapılacağından daha mantıklıdır.Dava dilekçesinde özellikle ziynet eşyalarının gram, ayar ve cinsi net olarak belirtilmelidir.
Düğün Altınları Nasıl İspatlanır?
Düğünün kamera kaydı ve fotoğrafları bulunuyorsa delillere eklenmesi ve tanık beyanları düğün altınlarının ispatında büyük öneme sahiptir. Dosyaya sunulan düğün kamera kayıtları ve fotoğraflardaki altınların belirlenmesi için bu deliller mahkeme tarafından kuyumcu bilirkişisine gönderilir. Dava sürecinde delil listesinde belirtilen tanıklar da hem altınların miktarına ilişkin hem de altınların ne şekilde davacı kadının elinden alındığıyla ilgili, alındıktan sonra geri verilip verilmediğine ilişkin tanıklık yaparlar. Tanık beyanları ve bilirkişi raporuna göre süreç sonlanmaktadır.
Düğünde Takılan Altınların İadesinde Son Değişiklik Yargıtay Kararı 2024
Düğünde takılan altın ve paralar daha önce kime takıldığının önemi olmadan kadına ait olacağı hususunda görüş birliği bulunmaktaydı. Ancak Yargıtay görüş değişikliğine giderek verilen kararda önemli bir değişiklik yapmıştır.
Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 04.04.2024 tarih 2023/5704 esas, 2024/2402 sayılı kararı ile
” ziynet eşyalarının paylaşımı konusunda anlaşma varsa o geçerlidir. Anlaşma yoksa yerel örf ve adetin varlığı iddia ve ispat edilirse bu kurala göre paylaşım gerçekleşir. Aksi halde erkeğe ve kadına takılan her şey kural olarak kendilerine aittir.Takılar içinde kadın veya erkeğe özgü bir şey varsa o cinse verilmiş sayılır. Özgü olma konusunda çekişmeli bir durum varsa bilirkişi incelemesi yapılmalıdır. Takı sandığı/torbasına konulan şeylerde takı kadına ya da erkeğe özgü bir şey ise o cinse verilmiş sayılır, özgü olma durumu yoksa ortak kabul edilmelidir.” şeklinde karar vermiştir.
Buna göre kolye, küpe, bilezik gibi ziynet eşyalarının kadına özgü olma durumu yüksektir. Çekişmeli durumdan bilirkişi tarafından değerlendirilir. Ancak erkek eşe takılan çeyrek altın ve paranın cinse özgü durumu olmadığından erkeğe takıldıysa ona ait olması gereklidir. İlgili kararın tam metnini https://karararama.yargitay.gov.tr/ adresinden inceleyebilirsiniz.
Düğün Takılarının İadesi Davası Yargıtay Kararları
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 14.05.2018 tarih 2018/1770 esas 2018/5131 sayılı kararı
” Davacı, iddiasının ispatı için tanık deliline dayanmış ve gösterdiği tanıklardan davacının annesi beyanında; düğün sonrası damadının borçları ödemek için ziynetleri bozdurduğunu ve yeniden alacağını söylediğin, bu sözleri bizzat duyduğunu belirtmiştir. Davacının kardeşi ise; ziynetlerin davalı tarafından bozdurulduğunu hem davacıdan hem davalıdan duyduğunu, ziynetlerin iade edilmediğini ifade etmiştir. Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanığın gerçek olmayan olayları gerçekmiş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil ve olgu yoktur.
O halde, tanıkların sözlerine değer vermek gerekir. Buna göre, davacı kadının, toplanan delillere göre ziynet eşyalarının harcandığı ve iade edilmediği yönündeki iddiasını ispat ettiği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece; davacı davasını yöntemine uygun şekilde ispat ettiğinden, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 10.05.2018 tarih 2016/7810 esas 2018/4987 sayılı kararı
” Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayıyla bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafından kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını öne sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarından 4 bilezik ile küçük altınların ihtiyaçlar için bozdurulduğunu savunmuş, davacı kadının bunları iade edilmemek üzere rıza ile verdiğini kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca, davalı kocanın, evlilik birliği içinde bozdurularak harcanan ziynetlerin, rızayla ve iade şartı olmaksızın kendisine verildiğini ispatlayamadığı, bu nedenle dava konusu olan ve varlığı ispat edilen ziynetleri iadeyle mükellef olduğu hususu tartışmasızdır. Öyle ise, mahkemece; evlilik birliği içinde bozdurulduğu anlaşılan bu takılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 18.02.2019 tarih 2017/10312 esas 2019/1232 sayılı kararı
” Somut uyuşmazlıkta; davacı kadının iddiası, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafça balayı tatili bahanesi ile elinden alındığı ve bir daha kendisine iade edilmediği yönündedir. Bu durumda, davacı ziynetlerin davalı tarafından elinden alındığını ve rızası dışında harcandığı iddiasını ispat etmek zorundadır.
Mahkemece, davacının ziynetlerin davalı tarafça elinden alındığını ve iade edilmediği iddiasını ispatlayamadığı, tanık anlatımlarından davacının altınları rızası ile birlikte harcamak üzere davalıya verdiği gerekçesiyle, ziynet talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Oysa; davada dinlenen her iki taraf tanıklarının beyanlarından, dava konusu zilyetlerin evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurulduğu ve tarafların balayı tatili sırasında harcandığı anlaşılmaktadır. Ancak, davalı koca ziynet eşyalarını kadının iade edilmemek üzere kendi rızası ile verdiğini kanıtlayamamıştır. Bu nedenle eldeki davada davalının dava konusu ziynet eşyalarını davacıya iade ile yükümlü olduğunun kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece bu yön üzerinde durularak, davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.”